My arms Çeviri Türkçe
3,111 parallel translation
I can't feel my arms.
Kollarımı hissedemiyorum.
My arms.
- Kolum...
Dani, the last person I told my suspicion to was Max, and he died in my arms.
Dani, şüphelerimi paylaştığım son insan, Max kollarımda can verdi.
Well, to tell the truth, my arms are so sore,
Doğruyu söylemek gerekirse, kollarım çok acıyor
Except for you can't tell,'cause she's trying to get out of my arms.
Seni söyleyemediğinin dışında. Çünkü kollarımdan kaçmaya çalışıyor. Teşekkür ederim.
I put my arms around you.
Kollarımı sana doluyorum.Sarılıyorum.
I'm starting to lose feeling in my arms.
Kollarımı kaybetmişim gibi hissetmeye başlamıştım.
I can't lift my arms.
Kıpırdayamıyorum bile.
I will not hold you in my arms.
Seni ne öpeceğim ne de sarılacağım.
# I can hardly wait to hold you # Feel my arms around you
# Sana sarılmak, seni kollarımda hissetmek için... # #... kendimi zor tutuyorum. #
Well, you can imagine how pleasant it was for me to have to tell my grandfather that the baby that I'm carrying in my arms is mine and would you please feed her until after the war because I can't provide for her in Pest.
Kucağımdaki çocuğun benim olduğunu, savaş süresince ona bakmasını ve sevmesini istediğimi, çünü ona Peşt'te bakamıyor olduğumu büyükbabama söylemenin, ne büyük bir zevk olduğunu hayal et.
NOW I WANT TO THROW MY ARMS AROUND YOU
Now I want to throw my arms around you
My arms...
Kollarım...
I cannot move my arms, my legs.
Kollarımı, ayaklarımı hareket ettiremiyorum.
I never know what to do with my arms.
Ellerimi nereye koyacağımı bilmiyorum.
I've begun to fear that I may never hold my beloved Tilda in my arms again.
Sevgilim Tilda'yı tekrar kollarıma alamayacağım korkusu bastı.
My arms are longer. My boobs are smaller.
Kollarım daha uzun, memelerim daha küçük.
I can't lift my arms.
Kolumu kaldıramıyorum.
In my arms.
Benim kollarımda.
I could hold out my arms
Kollarımı açabilirim
And spirit-mate. Passed over in my arms.
- Ruh eşim, kollarımda öldü.
The hair stood up on my arms, and my mouth grew dry with disgust.
Tüylerim diken diken oldu ve ağzım tiksinti içinde kurudu.
and I was awake with a baby in my arms.
Uyandığımda kollarımda bir bebek vardı.
It remains firmly bound, until Naevia is back in my arms.
Naevia kollarıma dönene kadar ben sevinmem.
She has been from my arms too long.
Uzun süredir benden uzak kaldı.
Pay close attention, because at no point do my hands ever leave my arms.
Şimdi dikkatlice izleyin çünkü ellerimi açıkta tuttuğumu görüyorsunuz.
I would've taken it in my arms.
Ben ben onu kendim alırım.
I shave my arms and wax my upper lip, okay?
Kolumu tıraş edip, bıyığımı alıyorum ben.
I go, I talk, she falls into in my arms.
Giderim, konuşurum, o da kollarıma atlar.
Except when you are in my arms.
Sen kollarımda olduğun zaman hariç.
- But I can't bend anything with my arms agonizingly maimed like this.
- Ama kollarım arap saçına dönmüşken bu şekilde hiçbir şeyi bükemem.
My arms.
Kollarım.
I haven't shown my upper arms since 1998, and you know how hot it gets in August.
1998'den beri üst kolumu göstermedim, Ve Ağustos nasıl sıcak oluyor biliyorsunuz.
It's going to take me years to recover from being torn from my mother's arms.
Böylece anneme olan yılların borcumu ödemiş olurum.
Smoke start clogging my lungs and the sounds of small arms and machine gun fire rips through the air.
Duman ciğerlerimi tıkamaya başladı. Hafif silahlar ve makineli tüfeklerin kurşun sesleri havayı yarıp geçiyordu.
She died before the night was out, went stiff in my girl's arms and died.
Sabaha varmadan öldü. Kızımın kollarında kaskatı kesilip öldü.
Sometimes when I'm cooking I imagine a man coming up from behind me he gently places his arms around me he sweeps the hair from my neck and kisses me...
Bazen yemek yaparken.... arkamdan bir adamın geldiğini hayal ediyorum usulca bana sarılıyor..... saçlarımı okşayıp, omuzlarımdan ve boynumdan beni öpüyor...
As the doctor picked you up in her arms, my husband fixed the door.
Doktor seni kollarından tutup çektikten sonra kocam kapıyı tamir etti.
My husband went to meet you at The Gifford Arms.
Eşim sizi getirmek için Gifford Arms'a gitti.
My inside officer said he was organizing arms shipments, but he was just an air traffic controller. He was just a guy.
İçerideki memurum, onun silah sevkiyatlarını ayarladığını söyledi ama o sadece bir hava trafik kontrolörüydü.
I didn't like my protégé sleeping with a foreign arms trader he met under a cover I.D.
Çırağımın gizli kimliğini keşfeden, yabancı bir silah tüccarı ile yatıyor olması hoşuma gitmemişti.
Even though he carry me in his arms not hide my smell.
Beni taşısa bile yine de kokumu alırlar.
- This stuff on my arms...
- Kolumdaki şu şey..
My family went to the beach, and my dad took me out, and a huge wave knocked me out of his arms, and he couldn't find me and stuff.
Ailemle denize gitmiştik ve babam beni suya soktu, ve büyük bir dalga gelip beni kollarının arasından aldı, beni suda bulamamış.
When I first saw you running across my field with your boy in your arms, I had little hope he'd survive.
Seni ilk, kucağında oğlunla bahçemde koşarken gördüğümde çocuğun yaşayacağına dair az umudum vardı.
Remove the powder in the arms from the forehold, keep a small store in this room until I know the cut of my crew.
Ön taraftaki barutu kaldırın. Tayfayı tanıyana kadar, burada küçük bir ambar kurun.
My uncle didn't see his country rise up in arms.
Amcam ülkesinin silahlı ayaklanma başlattığını göremedi.
But my mommy had no arms!
Ama annemin kolları yoktu!
Those three minutes in his arms were the longest of my entire life.
Kollarında geçirdiğim o üç dakika, hayatımdaki en uzun andı.
* a girl who wants my kisses and my arms * * a girl with all the charms... * and if you've been with anyone else but me...
Ve eğer benden başka biriyle berabersen...
You're talking about the night you were drunk on champagne, hanging off every one of my colleagues'arms, embarrassing me, your mother, and yourself.
Hani şampanyayla sarhoş olup tüm iş arkadaşlarımın kollarından çekiştirdiğin beni, anneni ve kendini utandırdığın geceden bahsediyorsun.