My fellow citizens Çeviri Türkçe
58 parallel translation
I'm willing to admit that to a majority of my fellow citizens... I'm a slightly comic figure... an educated man.
Çoğu kişi karşısında bir parça komik ve eğitimli biri gibi kaldığımı kabul ediyorum.
I say to you, my fellow citizens of Massachusetts that those who have led in war must lead in peace.
Massachusetts'deki vatandaşlar savaş döneminde başınızda olanlar barış döneminde de olmalılar.
My fellow citizens, as long as that madman prowls among us, - no one is safe.
- Vatandaşlar,... o deli aramızda dolaştığı sürece hiç kimse güvende sayılmaz.
I beg you, my fellow citizens, listen to me.
Size yalvarıyorum yurttaşlarım, beni dinleyin.
I call upon my fellow citizens everywhere... to cooperate with me in making this the most efficient... and the cleanest example of public enterprise... the world has ever seen.
Dünyanın gördüğü en etkin ve en temiz... kamu girişimini gerçekleştirmede benimle... işbirliği yapmaları için her taraftaki... kıymetli vatandaşlarıma sesleniyorum
My fellow citizens...
Sevgili vatandaşlarım...
Communications may be broken at any time... but I have told you what is most important my fellow citizens.
İletişim hatlarımızda her an bir kopukluk meydana gelebilir. Ancak, en önemli şeyi, sizlere söylemiş bulunuyorum. Sevgili yurttaşlarım...
My fellow citizens.
Sevgili yurttaşlarım.
That's exactly what we'll do. We'll protect the life of 200 billion of my fellow citizens.
Yapacağımız da bu, 200 milyar vatandaşımızın yaşamını korumak.
To the men and women of Unit 303 to my fellow citizens, I say, "Courage, Mom."
Birlik 303'ün adamlarına vatandaşlarıma "Cesaret, Anne." diyorum.
I felt very very wronged and I felt that I had to not only uphold myself, my reputation, but that of my fellow teachers, my fellow union members, my fellow citizens.
Bana çok büyük haksızlık yapıldığı hissine kapıldım ve yalnızca kendimi, itibarımı değil aynı zamanda meslektaşlarımı, sendika üyelerini, hemşerilerimi de savunmam gerektiği fikri hasıl oldu.
Rest assured, my fellow citizens, everything is being done by the police, the magistrates and the town council...
Aziz vatandaşlarım, emin olun ki, her şey aydınlansın ve canavar cezalandırılsın diye her tedbir gerek polis güçleri gerek adalet gerekse belediyemizce alınmıştır.
My fellow citizens trust their elect officials, never once having been betrayed by them.
Halk, seçtiği temsilcilere güveniyordu. Asla onların ihanetine uğramamışlardı.
Good evening, my fellow citizens
İyi akşamlar, sevgili vatandaşlarım.
But trusting to Almighty God, an approving conscience and the aid of my fellow citizens I devote myself to the service of my native state in whose behalf alone will I ever again draw my sword.
Ama Yüce Tanrıya güvenerek, vicdanımı dinleyerek ve vatandaşlarımın yardımıyla kendimi bundan sonra sadece onun uğruna kılıç çekeceğim ana vatanımın hizmetine adıyorum.
My fellow citizens.
Sevgili vatandaşlarım.
- My fellow citizens...
- Sevgili yurttaşlarım...
Handy? My fellow citizens, the new mayor of Mooseport is... Monroe Cole!
Sevgili vatandaşlar, Mooseport'un yeni belediye başkanı Monroe Cole!
My fellow citizens, the United Nations Security Council has not lived up to its responsibilities, so we will rise to ours.
Kardeşlerim, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Sorumluluklarını gereğince yerine getiremedi, bu yüzden biz kendimizinkileri yerine getirmeye başlıyoruz.
In these videos, my fellow citizens advertise themselves.
Bu kliplerde, hemşehrilerim kendilerini tanıtıyorlar.
Good evening, my fellow citizens.
İyi akşamlar, saygıdeğer vatandaşlarım.
I think myself more fortunate than all of my fellow citizens in having the... the distinguishing honor to be the first to stand in Your Majesty's presence in a diplomatic character.
Diplomatik olarak majestelerinin huzurunda bulunan ilk kişi olmanın verdiği ayrıcalıklı onur nedeniyle kendimi diğer vatandaşlarımın hepsinden daha şanslı biri olarak görüyorum.
And you, my fellow citizens, are the only judges that matter in this place.
Ve siz, yurttaş dostlarım burada hüküm vermek yalnızca sizlere mahsustur.
My fellow citizens, I come to you today with a heavy heart.
Benim sevgili vatandaşlarım, bugün burada kalbüm üzüntüyle dolu.
My fellow citizens, friends, supporters.
Yurttaşlarım, dostlarım, destekçilerim.
- I especially thank my fellow citizens who join me...
Bununla birlikte, ülkeyi bir muhafazakarlık dalgası sarmıştı.
'My fellow citizens and world leaders.
Değerli yurttaşlarım ve dünya liderleri.
Good evening, my fellow citizens.
İyi akşamlar benim sevgili vatandaşlarım.
My fellow citizens!
Vatandaşlarım!
My fellow citizens, we are at war.
Sevgili vatandaşlarım : Şu anda bir savaş içerisindeyiz.
My fellow citizens, at this hour, American and Coalition forces are in the early stages of military operations to disarm Iraq, to free its people and to defend the world from grave danger.
Irak'ı silahtan arındırmak, halkını özgürleştirmek... ve dünyayı büyük bir tehlikeye karşı savunmak için askeri operasyona başladık.
My fellow citizens, this is your president speaking.
Vatandaşlarım, başkanınız konuşuyor.
My fellow Texans, at this moment, I can't repress the emotion of my heart or restrain the feeling which my sense of obligation to my fellow citizens has inspired.
Teksaslı vatandaşlarım şu an kalbimden geçen duyguları ya da sizlere karşı olan minnettarlığımı anlatamam.
I am mad that I just watched my fellow citizens time and money be wasted on a fruitless quest to drag a good man's name through the mud.
Vatandaşların zamanın ve parasının iyi bir adamın ismini temizlemeye çalışan neticesiz bir araştırmaya harcandığını gördüğüm için kızgınım.
My fellow citizens, thanks to the diligent efforts of our Proxy,
Sevgili vatandaşlarım.
Remember where you are right now, my fellow citizens, because on this great day, the selfish forces of terror have been defeated.
Şu an nerede olduğunuzu unutmayın sevgili vatandaşlarım çünkü bu büyük günde terörün hain güçleri bozguna uğratıldı.
Therefore, my faithful and beloved fellow citizens,
Bu yüzden, benim inançlı ve sadık hemşerilerim... insanları, buna uygun bir partiye oy vermeye teşvik ederler...
In return, I promise the freedom of your friend Aaron, plus a little sum from my fellow-citizens as an expression of gratitude :
Döndüğünde, söz veriyorum, ben de dostun Aaron'a özgürlüğünü vereceğim,... ayrıca, benim ve diğer vatandaşlarımın,... bir minnettarlık göstergesi olarak sayabileceğin :
Ladies and gentlemen, er, fellow citizens... my work is its own satisfaction.
Beyefendiler ve hanımefendiler, saygıdeğer yurttaşlar... Çalışmam kendimi tatmin içindi.
MY FELLOW CITIZENS WILL BE ETERNALLY GRATEFUL.
Sonsuza dek minnettar kalacaklar.
Comrades and citizens... my fellow countrymen.
Yoldaşlar ve vatandaşlar, sevgili yurttaşlarım.
My dear fellow citizens, I have the honor to inform you that your cinema "New Europe" will begin to work again.
Benim sevgili dost yurttaşlarım, sinemanız "Yeni Avrupa" nın yakında çalışmaya başlayacağını müjdelerim.
And so, my friends and fellow citizens, without further delay I give you... Meleager, the Mighty.
Ve böylece arkadaşlarım ve yurttaşlarım, daha fazla gecikme olmadan, size Güçlü Meleager'ı takdim ediyorum!
I have created a beautiful machine... that is going to encourage our fellow citizens... to share my vision... of the world!
Yokluğumda çok güzel bir makine yarattım. Bu şekilde yurttaşlarımızı benimle aynı dünya görüşünü paylaşmaya ikna edebileceğiz!
So, my mellow fellow citizens, when you go into that voting booth on Tuesday, the seventh...
Bu yüzden sevgili dostlarım, perşembe günü oy kullanmaya gittiğinizde...
My fellow Americans and citizens of all nations.
Sevgili Amerikalılar ve tüm ulusun vatandaşları.
My fellow citizens.
Değerli yurttaşlarım.
This, fellow citizens, is my idea of the mission of the war.
Bu vatandaşlar benim fikrimce savaşın misyonudur.
Fellow citizens, my name is Patrick.
Vatandaşlar, benim adım Patrick.
In what little time I devote to the judgment your government has made about my character and how I treat my fellow man, I can't help but think about how many of their own citizens they've treated like lab rats in the name of science.
Bir zamanlar senin hükümetinin benim karakterim hakkında atıp tuttuğunu ve dostlarıma nasıl davrandığıma baktıklarını duyuyordum, elimden bir şey gelmiyordu ama bilim adı altında kaç tane vatandaşına deney faresi muamelesi yaptıkları aklımdan çıkmıyor.
I submit to my fellow select men and citizens that there is an entirely other way of viewing our dreadful circumstances.
Adamlarımı ve dostlarımı yoldaşlarıma sundum... ve korkunç durumumuza bakmanın... başka yolları da var.