My horse Çeviri Türkçe
2,009 parallel translation
I got my horse to canter today- - first time.
Atıma kendim bindim.İlk defa.
Well, my horse got very sick at the end.
Atım en sonunda çok hastalanmıştı.
- Have Xeno saddle my horse.
- Xeno atımı eyerlesin. - Efendim!
The step my horse tripped over.
Atımın takıldığı basamak.
You bewitched my horse.
Atımı büyülediniz.
My horse is extremely smart.
Benim atım son derece zekidir.
I didn't want the lion to get my horse.
Aslanın, atımı yoketmesini istemedim.
She's my horse.
O, benim atım.
Look, this is my horse
Bak, bu benim atım...
You will, however, do it without the assistance of my horse on which you sit.
Yine de bunu oturmakta olduğunuz atımın yardımından yoksun olarak yapacaksınız.
Sorry I'm late - my horse pulled up lame.
Üzgünüm geciktim. Atım sakatlandı da.
This is a picture of me and my horse. The champion.
Bak bu resimde ben ve atım varız.
My horse came in.
Atım geliyor.
Has anyone seen my horse?
Atımı gören var mı?
Stop licking my hand, you horse's ass.
Elimi yalamayı bırak, seni atın götü.
My latest blessing's a horse apple up my fucking asshole.
Son olarak kıçımın içinden bir elma çıktı.
So I big up my chest and I'm going to ride this horse.
Göğsümü şişirdim ve "Bu ata bineceğim" dedim. Ata bindim ve...
Oh, my God, I'm covered in horse crap!
Ooo, aman Tanrım, Her tarafım at boku oldu!
And I guess something in me just snapped,'cause I grabbed this statue off my uncle's desk, this stupid statue of a guy on a horse, and I just slammed it into his skull.
Ve işte sanırım o an aklım başıma geldi, amcamın masasındaki heykeli kaptım, at üzerinde bir herifin olduğu aptal şeyi, ve birden kafasına patlattım.
Like horse hockey. Pardon my French.
Saçmalık bu, kabalığımı bağışlayın...
I didn't think my wife's horse had a snowball's chance in hell of winning.
Karımın atının en ufak bir şansı olacağını sanmıyordum.
As for my plan, the Trojan horse was on its way.
Planımdaki gibi Truva atı yoldaydı.
My God, I'm gonna have to learn to ride a horse'.
Tanrım, ata binmesini öğrenmem gerekecek.
There I was, on my high horse about Mr Gerst, then I turned out to be as bad as everyone else.
Bay Gerst konusunda diğerlerine atıp tutarken, onlardan bir farkım olmadığını fark ettim.
there's an entire horse in my bed!
yatağımda bir at kafası var!
My Grandfather came over with his horse- -
Çok komik bir öykü, büyükbabam eve... - Hey, Wallaby.
- My father used to say, " The first time somebody calls you a horse, you punch him. The second time somebody calls you a horse, call him a jerk.
- Babam derdi ki "Biri sana bir kere" at "derse burnuna yumruğu indir Biri sana ikinci kere" at "derse ona budala de Ama biri sana üçüncü kere" at "derse belki de gidip eyer almanın vakti gelmiş demektir."
My first horse...
İlk atım...
Wild horse racing's my biggest draw now.
Vahşi at yarışı, şu anki en büyük heyecanım.
Only takes one mustang foal to ruin a herd, and then my quarter horses wouldn't be pure quarter horse anymore, would they?
Bir sürüyü düzmek için sadece bir mustang yeterli, böylece benim çeyrek millik atlarım o kadar da arı olmayacaklar, değil mi?
Hutch, somebody ran my brother down in a horse-drawn carriage.
Hutch, birisi kardeşimi at arabasıyla ezip öldürdü.
My friend's got a sick horse over in Scott right now.
Arkadaşımın Scott'ta hasta bir atı var da.
My Crazy Horse. Mine.
Çılgın At'ı bana bırak.
You, you are on my list right after Crazy Horse.
Listemde Çılgın At'tan hemen sonra sen olacaksın.
It was a horse-related accident, my fault, you see.
At ile alakalı bir kazaydı ve benim hatamdı.
Riding my little white horse
Beyaz atıma binip geziyorum...
You know, I have my farm and got a horse.
Burada bir çiftliğim ve atım var.
I'll take you to my house and feed your ostrich horse for you.
Seni evime götüreyim. Devekuşu atını da beslerim orada. Hadi ama.
The horse escaped in my care, you may hold the boy's dying against me.
At benim gözetimim altındayken kaçtı, oğlunun ölümünden beni sorumlu tutabilirsin.
Camp being stirred up, if I lingered to make my arrangements I don't think I would have lived to catch that horse.
Kamp ayağa kalkmıştı, ve düzenlemeler yapmak için vakit kaybetseydim, atı asla yakalayamazdım.
My exact fucking thought, "Look, Jane, two dead niggers leading a dead fucking horse."
Kafamdan geçenler, "İki ölü zenci bir ölü atı getiriyor" oldu.
Let me get my fucking horse past.
Eskiden atımı hallediyordu.
You know, I'm thinking about buying my own race horse, naming it Spumoni.
Anlarsım ya, Ben yarış atı almayı düşünüyorum, adı Spumoni.
My friend bought an imported horse.
Bir dostumun atı yarışıyordu.
Put my family's last pennies on a horse?
Ailemin son parasını at yarışına yatırmak mı?
My Trojan horse.
Benim, Truva atım.
It was one Hogswatch, it was and I had my heart set on this huge model horse in this shop.
Kalbimi dükkanın birindeki kocaman model ata kaptırmıştım.
And the next morning, our dad had put in my stocking a little wooden horse that he had carved his very own self.
Ve ertesi sabah babamın kendi kendine oyduğu ufak bir tahta at buldum çorabımda.
Well, you bewitched my horse.
Atımı büyülediniz.
Excuse my French, honey, but I need some whatever kind of horse pills you've got, because this hurts like the dickens!
Özür dilerim tatlım, ama verebileceğiniz her türlü hapa ihtiyacım var, çünkü bu berbat biçimde acı veriyor!
But that horse is my ex-wife.
- Ama o at, eski karım oluyor!
horse 275
horses 214
horsey 38
horseman 16
horsemen 18
horsepower 177
horseshit 41
horseback riding 16
horse whinnies 56
horse neighing 22
horses 214
horsey 38
horseman 16
horsemen 18
horsepower 177
horseshit 41
horseback riding 16
horse whinnies 56
horse neighing 22