English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ M ] / My nose

My nose Çeviri Türkçe

3,122 parallel translation
Look, it's my nose, okay?
- Bak, bu benim burnum, tamam mı?
My doctor said I have to stay away from vigorous choreography while my nose heals.
Doktorum burnum iyileşene kadar ritmik kareografilerden uzak durmamı söyledi.
Yeah, I can't even wipe my nose without an ASA giving the okay.
- ASA mı işe karıştı? Savcı Yardımcısı tamam demedikçe, burnumu bile silemiyorum.
My nose started bleeding.
Burnum kanamaya başladı.
- What about my nose?
- Ya burnumda?
And since Charlie's been born, I've been trying to keep my nose clean.
Charlie'nin doğumunun ardından kendimi kaptırmamak için çaba harcamaya başladım.
My nose is all gunked up with blork.
Bütün burnum blorkla kapandı.
I can't devote precious brainpower to blowing my nose.
Burnum değerli zihin gücümü ayıramıyor.
Ugh! My nose!
Burnum!
Aah! You broke my nose!
Burnumu kırdın!
Aah! You Broke my nose, you pigs!
Burnumu kırdın seni domuz!
You broke my nose!
Burnumu kırdın!
60 miles an hour, 80 cars, all about an inch from the tip of my nose.
100km hızla, 80 tane vagon, hepsi burnumun ucundan geçiyorlardı.
- My nose is itchy.
- Burnum kaşınıyor.
Bitch broke my nose.
Burnumu kırdı sürtük.
My nose- - he bit my nose.
Burnum! Burnumu ısırdı adam!
I can't get that one guy's smell out of my nose.
Tanrım, o herifin kokusu burnumdan gitmiyor bir türlü.
So he can rub my nose in the opulent lifestyle I could never give you?
Sana hiçbir zaman veremeyeceğim varlıklı hayatıyla bana hava atsın diye mi?
I think you broke my nose.
Burnumu kırdı düşünüyorum.
Another pimple on my nose.
Burnumda bir sivilce daha çıktı.
She stole ten cents off table 18, right after that lady sat down, and just now she stole fifteen off a forty-cent tip right under my nose, and I seen her do it!
Şu bayan oturduktan hemen sonra masa 18'den on sent çaldı az önce de gözümün önünde 40 sent bahşişin 15 sentini çaldı, çalarken gördüm!
I believe I have chardonnay up my nose.
Chardonnay genizime kaçtı sanırım.
Who insults me by dealing under my nose without my permission?
İznim olmadan burnumun dibinde mal satarak kim bana hakaret eder?
You broke my nose.
Burnumu kırdın. Yapma lütfen.
What's the matter? Is my nose crooked?
Burnumu yanlış yere mi soktum?
Nobody said you should have it under my nose.
Konusmanizi burnumun dibinde yapmanizi söyleyen de olmadi.
"l've lost my nose ring."
Burun hızmamı kaybettim.
My nose is very sensitive at the moment.
Burnum çok hassas şu anda.
I shall now summon an elephant from the sky and balance it on the tip of my nose.
Şimdi gökyüzünden bir fil çağırayım ve onu burnumun üstüne kondurayım.
- It's a shame he got my nose.
- Benim burnumu alması çok kötü.
He broke my nose and then called me the most horrible person that he's ever met.
Ufak bir aşırı tepki olayıydı. Ben - Burnumu kırıp, bana tanıdığı en korkunç insan olduğumu söylemişti.
I got water up my nose!
Burnuma su kaçtı!
Ow! My nose!
Burnum!
My nose..
Burnum...
Look, he took my hair and my nose, too.
Bak, o benim saçımı ve burnumu da aldı..
I've got a pile of shit in my nose.
Burnuma bok doldu.
He's the plastic surgeon who did my nose job.
Bizim burnumuzu yapan estetik cerrahı.
And when my dad got transferred and got a raise, I asked him if I could get a nose job.
Sonra babam işini değiştirip biraz daha fazla kazanınca ona burun estetiği yapmak istediğimi söyledim.
Aw, he has the same look my little nephew gets when he can't figure out how I got his nose.
Burnunu aldığımı söylediğim zaman kafası karışan küçük yeğenim de aynı böyle bakıyordu.
You know, once he tried to stick his tongue down my throat and I broke his nose.
Bir keresinde dilini boğazıma sokmaya çalışmıştı ve ben de burnunu kırmıştım.
Paula is my client now, and I don't wanna have to worry about you sticking your nose in a case that you think you can handle better than me. - I don't think...
Dünyadaki en iyi avukat olabilirm, ama, bu beni nasıl gördüklerini değiştirmeyecek.
Just keep your nose to the grindstone... oh, my God!
Kendini işine ver ve... Aman Tanrım!
That bitch broke my fuckin'nose.
Şu kaltak lanet burnumu kırdı.
I'm not sure what the tipping point was - dyeing my hair, the nose ring, my ironic tattoo of Ryan Seacrest - but one thing I know, I'm never going back.
Tam olarak neyin sebep olduğunu bilemiyorum. Saçımı boyamam, burnumdaki halka Ryan Seacrest dövmem mi but bildiğim tek bir şey varsa, o da geri dönmeyeceğim.
That son of a bitch beats my horse out by a nose in a photo finish.
Ama bu lanet at benim atımı geçti, Fotofiniş'te burun farkıyla!
So I go back and push more and before you know it the temp's gone, there's no address. I'm talking to some snot-nose lawyer who's asking me for my badge number. Brick wall.
Sonra konuyu biraz daha irdeleyince stajyer aniden hattan ayrildi, ürünün gönderildigi adresi alamadim ve kendimi, bana rozet numarami soran asagilik bir tüzel sirket avukatiyla konusurken buldum.
I'm stressed because you stuck your nose into my business in the first place.
- Stresliyim çünkü ilk olarak - işlerime burnunu sokuyorsun.
Nose you my stuff?
Eşyalarımı mı karıştırıyorsun?
Oh my God Chance, your nose is bleeding.
Oh aman tarım Chance, Senin burnun kanıyor.
Not my sex nose!
Seks burnumdan olmasın!
He had to come up and stick his nose right in my face.
Yanıma gelip burnunu tam suratıma dayamak zorunda kaldı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]