Naturally Çeviri Türkçe
4,878 parallel translation
Start conversation with envoys naturally at Nevski Cafe.
Nevski Cafe'de elçiler sohbete başladı.
You know, Shanna, I know that you are naturally this glowing, happy person, but we also have to see shades of that.
Shanna, senin çok canlı ve mutlu biri olduğunun farkında olduğumu biliyorsun. Bazen tüm bunların gölgede kalması gerekiyor ama.
She will think like that and naturally, she will come out.
O doğal olarak böyle düşünecek, ve dışarı çıkacak.
After your lips come into contact, her tongue and your tongue will come in naturally and gently, like a snake, snake.
Dudaklarınız birbiriyle etkileşime girdikten sonra, onun ve senin dilleriniz doğal olarak bir araya gelmeli nazik bir şekilde, bir yılan gibi, yılan.
It will be like this naturally... And get mingled together one by one, then rub.
Böyle doğal olmalı... ve birbirine karışmalı, bir bir, sonra sürtünmeli.
And some people are more naturally disposed to have a positive outlook.
Bazı insanlar doğuştan olumlu bakış açısına sahiptir.
Oh, no, I'm good. I'm just a hunch-y person naturally.
Yok, benim duruşum böyle.
Are we acting naturally?
Doğal davranıyor muyuz?
Looks like I'm wearing one, but that's just because they're naturally perky. Excuse me.
üzerimde her ne kadar varmış... gibi görünsede onların doğal görünüşleri böyle affedersin.
Naturally, she drank me under the table, so I had to stay at her house...
Doğal olarak bana el altından bir şeyler içirdi o yüzden onun evinde kalmak zorunda kaldım...
There's beauty in things that are naturally old.
Doğal haliyle de güzel şeyler var. Bu yüzden onu korumak istiyorum.
- What, age naturally?
- Ne, doğal yaşlanmamı?
Naturally, I'm open to all possibilities.
Doğal olarak, tüm ihtimallere açığım.
Victory will come naturally if we show patience!
Sabrın sonu zafer olacaktır!
Naturally!
Doğal olarak!
We're just naturally growing apart.
Artık ayrı hayatlarımız var.
You are from New York, therefore you are just naturally interesting.
New York'tan geldiğin için ilginç bir insan sayılırsın zaten.
Don't forget to act naturally.
Doğal davranmayı unutma.
Well, my hope is that you'll deliver naturally at term, but sometimes women carrying anencephalic babies don't always get the signal from their bodies to go into labor.
Takvime uyup normal doğum yapmanı umuyorum ama anasefalik hamilelikte, anneler bazen vücutlarından doğum için doğru sinyali alamıyorlar.
Aiden was preparing it, naturally.
Aiden öyle sever, doğal olarak.
- But naturally I...
- Aslında...
You may be naturally distrustful.
Belki de doğuştan güven eksikliğin olduğun içindir,
Yes, my eyes are naturally this color.
Evet, gözlerimin doğal rengi.
Naturally. She likes things done properly.
Tabii ki, işini düzgün yapar o.
They said, your dad was just a naturally affectionate and sweet man.
Babanın şefkatli ve sevimli bir erkek olduğu söylenirdi.
The snow is highly localised, and on this occasion not naturally occurring.
Kar, büyük oranda bölgesel ve bu durumda doğal olarak yağmıyor.
Naturally.
- Doğal olarak.
Naturally, if I'd known...
Elbette bilsem...
Let it unfold naturally.
Birak kendi kendiligine acilsin.
- Naturally.
- Doğal olarak.
Naturally, my own experience is of the froth and frivolity variety. But having spent the day attempting to outfit 40 infants, I can assure you, a department supplying ready-made items for the young would be a godsend for their carers and a goldmine for you.
Doğal olarak meziyetlerim lâkırdı yapmak ya da keyif vermek olsa da günü 40 çocuğu giydirmekle geçirdikten sonra bir mağazada çocuklar için hazır yapım giysiler bulunursa, emin ol bakıcıları rahata erer, sana da talih kuşu konar.
Well... I guess I'm just naturally suspicious of anyone that confident.
Herhangi birinin yeterince iyi olabileceğine dair şüphelerim var.
Naturally she is confused, and frightened, but she is fine.
Doğal olarak kafası karıştı ve korktu ama bir şeyi yok.
The United States government is using an N.S.A. program called Thorngate to spy on millions of American citizens in their homes, in their cars, and their offices. ♪ Don't force it, let it happen naturally ♪
Birleşik Devletler hükümeti Thorngate adında bir NSA programı kullanarak milyonlarca Amerikalıyı evlerinde, arabalarında ve iş yerlerinde gözetliyor.
Naturally it triggered artificial fission of the fundamental particle of space, time and energy.
Doğal olarak bu uzayda temel parçacık yapay füzyonunu tetikledi. Zaman ve enerji.
I just wanted to thank BP for putting on such a good spread. And to say well done for making a fortune flogging something that occurs naturally and therefore can't belong to anyone.
Böylesine güzel bi şey yaptığı için BP'ye teşekkür etmek ve doğanın amına koyma işini doğal yollarla yaptıklarını ve bundan dolayı suçun kimseye ait olmadığını söylemek istedim.
During that last few days we have been witness to a terrible kidnapping. With terrible consequences for the Zeuthen family. Naturally I can not go into details,
Son birkaç gündür Zeuthen ailesi için korkunç sonuçları olan korkunç bir kaçırılma olayına şahit olduk.
Naturally, they say yes.
Tabi hepsi evet dedi.
Witches are naturally immune to any sort of manipulation.
Cadılar doğuştan her türlü etki numarasına karşı bağışıktırlar.
When a male and female come here, one can, naturally, misunderstand.
Bir kadınla bir erkek buraya geldiği zaman, yanlış anlaşılabiliyor doğal olarak.
People can recognize at a glance a person who is naturally like that.
İnsanlar böyle birini bir bakışta anlar doğal olarak.
Act naturally, naturally.
Doğal davranın, doğal.
We just came into the studio and things just evolved, naturally, straightaway.
Stüdyoya geldik ve olaylar doğal olarak dosdoğru gelişti.
Confidential, naturally.
Doğal olarak, gizli.
Naturally black.
Doğal siyah.
They don't want to be standing next to each other, so they're going to tend to naturally push away from each other.
Aynı renkli olanın yanına oturmak istemezler. Bu yüzden doğal olarak birbirlerini uzağa itme eğilimini gösterirler.
So, naturally we went to a farm near Fresno in California's central valley with tons of space and no speed limits to try them out.
O yüzden biz de doğal olarak onları denemek için... California'nın bol bol boş alanı ve hız sınırlaması olmayan... Fresno yakınlarındaki bir çiftliğine gittik.
I'm smart, I've got a cool job, and my naturally bronzed complexion means I can pull off mustard yellow in a way most guys can't.
Akıllıyım, süper bir işim var doğuştan gelen bronz ten rengim sayesinde birçok adama yakışmayan hardal sarısı bana yakışıyor.
So naturally, I went looking for its match.
Doğal olarak, eşini aramaya koyuldum.
Naturally, we've asked the minister of justice...
Doğal olarak.
Sorry, I've got a naturally curious nature.
Üzgünüm, doğuştan meraklı bir yapım var.