Natured Çeviri Türkçe
150 parallel translation
I'm a good-natured man if you'll treat me as such.
Bana iyi davranırsanız bende iyi biri olurum.
- I'm good-natured
- Yapım böyle.
Is she good-natured?
İyi biri mi?
I can't help it if I'm good-natured.
Huyum böyle işte, ne yapayım.
I'm just a big, good-natured slob.
İyi kalpli koca bir şiskoyum.
- I only wanted to say, David that I have a feeling that he isn't really a very good-natured man.
- Sadece şunu demek istiyorum David hislerim Teck'in iyi yaradılışlı bir adam olmadığını söylüyor.
Underneath the manners and the calmness I have a feeling he isn't good-natured at all.
Davranışlarının ve sakinliğinin altında hiç de iyi bir yaradılış olmadığını düşünüyorum.
You're too good-natured ; just ignore him
O aptalı dinleme.
Even for a person as good-natured as myself.
Hatta benim gibi iyi tabiatlı biri için.
Ordinarily I'm a fairly good-natured person, Seymour, but I find it impossible to spend any time with you and remain that way.
Genel olarak ben oldukça iyi tabiatlı biriyim, Seymour, fakat seninle zaman geçirmeyi ve öyle kalmayı olanaksız buluyorum.
You're too good-natured, Chief!
Çok iyi niyetlisin, Şef!
The Mr. Priest is too good-natured, to "social".
Papaz çok iyi huylu olduğunu söylüyor onun.
You all think I'm a good-natured halfwit, a scarecrow who'll do your bidding.
"beni cesur ve biraz da budala görüyorsunuz.. " benden korkuluk yapmak istiyorsunuz..
He's no good-natured scarecrow.
Basit bir korku değil!
You're too good-natured!
Hâlâ yumuşaklık yapıyorsun.
And good-natured.
Ve iyi huylu.
" Even-tempered and good-natured Whom you never hear complain
" Munis ve iyi huylu Hayatta duymazsınız benden şikayet
" Cause men are so friendly Good-natured and kind
" çünkü erkekler çok iyi huylu kibar ve dost canlısı
The kid's a good kid A good-natured kid
# Bu çocuk iyi bir çocuk, İyi huylu bir çocuk #
In any case, they are very intelligent and good-natured, kinder than many people are.
Onlar birçok insandan daha zeki ve daha iyi huylular.
And don't forget our good-natured inebriate over here.
Ve iyi huylu sarhoş dostumuzu da unutma.
How can a perfectly ordinary, good-natured guy who wouldn't slap down a mosquito sit up in an airplane and bomb 1000 sleeping strangers down beneath him?
Bir sivrisineği bile ezip öldürmeyen, sıradan ve iyi huylu bir adam nasıl oluyor da,... bir uçağa oturup aşağıda uyuyan binlerce yabancıyı bombalayabiliyor?
He was good-natured and ruthless at the same time.
Aynı anda hem dost canlısı hem de acımasız olabiliyordu.
I may be good-natured, but I wouldn't help him if he wanted to redeem her.
İyi huylu biri olabilirim ama ona hayatta yardım etmem.
She's good-natured, but she loses it when she gets mad.
İyi huyludur ama kızgın olduğunda değişir.
But he's real fine natured.
- Ama çok iyi huylu biri.
He's the sweetest-natured man in the world.
O dünyanın en tatlı huylu adamıdır.
Always good-natured.
Her işi güler yüzle kabul ediyor.
"... a summer stock Charley's Aunt, without the good-natured and inoffensive humor. "
Richard uyarlaması yaz tiyatrolarında iyi huylu, zararsız espriler olmadan Charley's Aunt'ı sergilemek gibi bir şeydi. "
Tang Yu, you seem so sweet-natured
Tang Yu, sen çok tatlı kalpli biriydin
You know what a good-natured guy Franz is.
Franz'ın ne kadar iyi yürekli bir insan olduğunu biliyorsun!
He's just a big, good-natured bag of muscles.
Sadece iyi huylu iri bir adam.
I'm good-natured.
Ben iyi huyluyum.
Well, I'm good-natured and I dress well.
İyi huyluyum ve güzel giyinirim.
A good-natured, fun, character-building, moronic prank.
Babacan, eğlenceli, vasıf geliştiren, moronca şaka.
Evan starts razzin'him, you know, good-natured stuff.
Evan onu biraz sıkıştırdı, bilirsin dalgasına.
Good-natured.
İyi huylu.
- But Ada is such an attractive and good - natured girl.
Bu arada, Ada oldukça zeki ve iyi huylu bir kız.
He's so good-looking, and he's good-natured... and he has his own business... and his fiancee died last year... so he's obviously marriage-minded.
O kadar yakışıklı ve iyi huylu ki. Hem kendi işi de var. Ayrıca nişanlısı geçen sene öldüğü için evliliğe de tamamen hazır.
But he's not good-natured.
Ama iyi huylu biri değil.
Boy, did I miss this good-natured ribbing.
- Bu iyi niyetli alayları özlemişim.
On the other hand, I mean, I wasn't happy or good-natured. I just sort offelt...
Öte yandan mutlu ya da sevecen hiç değildim.
Well, it's fortunate I'm so good-natured, Lieutenant.
Şey, iyi ki, ben iyi huylu biriyim, Komiser.
I'm just this good-natured slob... That people think they can walk right over.
İnsanlar, benim yenilmez olduğumu düşünüyorlar.
She's far too sweet natured to mind.
Önemsemek için fazla tatlı huylu biri.
May I suggest good-natured doormat?
Senin için iyi huylu paspası önerebilir miyim?
We tanuki are basically good-natured, gullible, and too obliging.
Biz rakunlar esasen iyi huylu, saf ve fazla nazik yapılıyız.
It just seems that a woman as powerful and as attractive and as pleasant-natured as yourself would be booked up for tonight.
Sadece senin kadar güçlü ve çekici.. .. aynı zamanda hoş bir kadının akşam için bir planı olacağını düşünmüştüm.
Henry's a good-natured fellow, and he will inherit very pretty property at Winthrop.
Henry iyi bir adam, ayrıca Winthrop'daki çok iyi bir mülk ona miras kalacak.
I've observed that they that are good-natured as children, are good-natured when they grow up.
Şunu fark ettim ki çocukken iyi huylu olan büyüyünce de iyi huylu oluyor.
If you show them you have a sense of humour, and can laugh at yourself, then the rest of the laughter is good-natured. That's my opinion.
Bu benim görüşüm.
nature 107
natural 135
naturellement 23
naturally 1275
nature calls 25
natural selection 22
natural causes 52
natural 135
naturellement 23
naturally 1275
nature calls 25
natural selection 22
natural causes 52