Of me Çeviri Türkçe
203,261 parallel translation
He talks of me?
- Benden bahseder mi?
Take a picture of me.
- Fotoğrafımı çek.
Just stop taking care of me, okay?
Benimle ilgilenme, tamam mı?
A part of me died with my daughter Angrboda, a second part with Ragnar, and the last part of what was Floki died with my sweet, sad Helga.
Bir parçam, kızım Angrboda'yla öldü bir diğer parçam Ragnar'la Floki'den kalan son parça da tatlı, hüzünlü Helga'mla birlikte öldü.
Believe me, I knew nothing of this... Arrangement you had with my wife.
İnan bana karımla yaptığınız anlaşmadan hiç haberim yoktu.
One of my investors from Mumbai Muscle invited me.
- Mumbai Muscle'ın yatırımcısı çağırdı.
Can you take a sip of this wine and let me know what you think about it?
Bu şarabın tadına bakıp düşüncenizi söyler misiniz?
I mean, it's kind of hard for me to answer that for you.
Buna senin için cevap vermem biraz zor.
- Huh. - I... I'm sorry, man, to bail on you so last-minute like this, but it's best for both of us, believe me.
Son anda seni yüzüstü bıraktığım için kusura bakma ama ikimiz için de en iyisi bu.
When I pitched you my travel show, you told me you couldn't do it'cause I'm too much of a new face.
Gezi programımı sana teklif ettiğimde yeni bir yüz olduğum için beni reddettin.
See, that's the thing about Sandra Bland, you know? It's like, she reminded me so much of myself.
Sandra Bland'i düşünüyorum da, bana kendimi çok hatırlattı.
So he came over and cooked a little nice, intimate meal for me and five of her closest friends.
Burada biz ve beş yakın arkadaşı için güzel, samimi bir yemek yaptı.
Well, uh... grab that platter and plate some of the cornbread for me.
Şu tabağa biraz mısır ekmeği koy.
My friend Lawrence that worked on Clash of the Cupcakes with me got me a parting gift... a helicopter tour of New York City!
Clash of the Cupcakes'ten arkadaşım Lawrence bana veda hediyesi almış. New York'un üzerinde helikopter turu!
The idea of going back to Modena, to our life, scares me to death.
Modena'ya, hayatımıza geri dönme fikri ödümü koparıyor.
It's a whirlwind tour of, uh, great food, great culture, all around the world, starring, uh, me, and my man Dev Shah right here.
Dünyayı dolaşıp harika yemekleri ve kültürleri görüyoruz. Başrollerde de ben ve dostum Dev Shah var.
So you're telling me none of this happened?
- Bunların olmadığını söylüyorsun.
One of them came down, just stared at me.
Birisi bana yaklaşıp tam önümde durdu.
All of us, me, my wife, my kids, you, and all of your families.
Hepimizi, beni, karımı, çocuklarımı. Sizi ve hepinizin ailesini.
And please don't give me that "I'm so proud of you" look.
Ve lütfen o, "Seninle gurur duyuyorum." bakışını atma bana.
- Let go of me.
Hemen varırız.
My years of torment and uncertainty are behind me.
Artık çektiğim eziyetler ve belirsiz hayatım sona erdi.
Pardon me. May I transport you for a few minutes with a romantical recitation replete with the tragedy of a love unrequited?
Affedersiniz sizi karşılıksız bir aşkın sonunda yaşanan trajediyi anlatan romantik bir şiirle hayatın sıkıcılığından uzaklaştırmamı ister misiniz?
Now, if you'll please excuse me, I'm in the middle of earning some wages.
Şimdi izin verirsen para kazanmaya çalışıyorum.
Makes me shudder to think of it.
Düşündükçe ürperiyorum.
It seems to me that a lot of husbands have a pet mouse.
Pek çok kocanın evcil bir faresi oluyor.
Those lilies are reminding me of an ex.
Zambaklar bana eski sevgilimi hatırlatıyor.
You are not seriously kicking me out of your hospital.
Beni hastanenden atma konusunda ciddi değilsin.
Yeah, and me talking about how it went Would be an invasion of her privacy.
Durumu hakkında konuşmam özel hayatına müdahale etmek olur.
Will the sons of ragnar kill me?
Ragnar'ın oğulları beni öldürecekler mi?
Believe me, daughter, I have taken stock of them.
İnan bana kızım, onları yeterince tecrübe ettim.
It's very sweet of you to drag your crippled arse all the way over here to see me.
Sakat kıçını ta buralara beni görmek için sürüklemen çok tatlı.
He told me that he wanted me to learn at first hand, something of the Saxon ways.
Bana demişti ki Saxonları ilk elden tanımamı istemiş.
That was the woman who made me believe I had to be King of all Norway before she would marry me.
Benimle evlenmesi için tüm Norveç'in kralı olmam gerektiğine beni inandıran kadın bu.
Most of my life, you've either manipulated or humiliated me.
Hayatım boyunca beni ya manipüle ettin ya da aşağıladın.
Please, tell me, what kind of a father are you?
Söylesene lütfen sen ne biçim babasın?
So, let me remove from you the sacred emblems and signs of your kingship.
O hâlde ben de krallığının tüm kutsal amblemlerini ve sembollerini senden alıyorum.
And those of you who feel like I do, you should come with me.
Benim gibi düşünenler benimle gelmeli.
Who will follow me into battle, for the love of fame and for the love of Odin, our All-Father?
Kim benimle savaşa gelecek? Şöhret ve tüm tanrıların babası Odin adına!
That was the most important lesson instilled in me by the warlords of Okaara.
Okaara savaş lordlarının bana öğrettiği en önemli ders buydu.
It's not like I can't sense the vibrations of someone following me.
Beni takip eden birinin titreşimlerini hissetmiyorum değil.
This just reminds me of home.
Bana evde olduğumu hatırlatıyor.
After the incident at the training field you met with members of the team without me.
Eğitim sahasında olan olaydan sonra ben olmadan ekip üyeleriyle görüştün.
Why not get me out of here so I can defend myself properly?
Kendimi doğru şekilde savunabilmem için neden beni buradan çıkartmıyorsun?
By the way the warlords of Okaara didn't teach me much about cooking.
Bu arada... Okaara savaş lordları bana nasıl yemek yapılacağını öğretmedi.
Place reminds me of my parents'church.
Bu yer bana ailemin kilisesini hatırlatıyor.
Hail me, brethren for the moment of ascendency has arrived.
Üstünlüğün vakti geldiği için bağırın, kardeşim.
You've robbed me of my destiny.
Beni kaderimden alıkoydunuz.
He understands that school is a torment for me. But of course he'd understand!
O okulun benim için işkence olduğunu anlıyor.
I hope you don't envy me too much in this time of great learning in my young life.
Umarım yeni şeyler öğrendiğim bu günlerimi kıskanmazsın.
If you want to send me to the hospital for the remainder of my days, I will completely understand!
Hayatımın kalanı boyunca beni bir hastaneye kapatırsan seni hiç suçlamam.