Old times Çeviri Türkçe
1,983 parallel translation
It'll be like old times.
Eski zamanlardaki gibi olacak.
Purely for old times'sake.
Sadece eski günlerin anısına.
"For old times'sake." That's what he said.
Eski günlerin hatırına dedi.
- Just like old times'huh?
- Tam eski günlerdeki gibi, ha?
Just like old times.
Tıpkı eskisi gibi.
We'll get some pie, like old times.
- Olmaz, geç kalırız. - Kalmayız, sadece turta alacağız.
I was six, that was no old times.
- Eski günlerdeki gibi. - Altı yaşındaydım. Ne eski günü.
just like old times, hey?
Aynı eski günler gibi değil mi?
- We were just talking about old times.
Eskilerden konuştuk.
So here we are, just like old times.
Buradayız işte. Tıpkı eski günlerdeki gibi.
Just like old times, pretty.
Aynı eski günler gibi yakışıklı.
Just like old times?
Tıpkı eski günlerdeki gibi mi?
Let us play like old times.
Eski zamanlardaki gibi dövüşelim.
- We don't have any old times.
- Bizim eski günlerimiz olmadı.
Just like old times.
- Eski günlerdeki gibi.
It's like old times.
Şimdi yine eskisi gibi.
- You and me, like old times.
Sen ve ben, eski zamanlardaki gibi.
Just the three of us, like old times?
- Eski zamanlar gibi sadece üçümüz.
Talk about old times.
Eski zamanlar.
- Yeah. - Felt like old times.
Tıpkı eski günlerdeki gibi.
Movie night, like old times.
Eskiden olduğu gibi film gecesi yaparız.
Like old times.
Eski günlerdeki gibi.
Old times'sake.
Eski günlerin hatırına.
Mrs Linton, recalling old times, would have me give you a cordial reception, and, of course, I am gratified when anything occurs to please my wife.
Bayan Linton, eski günleri hatırlatıyor, bana samimi bir tepki verdiniz, tabii ki eşimi mutlu eden bişeyler olunca bende hoşnut oluyorum
Today we both will rock and roll. To old times, Pedro! "Old school"!
Bu akşam eski zamanlardaki gibi eğleneceğiz!
Be like old times, eh?
Eski günlerdeki gibi ha?
Just for old times'sake, I'm gonna be real nice about this. And make it fast.
Eski günlerin hatırına bunu olabilecek en güzel ve hızlı şekilde yapacağım.
Just like old times.
Ne dersin?
It'll be like old times.
Haydi yapalım. Tıpkı eski günlerdeki gibi.
I throw it up at the end for old times'sake.
Eski zamanların hatırına en son bunu atacağım.
Like old times, isn't it, Frankie? Of course.
Eski günler gibi olacak, Frankie.
If it weren't for old times sake, you would have nothin'to appreciate.
Eski günlerin hatrı olmasa, minnettar kalacağın hiçbir şey olmayacaktı.
Just like old times, huh?
Eski zamanlardaki gibi, değil mi?
Just like old times. Huh?
Eski zamanlardaki gibi, ha?
You can help us negotiate, as the good old times.
Senin yardımınla görüşmeleri ilerleteceğiz, tıpkı eski günlerdeki gibi.
Working together again, it was just like old times when I'd help you get your stolen art back.
Tekrar beraber çalışmak tıpkı senin çalınan sanat eserlerini bulmana yardım ettiğim zamanlar gibiydi.
Just like old times, right.
Eski günlerdeki gibi di mi
You're not doing this for old times'sake.
Bunu eski günler için mi yapıyorsun?
Would you give me one, for old times?
Eski zamanlar hatrına bana da verir misiniz?
It's gonna be just like old times.
Tıpkı eski günlerdeki gibi olacak.
- Just like old times, right?
- Eski zamanlardaki gibi değil mi?
For old times'sake.
Eski günlerin hatırına.
Bob played the guitar many times with Edgar Hudd the old banjo player what played all them years with daddy.
Bob, Edgar Hudd'la beraber uzun süre gitar çalmıştı o kadar yıl babamla beraber çalışan şu banço çalgıcısı.
We did have a kid in the old neighborhood, bobby morgan, claimed he jerked off 17 times in one 24-hour period.
Bizim mahallede bir çocuk vardı. Bobby Morgan. 24 saat içinde 17 kez mastürbasyon yaptığını iddia ediyordu.
Yo, I ever tell you about the time me and the old lady went to visit her family in Peru? - About ten times, shit.
Sana karımla birlikte Peru'da aile ziyaretine gittiğimiz zamanı anlatmış mıydım?
You only met me like a million times old letter T.
Beni milyon kere T. olarak gördün.
Well, we dress up like we were in colonial times and have old colonial jobs.
Sömürge zamanındaki gibi kıyafetler gibi giyiniyoruz ve o zamanlardaki gibi işlerde çalışıyoruz.
And prior to discharging your weapon three times at a 12-year-old boy , is it true you were required to attend counseling for another shooting?
Silahınızı 12 yaşındaki bir çocuğa boşaltmadan önce de başka bir ateş etme olayı için psikolojik destek aldığınız doğru mu?
{ \ pos ( 192,220 ) } Times have changed, old-timer.
Zaman değişiyor, eski moda adam.
The times'pentagon documents. It is that of daniel ellsberg, 40 years old, one-time marine, Later a top policy analyst
Bu isim 40 yaşındaki olan ve savunma bakanlığında üst düzey politika analiz uzmanı olarak çalışan
Like old times!
Ama Dan-san bir efsane.
times 1964
times square 22
times are tough 45
times are changing 28
times a week 28
times in a row 26
times before 18
times change 49
times a day 121
times over 33
times square 22
times are tough 45
times are changing 28
times a week 28
times in a row 26
times before 18
times change 49
times a day 121
times over 33
times three 18
times are hard 26
times have changed 100
times already 25
times out of 28
times like this 17
times that 17
old timer 39
old thing 50
times are hard 26
times have changed 100
times already 25
times out of 28
times like this 17
times that 17
old timer 39
old thing 50