One night Çeviri Türkçe
12,053 parallel translation
I mean, having a sleepover at my place may have worked for one night, but we still have two days until her stitches come out, and I can't keep living a lie!
Bir geceliğine bende yatıya kalması işe yaramış olabilir ama dikişleri alınana kadar iki günümüz daha var. Ve sürekli bir yalanı yaşayamam.
You know, one night when we were at the academy, one of our training officers busted me and Clay trying to sneak back on campus after lights out.
Akademideyken bir gece eğitim subaylarından biri Clay'le beni ışıklar söndükten sonra kampüse girmeye çalışırken yakaladı.
So maybe one night he comes up on us, slits our throats.
Belki de bir gece bizi bulup, boğazlarımızı kesiverir.
Anyway, your grandfather dug the hole in one night.
Sonuçta, deden çukuru bir gecede kazdı.
How deep could he dig in one night?
Bir gecede ne kadar derin kazabilmiştir ki?
So we do call the cops, and the guy gets busted twice in one night.
Biz de polisleri çağırdık, ve adamlar bir gecede iki defa baskına uğradılar.
Want to grab some dinner one night? Huh?
Bir akşam yemek yiyelim ister misin?
You watched everything they gave us in one night?
Bize verdikleri her şeyi bir akşamda mı izledin?
One night, her stalker got brave enough to break into her house.
Bir gece takipçisi evine girecek kadar cesurlaşmış.
I've had enough victims for one night.
Hayır bir gece için yeterince kurban gördüm.
We lost a third of our personnel in one night.
Bir gecede üç çalışanımızı kaybettik.
And in one night... one night!
Ve bir gecede... bir gecede!
And then, uh, one night, Some of my old high-school friends took me out to a bar.
Ve sonra, bir gece eski okul arkadaşımlarımdan bazıları beni bir bara götürdü.
One night, she... she starts having these chest pains, and then, I mean, she just collapsed.
Bir gece, göğüs ağrıları olmaya başladı ve sonra, bir anda bayıldı.
He's in Yorkshire for some reason and he's only staying one night.
Bir sebeple Yorkshire'daymış. Sadece bir gece kalacakmış.
So I went one night without him to see friends.
Ben de bir akşam arkadaşlarımı görmek için yalnız gittim.
I don't care, mom, it's one night...
Sorun değil anne, bir gecelik.
... one night, finally, the buzzer didn't go off and so I fell asleep.
Bir gün artık ses kesilince sonunda uyuyabildim.
Okay? 'Clark's not gonna miss them for one night.'
Clark bir geceliğine aldığını fark etmez.
I'm just asking you for one night.
Sadece bir gece için.
Please, I just need one night.
Lütfen, sadece bir gece.
One night after a bunch of us went drinking, we came across these locals playing Mheibes.
Bir gece, birkaç kişi içmeye çıkmıştık ki Mheibes oynayan yerlilerle karşılaştık...
"I earn more in one night than you do in a month."
"Senin bir ayda kazandığını ben bir gecede kazanıyorum" demiş.
One night.
Sadece bir gece.
There was an incident last night outside one of the checkpoints into Salem.
Geçen gece Salem'in dışındaki kontrol noktasında bir olay oldu.
♪ On a tour of one-night stands ♪
Bir gecelik tura katılıyorum.
One day, when you are a fine District Officer, you and I will walk up and down like this every night.
Bir gün iyi bir ilçe memuru olduğunda ikimiz her akşam böyle yürüyeceğiz.
It's been exactly one year since the fateful night that turned the tide of the Pale Wars.
Sınır Savaşları'nın dönüm noktası olan o önemli gecenin üzerinden tam bir yıl geçti.
You're the one that wanted me to own a bar. I wanted you to own it, Damon, not pass out on it every night.
Sadece sahip olmanı istemiştim Damon, her gece içip dağıtmanı değil.
No, no, he's the one that locked us up in here all night.
Hayır, hayır, bizi bütün gece buraya kilitleyen o zaten.
It was just a one-night stand, albeit a great one. " That was from you to Elf man.
Sadece bir gecelik bir şeydi. Velev ki harikaydı. " - Bu senden Elfman'a gitmiş.
Quite prone to one-night stands.
tek gecelik ilişkilere oldukça düşkün.
So did Agatha really decide to go home one day early, or did you just not want to pay for another night at Lutece?
Agatha gerçekten bir gün evvel gitmeye mi karar verdi, yoksa Lutece'de bir geceye daha ödeme yapmamak mıydı tek derdin?
So far, all we've gathered to save it is one algorithm, a few RAM chips, and a pair of night-vision goggles.
Şu ana kadar onu kurtarmak için edindiğimiz şeyler bir algoritma, birkaç RAM çipi ve iki gece görüş gözlüğü.
One-night stands.
Tek gecelik ilişkiler.
Do you ever lay awake at night wondering if one day it will see you as a threat?
Bir gün seni de tehdit olarak göreceğini düşünüp uykundan uyandığın olmuyor mu?
Miss Durst, you moved to Jarden, a town with no departures, And that very night three girls disappeared, One of whom lived next door to you.
Bayan Durst, Jarden'a taşındınız, ayrılışı olmayan bir kasabaya, ve o gece üç kız kayboldu, onlardan biri de yan komşunuz.
Last night, a V-1 posing as one of my guards attacked me.
Dün gece muhafızlarımdan biriymiş gibi davranan bir V-1, bana saldırdı.
On that night... we found one of them.
O gece birini bulduk.
Another one burned last night.
Gün gece bir ev daha yandı.
Let's make each other a promise that every night we'll talk about one memory of Mom.
Hadi birbirimize bir söz verelim, her gece annemin anılarından söz edeceğimize.
Not showing up for the meeting last night is one thing, but not returning my calls is another.
Dün geceki toplantıya gelmemeni anlıyorum ama çağrılarıma cevap vermemen hoş değil.
They told me there was only one resurfacing project on the entire island last night.
Dün gece bütün adada tek bir asfalt çalışması varmış.
Must be hard to sleep on one's first night as a king.
Kral olarak ilk gece uyumak zor olmalı.
And during one horror-filled night, we did it.
Korku dolu bir gecenin ardından, başardık.
I didn't want the night to pass without at least one great dance... with you.
Bu gece en azından bir tane güzel dansım olsun istedim, seninle.
'No one found out I was in Rosewood that night.'
'O gece kimse Rosewood'da olduğumu öğrenmedi.'
One day, my mate Daniel spent the night, and he woke up to a mouse chewing on his nipple.
Bir gün, kankam Daniel gece kalmaya geldi bize sabah kalktığında, farenin teki göğüs ucunu kemiriyordu.
I spent a very memorable night listening to her theories, one of which was high-pitched frequencies repel bats.
Teorilerinden biri de çok tiz frekansların yarasaları kaçırdığıydı.
No-one ever goes down there at this time of night.
Bu saatte kimse yoktur.
He's a one-night stand.
Tek gecelik ilişkim.
one night only 32
night 2638
nightmare 102
nights 96
nightingale 38
nighty 93
nightmares 72
nighter 122
nighthorse 18
nighty night 21
night 2638
nightmare 102
nights 96
nightingale 38
nighty 93
nightmares 72
nighter 122
nighthorse 18
nighty night 21
night and day 58
nightcap 16
night shift 20
nightclubs 16
night moves 16
nighters 22
night stands 48
night vision 17
night after night 65
night kiss 26
nightcap 16
night shift 20
nightclubs 16
night moves 16
nighters 22
night stands 48
night vision 17
night after night 65
night kiss 26
night before last 19
night stand 201
night thing 23
night sweats 22
night night 30
one never knows 25
one nation 17
one name 26
night stand 201
night thing 23
night sweats 22
night night 30
one never knows 25
one nation 17
one name 26