English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ O ] / Only worse

Only worse Çeviri Türkçe

1,442 parallel translation
That looks just like Coraline and you, only worse.
Sen ve Coraline gibi görünüyorlar, yalnız daha beter.
The only thing worse than pizzazz is razzle-dazzle.
Şaşadan daha kötü tek şey karman-çorman'dır.
Thinking will only make it worse.
Eğer durum kötüyse düşün.
The only thing worse than randall dying would be if you saved him.
Randall'ın ölmesinden daha kötü bir şey varsa o da onun hayatını kurtarmandır.
- Ray, he's only going to get worse.
- Durumu kötüye gidecek Ray.
I was going to clean it out but it only seems to get worse!
Temizleyecektim fakat gittikçe daha beter oluyora benziyor.
To him, the only thing worse than us were whites who didn't go along.
Ona göre, biz siyahilerden bile kötü olan tek şey onlara destek vermeyen beyazlardı.
The only thing I hate worse than Halloween are Klingons.
Klingon'lardan, Cadılar Bayramı'nda daha çok nefret ederim.
Good, the only thing I hate worse than Klingons are lawyers.
İyi. Avukatlardan, Klingon'lardan daha da çok nefret ederim!
Trust me, it only gets worse.
İnan bana, sadece daha kötüye gider.
It'll only make it worse for your family
Bu sadece ailenin işini zorlaştırır.
Only the pain will get worse.
Sadece acı daha şiddetlenecek.
He's only gotten worse.
Bence daha da kötüleşti.
The only way I'll leave him is if I end up worse than him
Onu bırakmamın tek yolu... ondan daha kötü bir sona sahip olmamdır.
You might think you have things under control, But they're only gonna get worse...
Bunu kontrol altına aldığını düşünüyor olabilirsin, oysa daha da kötüye gidiyor.
not that the fabric of the universe is shredding... that's bad... the fact that you agree with me that it is... and as long as you keep using the rift generator, it's only going to get worse.
Tehlikede olan evrenin yapısı değil, - bu kötü - yani, öyle olduğu konusunda bana katıldığın gerçeği ve siz, Yarık Jeneratörünü kullanmaya devam ettikçe, sadece daha kötüye gidecek.
Only she was worse than Sam, if you can believe that.
Ama bizim Sam'den bile kötüydü. İnanabiliyor musun?
And I only made things worse.
Bense her şeyi iyice beter ettim.
He was Mood Swing Central when Kyle left with the Petersons, and he only got worse when Kyle came back.
Kyle, Petersonlar'la gittiğinde berbat bir haldeydi ve Kyle döndüğünde daha da beter oldu.
You're only making it worse.Where are we going?
Sadece daha kötüleştiriyorsun.
All the late nights, crying and screaming- - the baby's only gonna make that worse.
Ağlayarak ve bağırarak geçen tüm o geceler- - Bebek sadece bu durumu daha da kötüleştirecek.
I can only be realistic. And to be candid, things look worse for you all the time.
Ve dürüst olmak gerekirse, işler giderek kötüleşiyor.
It only makes it worse.
Ovalama. Daha da kötü oluyor.
war, genocide - -it's only getting worse.
Savaş, soykırım bu yalnızca daha kötüye götürüyor.
That's what Raja was going through, only it was worse, because he was wearing a shalwar khamiz.
İşte, Raja da öyleydi. Sadece daha kötüsüydü. Çünkü, şalvar ve entariye benzer birşey giyiyordu.
Things only got worse for Mom when she noticed the stuff the clerk had actually picked out for her old, old, old.
Asıl annemi yıkan şey satıcının ona verdikleriydi. yaşlı, yaşlı, yaşlı.
I spoke to chief pope, and he agrees... we have to start catching these killers... or this conflict can only get worse.
Amir Pope'yle konuştum, bu olayda hem fikiriz. Bir an önce katilleri bulmalıyız yoksa çatışma daha da kötü bir hal alacak.
It's only going to get worse for you if you put up a fight.
Tom, teslim olmazsan senin için daha kötü olacak.
It'll only make you feel worse.
Seni sadece daha kötü hissettirecek.
[PURSE SLAMS] NUTS. ACCORDING TO THE DEPARTMENT SHRINK, SO ARE YOU. BUT SINCE MAKING YOU STAY AT HOME WILL ONLY MAKE MATTERS WORSE - -
Bölüm ruh doktoru raporunda kendisini daha iyi hissedene kadar evde istirahat etmesi gerekir demiş.
And it's only getting worse. Had to make the choice for the greater good.
Birisi, herkesin iyiliği için zor bir karar vermeli.
It'll only make your ugly face look worse.
Çirkin yüzünü daha da çirkin yapıyor.
Once somebody sends a guy with a gun after you, things are only going to get worse.
Birisi arkanızdan silahlı bir adam gönderdiğinde,... işler onu açısından tersine gider.
His bloodlust will only get worse.
Kana susamışlığı giderek artacak.
And the needle's position would have very likely prompted petit mal seizures, Which would have only gotten worse with any low-level electrical stimulus, like...
Ve iğrenin pozisyonu, alacağı en ufak elektriksel uyarılarla bile epilektik nöbetleri tetiklemeye uygun.
You tried to help me, and you only made it worse.
Yardım etmeye çalıştığında tek yaptığın daha da berbat etmek.
She's 13 now, it'll only get worse.
Şu an 13 yaşında. Kötüye gidecek.
It's only gonna get worse.
Gittikçe daha kötü olacak sadece.
I came by to tell you that it's only gonna get worse.
Buraya sadece daha kötüye gideceğini söylemeye geldim.
Actually, I guess I am comparing our situations, but only to show you how yours is worse.
Aslında, sanırım durumlarımızı kıyaslıyorum, ama sadece seninkinin daha kötü olduğunu göstermek için.
Worse. We only live there'cause it's close to the woods.
Ormana yakın diye orada oturuyoruz.
No, hospitals only make it worse.
Hayır, hastaneler daha da berbat eder.
Time will only make it worse.
Üzerinden zaman geçtikçe daha da kötüye gider.
You're only gonna make it worse.
İşleri daha da berbat edeceksin.
- he's only gonna be worse.
-... daha da kötü olacak.
The disease will only get worse.
Veba daha kötü bir hal alacak.
'But I only found empty dens, or even worse, blocked ones.
Bulduğum yuvalar ya boştu ya da kapanmış.
I think she's starting to have another one of her episodes, and... and this... well, this stuff is only making it worse.
Sanırım, başka bir sorun yaşamaya başladı. Bu eşyalar daha da kötüye gitmesine neden oluyor.
He's only gonna get worse.
Daha beter olacak.
I figured me luck had to change, but it only got worse.
Şansım dönecek diye bekledim ama daha da kötüye gitti.
Because I know Terry, and it will only make things worse.
Çünkü Terry'yi tanıyorum ve her şey daha kötüye gider.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]