English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ O ] / Our people

Our people Çeviri Türkçe

9,094 parallel translation
Our people want so badly to return.
- Halkımız eve dönmeyi çok istiyor.
One of our people
İçimizden birinin...
Meanwhile, we're checking to see if any of our people can confirm his presence in Berlin.
Evet. Bu arada buradaki adamlarımızdan onun Berlin'de olduğunu doğrulayabilecek var mı diye araştırıyoruz.
That neither he nor any of his should do hurt to any of our people.
Ne kendisi ne de halkı, insanlarımızın birine bile zarar vermeyecek.
Our people deserve a renaissance.
İnsanlarımız bir yeniden doğuşu hak ediyor.
You have turned your back on our people!
- Sen insanlarımıza sırt çevirdin.
He helped ten of our people in solitary to escape.
Ve tutsak edilen 10 arkadaşımızın kaçmasına yardım etti.
This is the curse of our people.
Bu ırkımızın laneti.
Our people in Budapest tell us that Viktor Luhanski is having a big meet there in three days.
Bedapeşte'deki adamlarımız, Viktor Luhanski'nin üç gün sonra büyük bir görüşme yapacağını söylüyor.
They never stop thinking about new ways to harm our country and our people and neither do we.
Ülkemize ve halkımıza zarar vermek için sürekli yeni yollar arıyorlar biz de öyle.
Our people want an end to the living hell that drug-pushing has spawned.
Halkımız hayatlarını cehenneme çeviren uyuşturucu ticaretine bir son verilmesini istiyor.
Our people are not without rights and they are not cowards.
Halkımızın hakları var ve onlar korkak değiller.
They were shooting and killing our people... but we knew we couldn't retreat.
Ateş açıp insanlarımızı öldürüyorlardı ama geri çekilemeyeceğimizi biliyorduk.
These creatures aren't interested in our people.
Bu yaratıklar bizim halkımızın peşinde değil.
Our people at the casino are just as stubborn as Red Hawk.
Kumarhanedekiler de en az Kızıl Şahin kadar inatçıdır.
On this day, in generations to come, our people will remember you of the Z Nation, who fought with us here today.
Bugünden itibaren gelecek nesiller ve halkımız zombi dünyasında sizleri hatırlayacak.
Oh, no. The Votanis Collective murdered our people.
- Votan Birliği insanlarımızı öldürdü.
The Votanis Collective slaughtered our people.
Votan Birliği halkımızı katletti.
Now I appreciate the trust you have in your people, but my job is to trust our Intel and the Intel says get ready to fight.
Adamlarınıza güvenmenizi anlıyorum ama benim işim istihbarata güvenmek ve istihbarat savaşa hazırlanmamızı söylüyor.
Our people on the plane will take it from there.
Uçaktaki adamlarimiz ondan sonrasini halleder.
You've gone against everything our people hold dear.
Halkımızın faydasına olan her şeye karşı çıktın sen.
Our people will be dead in a year If they continue treating our world like an inexhaustible playground.
Dünyamız, tükenmez bir oyun alanıymış gibi davranmaya devam ederlerse halkımız bir yıl içinde ölmüş olacak.
Whatever it is, she messed with our town, our friends, and the people that we care about.
Her ne ise... Bizim şehrimize arkadaşlarımıza, değer verdiğimiz insanlara bulaştı.
Some people overdose on our blood.
Bazı insanların kanımıza alerjisi vardır.
It absorbed the minds of our people.
- İnsanlarımızın zihinlerini ele geçirdi.
- No, wait, Rick, aren't these people gonna barf into our mouths and absorb us?
Bekle Rick. Bu insanlar ağzımıza kusup bizi ele geçirmeyecek mi?
Rick, these are our family and friends, the people we barbecue with.
Rick, bunlar ailemiz ve dostlarımız. Beraber barbekü yaptığımız insanlar.
- I was going to use your ship to destroy the rich assholes that run our society and save my people from the horrors of this yearly festival.
Gemini kullanıp, bu toplumu yöneten zengin puştları yok ederek halkımı bu yıllık festivalin zulmünden kurtaracaktım.
Our argument is with your president, not with the Syrian people.
Derdimiz Başkanınızla, Suriye halkıyla değil.
This misery is our recompense for bearing you people across the sea.
Bu acıları, deniziden gelen sizlere katlandığımız için yaşıyoruz.
These are the people that keep our streets safe ; who watch over us. They protect us.
Bunlar bizim sokaklarımızı güvenli tutan insanlar bizi kollayan koruyan insanlar.
Barry, people in our line of work, we don't get second chances.
Barry, bizim dünyamızda ikinci şanslara genelde yer yoktur.
Carter says in our past lives, we used to help people.
Carter eski hayatlarımızda insanlara yardım ettiğimizi söyledi.
Our clients aren't the people we...
Siktiğimiz müşterilerimiz...
Then call in the bailiff or we'll have people thinking us soft, without backbone or the courage of our financial convictions.
O zaman icrâ memurunu ara yoksa insanlar yumuşadığımızı ve malî hükmümüzün olmadığını düşünür.
What some people do in the name of our religion.
Bazı insanların dinimiz adına yaptıkları şeyler...
So, what you're saying is it's not just taking back the criminalization part of drugs, I am also gonna have to convince the United States to increase treatment, basically take the stick out of our ass, and help people.
Yani diyorsun ki, sadece uyuşturuyu yasa dışı olmaktan çıkarmak yetmez aynı zamanda Amerika'yı tedavi olanaklarını artırmaya bir başka deyişle, mızmızlanmayı bırakıp insanlara yardım etmeye ikna etmem gerek.
This outraged people, not just because times are tough now, but they also stole our children's future.
KALP CERRAHI Halk öfkeli, çünkü şimdi sadece zor bir dönem yaşamakla kalmıyoruz çocuklarımızın geleceğini de çaldılar.
Such rallies of a million people were our hope to be heard.
Bir milyon kişilik bu mitingler sesimizi duyurma umudumuzdu.
Today all of us are here, regardless of our political views, people from different cities, from all over Ukraine, speaking different languages.
Bugün politik görüşlerimizden bağımsız olarak hepimiz buraya Ukrayna'nın farklı şehirlerinden geldik farklı diller konuşuyoruz.
We supported people in their aspirations, concerning not only their future, but also the future of our state.
VİŞGOROD PİSKOPOSU, MİKHAYLİVSKİ MANASTIRI PAPAZI Sadece kendi gelecekleri değil devletimizin de geleceğiyle ilgili emellerinde insanlara destek olduk.
People on our side were disorganized and confused.
Bizim taraftakiler dağınıktı, kafalar karışıktı.
We lost here... the best people of our nation.
Burada ülkemizin en iyi insanlarını kaybettik.
For the future of our children, people were prepared to die.
Çocuklarımızın geleceği için ölmeye hazırlardı.
You know, people walking around at our school, they're mostly thinking about car pools and play dates and homework, and...
Fakültemizin etrafında yürüyen insanlar çoğunlukla araba imecesi, oyun buluşmaları ve ev ödevleri düşünüyor...
We do our best, we give it everything we got, and even still some people die.
Elimizden gelen her şeyi en iyi şekilde yapsak bile insanlar ölecek.
The matter at hand is making sure that we have more people on our side than he and Daniel have on theirs.
Şu anda önemli olan şey bizim tarafımızda Daniel ve onun elinde olan kişilerden daha fazla olduğuna emin olmak.
Our gamblers comprise some of the wealthiest people on the planet.
Kumarbazlarımız gezegendeki en zengin insanlardan bazılarını da içeriyor.
For years, David has represented people on both sides of the aisle. And he has guarded our most tightly held secrets.
Yıllar boyunca David partilerin her iki tarafını da temsil etmişti ve bizim en korunan sırlarımızı korudu bu yüzden.
If I underperform, our stock prices will fall, thousands of people will lose their job, the SP will take a hit and you will personally have triggered the next recession.
Düşük performans gösterirsem de hisselerimiz düşer, binlerce insan işini kaybeder, SP burnundan solur ve bir sonraki ekonomik durgunluğun sorumlusu olursun.
People are scared, they're looking for information, and it is our duty to help them.
İnsanlar korkuyor, bir şeyler öğrenmek istiyorlar ve onlara yardım etmek bizim görevimiz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]