English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ O ] / Overlay

Overlay Çeviri Türkçe

142 parallel translation
This is a Jap overlay.
Bu bir Japon kaplaması.
Butterfield, fit this overlay to the map I took off Makino, will you?
Butterfield, bunu Makino'dan aldığım haritanın üzerine koy.
Andy, all I got on this overlay is 3 little wiggles.
Andy, bu kaplamada bulduğum tek şey üç tane ufak kurt.
Now work the overlay around there, quick! Right.
Kaplamayı oralarda dolaştır çabuk.
We're an overlay.
Biz üstünüz.
You see those darker markings? Crosspatch overlay?
Şu üzerindeki koyu işaretleri görüyor musun?
"Overlay."
"Tıkanmak."
"They might overlay themselves."
"Yastığın altında nefesleri tıkanabilir."
The overlay.
Tabaka.
Felicia Vabar, a member of an enemy spy apparat, had one of the couriers intercepted and the overlay he was carrying stolen.
Düşman bir casusluk örgütü üyelerinden Felicia Vabar kuryelerden birinin yolunu keserek kuryenin taşıdığı parçayı çaldı.
Your mission, should you decide to accept it, is to prevent Ms. Vabar from getting the second overlay, without which the first is useless.
Eğer kabul edersen görevin Bayan Vabar'ın elindeki parçayı kullanamaması için ikinci parçayı ele geçirmesini engellemek.
The second overlay, which Felicia Vabar is still after, is kept right here.
Felicia Vabar'ın peşinde olduğu ikinci parça burada muhafaza ediliyor.
We have a lead that we hope will mean the recovery of the missing map overlay.
Haritanın kayıp parçasını ele geçirmek için bir ipucu bulduğumuzu ümit ediyoruz.
- The overlay?
- Parça?
I don't remember any overlay.
Parça filan hatırlamıyorum.
He is going to tell us where to find that overlay.
Bize parçayı bulacağımız yeri söyleyecek.
The overlay this one fired out of the vault room is the same one Felicia Vabar is so desperate to get.
Parçanın kasa dairesi dışına çıkarılış şekli Felicia Vabar'ın gözükara planının aynısı.
Who has that overlay?
Parçayı kim aldı?
As we walk farther down here, I can show you overlay painting represented by...
Buranın aşağısına doğru yürürken size kaplama resmi de gösterebilirim.
Overlay the Red Dust deployment areas.
Kızıl Tozla kaplı bölgeleri belirleyin.
Where is that striation overlay?
Tabaka çizgileri nerede?
See, I was right, Pete. Where's that second overlay?
Haklıyım bak görüyorsun.
I need to see a topographical overlay of the battle area to pick a site for the meetings.
Görüşmeler için bir yer seçebilmem için, savaş alanının topoğrafik haritasını görmeliyim.
Now, Computer, overlay navigational chart using referenced pulsars and project a flight path back to its origin.
Bilgisayar, o veriye göre haritaları eşle ve geriye doğru uçuş rotasını yansıt.
Mr. Data, overlay weapon ranges of the two ships.
Bay Data, iki geminin silah menzillerini ekrana verin.
Overlay...
Kaplama...
Overlay coordinates.
Tabakalar, koordinatlar...
Engage the overlay. Put them on screen.
Görüntü kaplamasını başlat.
Computer, overlay a star map of the nebula on the current viewscreen image.
Bilgisayar, ekranda bulunan şu anki resim üzerine, nebula nın bulunduğu yıldız haritasını yerleştir.
And I went to the library and I looked up the missile silo pattern at the Masterson Air Force Base, and I made my own overlay.
Kütüphaneye de gittim. Masterson hava üssündeki füze yerleşim şekillerine baktım ve kendi şeklimi çizdim.
They might not accept a matrix overlay.
Bir matris yerleştirmeyi kabul etmeyebilirler.
We'II both have to be taken off-Iine for the overlay to be made.
Aktarımın yapılabilmesi için ikimiz de kapalı konumda olmalıyız.
Matrix overlay program is active.
Matris yükleme programı aktif.
Now overlay my route.
Şimdide, benim rotamı onun üzerine yerleştir.
The idea of this image overlay, this double game...
Sahneyi bu şekilde çekmek onun fikriydi.
The problem is, there's no telling which overlay it's on.
Sorun şu ; hangi haritada olduğunu bilemiyoruz.
The sharmoose, strapless, with the net overlay.
Üzerinde tül olan straplezi getir.
... a philosophical overlay to this entire thing that's quite profound.
... feIsefi mesaj buIacaksınız. Bence bu muhtesem.
Partial overlay - perfect match.
Kısmi parça kusursuz eşleşti.
And now overlay those coordinates On a spatial map of gallaphron.
Şimdi de koordinatları Gallaphron'un uzay haritasının üzerine yerleştir.
Run a topographical overlay.
Tamam. Topografik yerlere göz gezdirin.
It's 2 and a half cubits in length. Setim wood. Gold overlay.
2 kübik çalışma, altın kaplama.
Saunders applied a decryption overlay.
Saunders şifreyi kırmamızı engellemiş.
Coordinate with Division on a substrata overlay.
Alt tabakadakiler için Bölüm'le işbirliği yap.
When we overlay the common letters, the dark areas are where the strokes match.
Harfleri üst üste bindirelim. Koyu bölgeler kalem darbelerinin örtüştüğü yerler.
We'll see what we have on the date the Russians shot this and the computer will overlay the two and identify any discrepancies.
Rusların bunu çektiği tarihte ne çekmişiz bakalım. Bilgisayar ikisini üst üste koyup farkları tespit eder.
When you did your surveillance camera overlay, you got me to thinkin'.
Yaptığın bu izleme kameraları grafiği beni düşünmeye itti. Kusura bakma Ed, anlamadım.
Computer-generated hollow volume overlay.
Bilgisayar boş hacmi dolduruyor.
Found a Jap overlay.
- Bir Japon şifresi.
Could be an overlay.
Üst üste gelmiş izler de olabilir.
- You overlay the infrared?
Hemen geliyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]