Pack your bags Çeviri Türkçe
406 parallel translation
Oh well, pal, you must pack your bags.
Eski dostum! Valizini toparlamalısın!
You'd better pack your bags immediately.
Hemen eşyalarını toplasan iyi edersin.
- Pack your bags.
- Eşyalarını topla.
Pack your bags.
Bavulunu topla.
As for you and your accomplices, pack your bags and be out of here in the morning.
Sen ve avenen de pılınızı pırtınızı toplayıp, sabaha burayı terk edin.
Now pack your bags.
Hemen eşyalarını topla.
- Pack your bags!
- Eşyalarını topla!
Pack your bags and get a move on to the train station.
- Valizini toplayıp tren garına gidiyorsun.
Pack your bags for that trip across the Delaware, baby!
Delaware gezisi için çantalarını hazırla, bebeğim!
Pack your bags immediately.
Hemen çantanızı hazırlayın! Artık sizi burada görmek istemiyorum!
If you don't take the things up to the attic now, you can pack your bags and go.
Eğer tavan arasıyla ilgilenmiyorsan, bavullarını toplayıp gidebilirsin.
Now, if you don't mind cutting your dinner short, I'll take you back to Havana to pack your bags.
Eğer yemeği kısa kesmende sakınca yoksa seni eşyalarını toplamaya Havana'ya götüreceğim.
Pack your bags.
Eşyalarını topla.
Pack your bags.
Valizlerini topla.
You will pack your bags and leave by tomorrow.
Eşyalarınızı toplayıp yarın buradan gideceksiniz.
Pack your bags and go.
Eşyalarını topla ve git.
Just pack your bags and send them to the house.
Sen çantalarını topla ve bizim eve gönder.
Pack your bags.
Çantalarını topla.
Come on, pack your bags and get out!
Hadi, valizlerinizi hazırlayıp çıkın!
Pack your bags! Adios!
Valizlerinizi toplayın!
Pack your bags!
Pılını pırtını topla!
That gives you time to pack your bags.
# Valizlerini toplamak için zaman kazanmış olursun.
Pack your bags, pack your things and leave.
Konuşmayı bırak ve yap. Çantalarını, eşyalarını al ve git.
Pack your bags. We go tonight.
Toparlan bu gece gidiyoruz.
Pack your bags.
Bavullarını topla.
So you pack your bags and go... or you'll rot in jail here.
Yani bavulunu topla git, yoksa..... burada hapiste çürüyeceksin.
PACK YOUR BAGS AND SAY GOOD-BYE TO DUBUQUE.
Çantalarını hazırla ve kasabaya hoşçakal de.
We'II help you pack your bags.
Çantalarını toplamana yardım edeceğiz.
Pack your bags, hon.
Valizlerini hazırla canım.
You have two hours to pack your bags and line up in the yard.
Bavullarınızı toplayıp ön bahçede sıra olmanız için iki saatiniz var.
You want me to pack your bags?
Çantalarını toplamamı ister misin?
Pack your bags and head back up north where you belong.
Eşyalarınızı toplayıp kuzeye dönseniz iyi edersiniz.
IF YOU CAN'T ACCEPT THAT, YOU CAN PACK YOUR BAGS AND LIVE ON THE STREET.
Bunu kabul etmeyeceksen eşyalarını toplar sokakta yaşarsın.
And when I do you better pack your bags because you're out of here.
Ve kazandığımda bavullarını toplasan iyi olur çünkü kapının önüne konacaksın!
You pack your bags.
Çantalarını hazırla.
Go home and pack your bags now!
Eve gidiyorsun ve çantalarını hazırlıyorsun.
I tell you, if you have cancer, you might as well pack your bags.
Bak sana diyorum eğer kansersen,... bavullarını toplamalısın.
I'm tired of supporting a grown man, okay? I want to know when you're going to pack your bags and go, okay, Mookie?
Pılını pırtını toplayıp ne zaman gideceğini merak ediyorum.
If you gotta keep your nose up her behind... you should just pack your bags and go with her.
Onun kıçının dibinde olacaksan, bavullarını toplayıp, onunla git.
But if you're a Marine assigned to Rifle Security Company Windward... Guantanamo Bay, Cuba, and you're given an order... you follow it or you pack your bags.
Ama Windward Güvenlik Piyade Tümeni, Guantanamo Körfezi, Küba'da görevlendirilmiş bir Denizci iseniz ve bir emir almışsanız ya emre uyarsınız ya da bavullarınızı toplarsınız.
- Bonnie, pack your bags.
- Bonnie, çantalarını topla.
Pack your bags and get going.
Eşyalarını topla da gidelim.
One day he comes home and says, "Pack your bags."
Bir gün eve geldi ve "Valizini topla." dedi.
Now go upstairs and pack your bags.
Şimdi yukarı çıkın ve eşyalarınızı toplayın.
"Won't you pack your bags and leave tonight"
"Won't you pack your bags and leave tonight"
Well, pack your bags, cos we're sending you back where you came from.
Güzel, valizlerini topla, çünkü seni geldiğin yere göndereceğiz.
Pack up your bags and go with him.
Eşyalarını topla ve onunla git.
Well, if that's your attitude, then maybe I should just pack my bags and move in with her.
Eğer böyle davranacaksan belkide bavullarımı toplayıp annemim yanına taşınmam gerekecek.
PACK YOUR BAGS.
Eşyalarını topla.
Pack up your bags and go!
Pılını pırtını topla ve defol!
"Pack your bags..."
"Çantalarını topla..."