Passe Çeviri Türkçe
150 parallel translation
The church is full of flowers Bridal showers are passe
The church is full of flowers Bridal showers are passe
II se passe des choses terribles.
Korkunç şeyler oluyor.
Mais qu'est-ce qui se passe?
Neler oluyor böyle?
33, black, odd and passe.
33, siyah, tek ve pas.
35, black, odd and passe.
35, siyah, tek ve pas.
Nineteen, red, odd and passe.
19, kırmızı, tek ve pas.
23, red, odd and passe.
23, kırmızı, tek ve pas.
- 23, red, odd and passe.
- Boş ver. - 23, kırmızı, tek ve pas.
Qu'est-ce qui se passe?
Qu ´ est-ce qu ´ il se passe?
Mr. Passe ".
Bay Fassett.
A moment, Mr. Passe ".
- Bir dakika Bay Fassett.
- Lancelot Valley, near Passe-Temps.
- Lancelot Vadisi, Passe-Temps yakını.
Ich passe.
- İch passe.
- Qu'est-ce qu'il y a ici?
- Qu'est-ce qu'il y a ici, qu'est-ce qui se passe? !
- Qu'est-ce qui se passe la?
- Orada neler oluyor? - Kaçıyor!
Shoulder pads are passe.
Omuzdaki vatka kalkıyor.
Qu'est-ce qui se passe?
Ne oluyor?
They think of us as a passe, archaic institution.
Bizi şeytani bir müessese olarak görüyorlar.
"Qu'est-ce qui se passe?"
"Ne oluyor?"
Numero uno : If you knew the first thing about style you know that the animal prints are passe. And secondly, Dum-Dum...
Bir kere sen havalı olmaktan biraz olsun anlasaydın... hayvan desenlerinin artık moda olmadığını bilirdin.
- Is death passe?
- Ölüm demode mi?
- Boo on earth tones, that is so passe.
- Kahverengi tonu mu, onun devri geçti.
Piercing is so passe.
Piercingin modası çoktan geçti.
Passe.
Modası geçti.
Je suis désolé de ce qui ce passe ici.
Je suis désolé de ce qui ce passe ici.
Or aliens think that crop circles are passe so they've moved on to barn scorchings?
Veya uzaylılar tarla işaretlerinden bıktı ve ahır yakmaya başladılar.
No. Jugglers are passé.
Jonglörler eskidi artık.
His style is passé.
Stili de eski.
Perhaps even a minute degree of sentiment to one's motherland is considered passé.
Birisinin, ülkesi için bir parça his beslemesinin devri geçti belki...
I don't vote, so I shouldn't talk, but colonial expeditions are a bit passé in 1954, no?
Oy kullanmıyorum, o yüzden yorum yapmamalıyım... ama 1954'e gelmişken sömürge politikaları biraz eskimedi mi?
Pop music is passé.
Pop müziğin modası geçmiş.
This is the 20th century, Kemp. Monsters are passé like ghosts and goblins.
20. yüzyıldayız, Kemp Canavarların da, cinler ve hayaletler gibi modası çoktan geçti.
Two-headed dogs maybe, but aliens are... passé.
İki başlı köpekler belki, ama uzaylılar... modası geçti.
Yeah, I told them fleurs-de-lis are passé, they won't listen to me.
Evet, onlara zambak'ın modasının geçtiğini söyledim ama beni dinlemediler.
It's passé.
O demode oldu.
Peter, check it, this routine is passé.
Peter, bak, bu rutin artık sıktı.
Face it, Mom, they're passé.
Yüzleş bununla anne. Demode oldu artık.
The Joan Crawford look is so passé.
Joan Crawford çok modası geçmiş gözüküyor.
She said she thought the whole show was passé.
Dedi ki tüm şov "eski moda" ymış.
- Qu'est-ce qui se passé, huh?
- Qu'est-ce qui se passé, huh?
Qu'est-ce qui se passe, huh?
( Ne var, ne oluyor burada? ! )
Passe, he waits.
Gidin, sizi bekliyor.
- Qu'est-ce qui s'est passé là?
- Neler oluyor sence? - Bilmiyorum ki!
Using. Nukes are passé.
Denemiyorlar, kullanıyorlar.
Pepper spray is just so passé.
Biber gazının modası geçti.
It's passé.
O bitti.
"lhre Pässe, bitte."
"lhre Pässe, bitte."
Passé.
Çok eski moda.
A trifle passé, don't you think.
Biraz eskide kalmadı mı sence?
I believe "passé" was his word.
Sanırım çok "geçmiş" te kaldığını söyledi.
No, wait, wait, wait, progressive rock is a really passé style now but I listed it as an influence because it was a progenitor of great things that came afterwards.
"Progressive rock" ın artık modası geçti. Sadece beni etkilediği için listeye kattım. Çünkü arkasından gelen güzel şeylere öncülük etti.