Passer Çeviri Türkçe
104 parallel translation
When a passer-by
Yoldan geçip giderken,..
I can't give you a laissez-passer to Petersburg.
Petersburg'a geçmelerine izin veremem.
A passer-by?
Yoldan gelip geçen?
We've got everything but a passer.
Pasör hariç herşeyimiz var.
There's a good passer in the Canadian League.
Kanada liginde iyi bir pasör var.
The target was you. But your schedule was changed unexpectedly and a passer-by who resembled you was killed.
Gerçek hedef sizdiniz ama programınız beklenmedik bir şekilde değişince sizin yerinize oradan geçen ve size benzeyen biri öldürüldü.
He's a typical buck-passer.
Kaytarmaya meraklı.
I'm just a buck passer.
Ben, sorumluluktan kaçan biriyim sadece.
You ask a passer-by for directions to the Americana Hotel.
Amerikana Otelinin yerini yoldan geçen birine sordunuz.
I'm that passer-by.
Ben yoldan geçen biri değilim.
Red dog that passer!
Pasöre ani atak!
They had this great passer, and we held'em 0-0 till the last 20 seconds.
Karşı takımın pasörü müthişti ve skor son 20 saniyeye kadar 0-0'dı.
- Hi, I'm Ugly John, your gas passer.
- Selam, ben Çirkin John, anestezi uzmanınız.
So find the gas passer, have him premedicate the patient, then bring me the latest pictures on him.
Anestezi uzmanını bul, hastayı uyutsun. En son röntgenleri getirin.
Just a passer-by
Hiç kimse.
♪ When some passer-by ♪ Invites your eye
# Yoldan geçen biri göz ucu ile sizi Tanışmaya davet edince #
♪ When some passer-by ♪ Invites your eye ♪ To come her way
# Yoldan geçen biri göz ucu ile sizi Tanışmaya davet edince #
Let's protect the passer this time.
Bu sefer pas vereni koruyalım.
I'm a passer-by who lost his way having strayed luckily by chance
Yolunu kaybetmiş bir yolcu ne şans ki size rastladım!
AII I need to beat them is a passer.
Onları yenmek için bir pasöre ihtiyacım var.
A passer-by who, in the rain, folded her umbrella and was drenched.
Yağmura yakalanmış bir kadın, şemsiyesini katlamış ve sırılsıklam ıslanmıştı..
A passer-by will kill you.
Yoldan geçen biri tarafından öldürüleceksin.
I expect it's been done by some passer-by.
Sanırım, yoldan geçenler tarafından yapılmış.
Gas-passer, Bass-haster, what's the difference?
Ha "Gaz Borusu'ha" Pabucumun Üstadı " ne fark eder?
Now who's the guy who rushes the passer?
Pasöre hız kazandıran kimdir?
Okay, you can rush the passer.
Peki, atıcıya hücum et madem.
O, river I O, passer-by I
Nehir yok, gelip geçen yok...
I am just a passer-by.
Geçerken uğradım.
Vaclav Passer.
Vaclav Passer.
It is a worrying passer-by for booby birds with delicate toes.
Yoldan geçenler, ince parmaklı sümsük kuşlarını endişelendiriyorlar.
Well, you probably heard that I was all-state last year because I'm a good outside shooter, and I can dunk, which is good for somebody my age, and I'm a good passer.
Muhtemelen duymuşsundur, geçen yıl her yerdeydim. Çünkü iyi bir atıcıyım ve dalabiliyorum. Bu da benim yaşımda biri için iyi bir şey.
Premature waking is not unheard of, especially when the gas passer is manifestly incompetent.
Erken uyanma duyulmamış bir şey değil, özellikle gazı veren kişi açıkça yetersiz biriyse.
A passer-by?
Sokaktan geçen birisi mi?
Since when do they put their stamp on the Laisser Passer?
Ne zamandan beri pasaporta kendi damgalarını basıyorlar?
They don't want to let her in because there's an Israeli stamp on the Laisser Passer.
Pasaportunda damganız olduğu için girmesine izin vermiyor.
On the Syrian side, they refuse to accept the fact that you've stamped the Laisser Passer
Suriye tarafı pasaporta bastığınız damgayı kabul etmiyor.
Let's protect the passer this time.
Bu sefer pas vereni koruyalïm.
Cohn back to passer.
Cohn pasöre döndü.
Passer Domesticus is the scientific name for which commonly known bird?
Passer Domesticus hangi kuşun bilinen bilimsel adıdır?
Elle m'a fait passer du temps avec les enfants.
Çocuklarla zaman geçirmeme neden oldu.
It's consistent with a passer-by inflicting the wound.
Yanından geçen birinin yol açtığı bir yara gibi duruyor.
Hey. Listen, your father's not a hundred percent, so no roughing up the passer.
- Hey dinle, baban tam düzelmedi, yani glip geçenler çarpmasın dikkat et.
You key off the back to see if he rushed the passer.
Arka taraf sana emanet. Pas atıp atmayacağına bakacaksın.
A passer, a d'essayer. From the possible to the real. That is the motto of Woodberry Forest, the prep school Carter attended, Mr. Withal.
"A posse, ad esse." "Mümkün olandan gerçeğe." Bu, Carter'ın gittiği Woodberry Forrest üniversiteye hazırlık okulunun sloganı.
What's stopping me from using a photo of a passer-by?
Beni, yoldan geçen birinin resmini kullanmaktan alıkoyan nedir?
WE HAVE A PASSER AMONG US!
Aramızda bir "geçen" var!
PASSER?
geçen mi?
With a passer-by.
Yoldan geçen birisiyle.
Monsieur, laissez-moi passer!
Marcel!
Kraus, take the boy downstairs!
Monsieur, laissez - moi passer!
# And she's clinging to the nearest passer-by I sound like Bowie.
Sesim Bowie'ye benziyor.