Pep Çeviri Türkçe
1,068 parallel translation
But thanks for the pep talk.
Konuşma için teşekkür ederim.
Now I gotta give my pumpkin a little pep talk.
Şimdi şekerpareme küçük bir moral konuşması yapmalıyım.
We want you to give them a pep talk... that turns them from donut-eating goof-offs... into Homer Simpsons.
Konuşmanla onlara güç vermeni istiyoruz... ki iştahla çöreklerini, gofretlerini yesinler Homer Simpsons usulü.
- Give me one with lots of pep.
- Bana kuvvetli bir tane ver.
- Our cars don't have pep.
- Arabalarımız kuvvetli değildir.
These little pep-talks can be so exhausting.
Süs köpekleri bitkin görünemez.
What's this supposed to be, a pep talk?
Bu ne bir takım konuşması mı?
I don't want your pep talks.
Destekleyici konuşmalarını istemiyorum.
- We organize the pep rallies and paint the helmets the night before the game.
- Motivasyon geceleri düzenler bir gece öncesinden kaskları boyarız. Kart kısmını da yaparız.
She presided over the ecclesiastical equivalent of a pep rally last night.
- Duyduğuma göre, dün akşam... öğrencilerle bir tanışma partisi yapmış.
The Pep Boys don`t know too many words.
Kelime hazneleri fazla değildir.
Pumpkin, enough with the pep talk, now.
- Balkabağım, bu kadar moral verici konuşma yeter.
I'll give him a pep talk, he'll bowl fine.
Ben ona moral veririm, iyi oynayacak.
- Thanks for the pep talk, asshole.
- Moral verici konuşma için teşekkürler, pislik.
- A bunch of aging pep clubbers?
- Bir grup eski züppbe?
First you pep up his ego.
Önce egosunu şişirirsin.
I love a good peep show.
İyi bir pep şova bayılırım.
- Thanks for the pep talk.
- Moral verici konuşman için sağ ol.
I know, I know. But I observed it once at Pep Boys.
Biliyorum, ama bir keresinde bir tamirciyi izlemiştim.
Yeah, I'm a regional manager over at Pep Boys. Oh. Wow.
- Pep Boys'un bölge müdürüyüm.
- Give yourself a pep talk.
Bu kişisel bir karar. Öyleyse kendine bir moral konuşması yap :
They were all on the Fondren High Pep Squad, on the way to a game.
Fondren Lisesi Tezahürat Takımı olarak maça gidiyorlarmış.
I do enjoy these pep talks.
Moral veren sohbetlerimizden cidden keyif alıyorum.
Then they asked me to join the pep squad.
Sonra amigo kız takımına katılmamı istediler.
As long as you can join pep squad later if you want to, it's your choice.
Amigo kızlara sonra da katılabilirsin, sana kalmış.
You've been edgy and suspicious ever since I gave you those pep pills.
O uyarıcı hapları almaya başladığından beri gergin ve şüpheci davranıyorsun.
I don't need pep pills to be suspicious.
Sen neden bahsediyorsun? Şüphe etmek için uyarıcı haplara ihtiyacım yok.
You, pep-pill boy?
Sen mi, Uyarıcı Hap Çocuğu?
Pep Boys, pills, Beverly Sills...
Uyarıcı çocuklar, haplar, Beverly Sills.
Is that your version of a pep talk?
Bu birtür güç verme konuşması mıydı?
Listen. By conducting the bake sale in conjunction with the pep rally... we can be selling cakes and cookies when school spirit is at its optimum.
Atletizm yarışmaları sırasında, okul morali yüksekken kek satarız.
Well, my cheerleading squad wasted a lot of pep on losers.
Tek bildiğim, ponpon kızlarımın beceriksizler için boşuna tezahürat yapmak zorunda kaldığı.
Well, why don't you go hang out with the Capeside Pep Squad?
Neden Capeside'ın popüler kızlarıyla takılmıyorsun?
And Dawson? How many pep rallies have you loyally attended?
Ve Dawson, kaç heyecan verici toplantıya sadakatle iştirak ettin?
We passed City Hall and there's this big crowd, like a pep rally or something.
Belediye sarayının önünde büyük bir kalabalık vardı. Sanki tören yapılıyordu.
I started it, but then there was this pep rally.
Okumaya başladım ama sonra şu moral verme miting oldu.
Man, what's going on with the pep squad?
Ordaki enerji ekibinde neler oluyor?
He was full of pep.
Enerji doluydu.
There's the rampant homophobia, no pep rallies for the debate team, which leads to the greater issue, I'm sure, of the highly fascist nature of pep rallies in general, speeches, saluting banners.
Lisede aşırı derecede homofobik var, münazara grubu için tezahürat yapıImıyor. Bu aslında çok büyük bir sorun bence. Çünkü tezahürat grubunun faşist bir yapıya sahip olduğunu gösteriyor.
More pep.
Yanisi, burası daha hareketliymiş.
The monopoly on pep is definitely held by Time Zone's status whores.
Ama Monopoly'nin heyecanı kesinlikle bundan fazladır.
I can't just be proactive with pep?
Aktif ve azimli davransam yetmez mi?
"At the pep rally, pseudo-prostitutes provoke men into a sexual frenzy, which, when thwarted, results in pointless athletic competition."
"Maç öncesi tezahüratlarında sahte fahişeler, erkekleri cinsel taşkınlığa teşvik ediyor. Bunun önüne geçildiğinde bütün spor müsabakaları anlamsız gelir."
Well, thanks for the pep talk, coach.
Moral konuşması için sağ ol, koç. Alay etme.
Thanks for the Dadaist pep talk.
Dadaist moral konuşması için sağ ol.
I sense a pep talk coming on.
Yüreklendirici bir konuşma seziyorum.
But I don't know how many more pep rallies and spirit cookies I can actually stomach.
Ama daha ne kadar miting ve cesaret kurabiyesi sindirebilirim bilmiyorum.
Back when I was on the pep squad we relished the opportunity to show off our team spirit by wearing our uniforms to school.
Ben amigo takımındayken üniformalarımızı giyerek takım ruhumuzu okula sergilemenin tadını çıkarırdık.
I stayed really late at that pep rally yesterday.
Dünkü toplantıda gerçekten çok geç vakte kadar kaldım.
I have pranced around at pep rallies without even knowing what the hell "pep" is.
Mitinglerde hoplayıp zıpladım, ki "miting" in ne lanet anlama geldiğini bile bilmiyordum.
# No more pep rallies to cut # Yuck!
Okul partileri yok