Perception Çeviri Türkçe
1,031 parallel translation
Now, I work at the Paragon Institute, where we study the phenomena of extrasensory perception. And we are using biofeedback techniques... to tap the almost limitless resources of the human mind...
Ben Paragon enstitüsünde, sıradışı duyusal algılama konusu üzerinde çalışıyorum, ve biz insan aklının neredeyse sınırsız olan enerjisini yönetebilmek için biyo-dönüşüm tekniklerini kullanıyoruz,
Let me show you a clip from my latest fiilm where my faulty depth perception kept me from yelling "cut" at the right time.
"Size son filmimden bir parça göstereceğim". Derinliği doğru algılayamadığım için "zamanında" kes "diyemedim".
By generating a nuclear field, in a frequency above the normal perception of Earth's conventional electronic equipment, or even the human eye, we can render equipment and personnel virtually invisible.
Bir nükleer alan yaratarak, kabul edilebilir normal değerlerin üstünde bir frekansta Dünya'nın sıradan elektronik aletlerinde veya hatta insan gözünde bile Ekipmanları ve insanları görünmez kılabiliriz.
Confining our perception of nature to visible light is like listening to music in only one octave.
Doğaya dair algımızı görünür ışıkla sınırlandırmak müziği tek bir oktavda dinlemeye benzer.
But this is an ancient perception.
Bu eskilere ait bir bakış açısı..
We gave them perception and meaning to live as nations... based on firm foundations of clear and shining examples.
Mükemmel örnekler sunarak bir ulus olarak yaşabileceklerini ve bunun önemini fark etmelerini sağladık.
And he prided himself on the fact that he had no fantasy life, no dream life... nothing to stand be - no imaginary life... nothing to stand between him and the direct perception of mathematics.
Ve hiç bir fantezi dünyasının, hayal dünyasının, imge dünyasının olmamasından, kendisi ile matematiği algılayışı arasında başka bir şey olmamasından dolayı gurur duyardı.
So naturally I just - I just blot all those people right out of my perception.
Ben de doğal olarak tüm bu insanları kendi algımdan kaldırdım.
And I think that in order to create that language... you're going to have to learn how you can go through a looking glass... into another kind of perception... where you have that sense of being united to all things... and suddenly you understand everything.
Ve bu yeni dili yaratmak yerine karmaşık olanı farklı bir algıyla inceleyerek öğrenmen gerekecek burada her şeyle olan bağını hissedeceksin ve birden her şeyi anlayabileceksin.
And to not know what the next moment will bring... brings you closer to a perception of death.
Ve sabahın sana ne getireceğini bilmediğin için bu seni ölüm sezgisine daha da yaklaştırır.
You said it was a work of uncanny perception.
Tekinsiz bir algı ürünü olduğunu söylemiştin.
An acute perception doesn't make you crazy.
Belirli bir algılamaya sahip olmak, deli olmak anlamına gelmez.
After all, there is nothing real outside our perception of reality... is there?
Bunun ötesinde, gerçekliği algılayışımız dışında, gerçek yok değil mi?
You'll respect the warmth of your blood, your serene presence, your clear perception, your gentle feelings.
Damarlarında akan kanın sıcaklığına güveneceksin. Huzur verici sakinliğin, berrak zihnin, hassas duyguların baskı altındayken bile, melankoliye teslim olmayacağız.
The fever has robbed her of her milk and clouded her perception.
Yüksek ateşi sütünü kesti ve anlama kabiliyeti azaldı.
Extrasensory perception, the paranormal powers, that are unusual in human beings, are perfectly natural in insects.
Altıncı his, insanlarda görülmeyen doğaüstü güçler haşereler için gayet doğal, normal birşey.
Perception of the optimum.
En yüksek kavrayış.
Dudley had challenged Holmes to a test of ingenuity and perception.
Dudley, Holmes'u hüner ve sezgilerini teste tutmaya davet etmişti.
A great detective relies on perception, intelligence and imagination.
İyi bir dedektif, sezgileri, bilgileri ve hayal gücüyle hareket eder.
What perception.
NasıI bir anlayış.
That's wonderful! If it's true, we'd have heightened perception on seeing the green ray.
Eğer bu doğruysa yeşil ışını görmek için gözümüzü dört açalım.
Your perception is correct, doctor.
Yaklaşımınız doğru doktor.
Extra-sensory-perception.
Duyu Ötesi Algılayış mı? ( Extra-sensory-perception = ESP )
Money itself isn't lost or made, it's simply transferred from one perception to another, like magic.
Para kazanılmadı ya da kaybedilmedi, sadece... birinden diğerine aktarıldı, sihir gibi.
Actually, if I'd had any perception, I would have been suspicious from the start.
Aslında, eğer sezgilerim güçlü olsaydı başından beri şüphelenirdim.
Even my sensory perception picked that up!
Onu, benim duygusal algım bile yakaladı!
In military brinksmanship, individual physical prowess is less important than the perception of the whole species.
Büyük riskler alınan askerlik mesleğinde... bireysel fiziksel kahramanlıklar... tüm ırkların düşündüğünden daha az önemlidir.
So no one is willing to test that perception in combat.
Yani hiç kimse bu inancı bir çatışmada denemeye niyetlenmiyor.
The intent here is to gain a clearer perception of humanity.
Amacım insanlığı daha iyi algılayabilmekti.
More like perception or observation or...
Daha ziyade algı gibi. Ya da gözlemleme.
I would say we have a problem with our perception of reality.
O zaman gerçeğe dair görüşlerimiz biraz farklı.
This is his perception of reality.
Bu onun gerçekliği algılayışı.
We must discourage his perception of this new android as a child.
Onu bu yeni androidi çocuğu gibi görme düşüncesinden vazgeçirmeliyiz.
Her species may have a perception that goes beyond linear time.
Belki de türünün doğrusal zamandan ötesine uzanan bir algısı vardır.
is science perception?
Bilim sezgi midir?
Yes, because space is an a priori form of perception.
Evet, çünkü uzay, sezginin bir apriori formudur.
- The Doors of Perception.
Algı kapıları. Asit!
"When the doors of perception are cleansed... " things will appear as they truly are : infinite. "
" Algının kapıları açıldığı zaman her şey insana olduğu gibi görünür ;
But are you strong enough to point that high-powered perception at yourself?
Fakat bu keskin anlayışınızı kendinize çevirebilcek kadar güçlümüsünüz?
You might be able to stimulate some thought in yourself... you know, switch your gestalt so that you might have some perception... and be able to see our way out of this.
Kendi içinde birkaç düşünce canlandırabilirsin... yani, bütünlüğünü değiştir ki biraz algın olabilsin... ve bu şeyden çıkış yolumuzu görebilesin.
And, remember that our perception of historical time, back to the mists of antiquity, is a couple of paces across this green table.
Ve eski çağların derinliklerine doğru zaman algımızın yeşil masa boyunca bir çift adım olduğunu unutmayın.
Money itself isn't lost or made, it's simply transferred from one perception to another, like magic.
Biri kazanır, biri kaybeder. Para kazanılmadı ya da kaybedilmedi, sadece... birinden diğerine aktarıldı, sihir gibi.
Because George has heightened extrasensory perception.
Çünkü George'un çok kuvvetli sezgileri var.
Especially for somebody with no depth perception.
Özellikle derinlik algısı olmayan biri için.
The New York Times plays an enormous role in shaping the perception of the current world on the part of the politically active, educated classes.
Hiç etkili olmaz demek istemem ama gerçekten güç yapısını etkileyemez. ... için hazır olmadıkça güç başka bir yerde olacak.
While in prison, I learned everything in this world, including money... - operates not on reality- - - But the perception of reality.
Hapisteyken bu dünyada para dahil her şey gerçeklik üstüne iş yapmıyor.
Three TARDIS keys, with low-level perception properties, because the TARDIS is designed to blend in.
Üç Tardis anahtarı, düşük seviyede algı özelliği taşıyan üç Tardis parçası. Çünkü Tardis uyum oluşturmak için tasarlandı.
It just shifts your perception a tiny bit.
Gördün mü? Sadece algılama gücünü birazcık değiştiriyor.
What say I use this perception filter to walk up behind him and break his neck?
Algı filtresini kullanıp, arkasına dolanıp, boynunu kırmayı mı kastediyorsun?
If I can get this around the Master's neck, cancel out his perception, they'll see him for real.
Eğer bunu Usta'nın boynuna takabilirsem.. ... algısına son veririm, böylece onu gerçekten görürler.
Without any further assumptions, what you'd predict is that what comes out is a picture of the world, a perception of the world, that satisfies the needs, and the interests, and the perceptions of the sellers, the buyers, and the product.
Sonra Forizon, Nazi gaz odalarının hiçbir zaman var olmadığını kanıtlamaya çalıştığı kitabını yayımladı.