Perfect match Çeviri Türkçe
511 parallel translation
These... are a perfect match.
Bu tam uydu.
A perfect match.
Muhteşem ikili.
A perfect match. - What do you make of this?
Tıpatıp aynı, şu nedir peki?
a perfect match for someone as bright as you
Tam da sizin gibi parlak birsine uygun!
Brother Fang is a perfect match for you, aman
Birader Fang sana iyi bir eş olacaktır, şimdilik
Who'd be a perfect match with you
Siz ikiniz iyi bir çift olurdunuz
- It's a perfect match, Willy.
- Mükemmel olmuş, Willy.
And make me a perfect match
Eşsiz bir eş bul bana.
She's a perfect match for our Tosun Pasha!
Tam Tosun Paşamıza layık bir gelin oldu.
Perfect match.
Harika.
That's a perfect match.
Mükemmel uyuşma.
Sorry, sorry, sorry. It's a perfect match.
- Özür dilerim, özür dilerim, özür dilerim.
Everyone in the boxer world knows you're a perfect match
Dövüş dünyasındaki herkes..... sizin mükemmel bir çift olduğunuzu düşünür
It's a perfect match, but it's not from the Walden Hotel.
Örnekler bire bir uyuşuyor ama Walden otelde değil.
The dress and your movements are a perfect match.
Elbiseniz ve hareketleriniz mükemmel uyumlu.
You told me you and Frasier are a perfect match.
Hep Frasier'la çok yakıştığınızı söylerdin.
She'd be a perfect match for you.
Size de çok yakışırdı!
Perfect match.
Tam takım.
A perfect match for my mind, my body.
Zihnim ve bedenim için kusursuz bir uyum.
It's a perfect match.
Bu kusursuz bir uyum.
I think your lab boys will find that paint's a perfect match.
Laboratuvarda boyanın uyduğunu göreceksiniz.
I am certain that it will be the perfect match with the address on the envelope - - the signature of the murderer.
Katilin imzası olan zarfın üstündeki adresle tam olarak uyuşacağına eminim.
That's wonderful. They are a perfect match.
İyi ki burçları uyumlu çıktı.
A perfect match.
İşte bunlar mükemmel uyuyor.
It's a perfect match. This particular edition features swingers'clubs for standard poodle enthusiasts.
Bu sayı kaniş meraklılarına özel bir dans kulübünü tanıtıyor.
Oh, come on, Sara. We're a perfect match.
Biz mükemmel bir çiftiz.
Just because my mother hunts with your mother doesn't make us a perfect match.
Annemin annenle ava çıkıyor olması bizim iyi bir çift olduğumuzu göstermez.
I'd never dared to hope for such a perfect match.
Güneşimizle bu kadar kusursuz bir eşleşmeyi hayal bile edemezdim.
- It's a perfect match.
- Birebir örtüşüyor.
They're a perfect match.
Çok iyi uyuşuyorlar.
- It's a perfect match.
- Ona çok benzediniz.
Perfect match.
Ona çok benzedi.
Fate is two neuroses knowing they're a perfect match.
Kader iki nevrozun birbirine uygun olduklarını anlamasıdır.
Think we'd be the perfect match.
Desene tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş.
These are a perfect match.
Bunlar tamı tamına uyuyor.
Surely, if that service shows anything, it shows that there is such a thing as a perfect match.
NasıI? Açıkçası, eğer bu tören bir şeyi gösterdiyse, o da mükemmel uyumun böyle olduğudur.
The D.N.A. is a perfect match for Judge Joseph Dredd.
D.N.A, Yargıç Joseph Dredd'inkine tıpatıp uyuyor.
How's it feel, after years of sainthood, to find us a perfect match?
Yıllarca azizlikten sonra mükemmel bir çift olduğumuzu görmek nasıl?
It's a perfect match.
Mükemmel bir eşleşme.
This DNA is structurally similar to Eve's... but it's not a perfect match.
Bu DNA yapısal olarak Eve'ninkine benziyor fakat mükemmel bir uyum yok.
- They don't look like a perfect match.
- Tam olarak mükemmel uyumu yakalamış gibi görünmüyorlar.
- I mean, I'm not sure they're a perfect match but they're both single.
Demek istediğim, ikisinin mükemmel bir eş olacaklarına emin olmasam da ikisi de yalnız.
Not a perfect match. But it'll do.
Uyuşmadı ama işe yarar.
The kidney's a four-tissue match and in perfect condition.
Böbreğe dört doku uymuş ve mükemmel durumda.
Perfect match.
Tam uyum.
And then describing your jacket to the salesman and knowing how perfect it would match with what you were wearing, which, by the way, it certainly does.
Ceketini tarif ettim ve bunun giydiklerine yakışacağını anladım. Bu arada gerçekten yakıştı da.
A perfect match, sir.
Mükemmel bir uyum.
It's the perfect ring for a return match.
Rövanş maçı için harika seçim.
It's a perfect match.
Çok uymuş.
Striking a match, watching it burst into a perfect little flame and knowing that soon that flame will be inside me.
Kibriti yakıp şahane bir şekilde alev almasını izlemeyi ve o ateşin az sonra içime gireceğini bilmeyi seviyorum. İlk nefesi içime,...
The match is near perfect.
Eşleştirme neredeyse mükemmel.
match 109
matches 96
matchmaker 21
match point 23
perfecto 44
perfect 4495
perfectly 231
perfection 66
perfect fit 27
perfect timing 287
matches 96
matchmaker 21
match point 23
perfecto 44
perfect 4495
perfectly 231
perfection 66
perfect fit 27
perfect timing 287