Personal reasons Çeviri Türkçe
346 parallel translation
- Any personal reasons?
- Kişisel bir sebebi var mı?
Let's put it this way... maybe I'm interested for personal reasons.
Gel şöyle ifade edelim, belki kişisel nedenlerle ilgileniyorum.
You lingered in the human world for personal reasons, which you had no right to do.
Hakkın olmayan kişisel sebeplerden dolayı insan dünyasından ayrılamadın.
No, for personal reasons.
Hayır, şahsi sebeplerden.
He hinted you're after Schneider for personal reasons.
- Hem de yemsiz. Kişisel sebeplerle Schneider'ın peşinde olduğunu ima etti.
I want to see Frank stand on his own two feet for very personal reasons.
Frank'in kişisel nedenlerden dolayı ayakları üzerinde durmasını istiyorum.
- Oh, personal reasons.
- Kişisel nedenlerden.
There are personal reasons.
Kişisel nedenlerden ötürü.
I have seen the personal reasons.
Kişisel nedenleri anlayabiliyorum.
For very personal reasons.
Kişisel nedenler için.
On June 6th, the day of the riots, I, for personal reasons, unconnected with politics, was hiding in the sewer.
6 Haziran'daki nümayiş esnasında siyasetle ilgili olmayan nedenlerle ben, kanalizasyonda saklanıyordum.
For personal reasons.
Kişisel nedenler.
I've given leave to many of you, to stay here for personal reasons.
Birçoğunuzun kişisel sebeplerden dolayı burada kalmasına izin verdim.
I don't have personal reasons to stay, like you do.
Kalmak için, senin gibi hiçbir kişisel nedenim yok.
- For personal reasons.
- Zati sebeplerden.
- What kind of personal reasons?
- Ne tür bir zati sebepten?
For personal reasons.
Zati sebeplerden.
Personal reasons, sir.
Kişisel nedenlerle efendim.
Personal reasons.
Kişisel nedenler.
Personal reasons?
Kişisel nedenler?
There are personal reasons why I'd never forgive him.
Kişisel nedenlerden ötürü onu asla affedemem.
Personal reasons?
- Kişisel nedenler mi?
For personal reasons, I am almost afraid to learn the answers.
Neredeyse cevaplarından korkuyorum.
The way I see it, professional soldiers, stay in the army for personal reasons.
Benim anlayışıma göre profesyonel askerler kişisel nedenlerle orduda kalır.
Aren't you ever gonna call me for personal reasons?
Neden beni bir kerecik, kişisel nedenlerden çağırmıyorsun?
I was hung up trying to get Endicott, for personal reasons.
Endicott'u yakalamaya özel nedenlerden dolayı öylesine şartlanmıştım ki!
I'm here for personal reasons. And these may coincide with yours.
Kişisel sebeplerden dolayı buradayım, ama bu da sizin işinize gelir belki.
The Coridan system has been claimed by some of the races now aboard our ship as delegates, races who have strong personal reasons for keeping Coridan out of the Federation.
Gemide delegeleri olan bazı ırklar, Coridan üzerinde hak iddia ediyor, orayı Federasyon dışında tutmak için güçlü nedenleri olan ırklar.
I had personal reasons
Kişisel sorunlarım vardı.
For personal reasons, I need 30 ryo badly.
Kişisel sebeplerden ötürü şiddetle 30 ryo lazım bana.
Unless, of course, you have some other personal reasons for interfering with church matters.
Elbette kilise konularına kişisel müdahele sebebiniz olmadığı sürece.
The people who had participated in these persecutions were large in number, not to mention those who participated indirectly, for their own personal reasons, to be rid of their competitors, etc.
Yahudilerin yanında İspanyol Cumhuriyetçiler farmasonlar ve çingeneler de vardı. Tüm bu insanlar istek üzerine Almanlara gönderilmişti. O zulümlere katılan insanlar sayıca çoktu.
Well, this is especially disturbing to me for personal reasons.
Bu özellikle benim açımdan rahatsız edici... Kişisel nedenler yüzünden.
I'm in Sweden for personal reasons.
Kişisel sebeplerden dolayı İsveç'teyim.
Personal reasons.
Konstantinopolis.
For personal reasons there's a problem I can't handle myself.
Kişisel nedenlerle kendi başıma halledemeyeceğim bir derdim var.
For personal reasons, we should avenge Liu Hing Bong
Liu Hing Bong'den intikam almamız şart artık!
Because that day he had requested a day off from the factory for serious personal reasons.
Çünkü o gün kişisel sebeplerden dolayı fabrikadan izin almıştı.
Signor Sbisa is taking a few days off, for personal reasons.
Sizi Alfredo Sbisa'nın birkaç gün izne ayrılacağını bildirmek için aradım. Neden?
Yes, but also for personal reasons.
Evet, ama özel nedenlerim de var.
I've even begun to wonder if you're mad at him for personal reasons.
Acaba ona karşı şahsi bir kininiz mi var diye merak ediyorum.
If he is here, it's either for compelling personal reasons, or he's being paid a lot of yen.
Ama buradaysa bunun nedeni, ya kişisel bir meseleyi sonuçlandırmak ya da yüklüce yen almış olmasıdır.
For personal reasons.
Kişisel nedenlerden.
You're pressuring me to take improper action for personal reasons.
Sen beni şahsi sebeplerden dolayı, yasal olmayan işlere zorluyorsun.
I pulled you over for personal reasons!
Hız yaptığımı söylemeyin. Hayır! Sizi kişisel sebeplerden ötürü kenara çektim.
I understand you have personal reasons for being under stress for not acting as carefully as you might.
Stres altında olmanın, olabileceğin kadar dikkatli davranmamanın kişisel nedenleri olmasını anlarım.
I suspect there are many reasons, sir. Reasons of a personal nature.
Sanırım birçok sebep var, efendim... kişisel doğasından kaynaklanan sebepler.
I'm not prepared to make an exception for this officer or any other, certainly not for reasons of personal convenience.
Bu subay veya herhangi bir başka subay için... kesinlikle... kişisel sebeplerden ötürü bir ayrıcalık yapamam.
I've been thinking about the day and the way it has gone and it seems to me that now I need to make a few personal statements for a variety of reasons.
Bugün neler olduğunu düşündüm ve çeşitli nedenlerle bazı kişisel görüşlerimi belirtmek istiyorum.
Personal relationships developed between the different sides, probably for various reasons.
Muhtemelen çeşitli sebeplerden olacak ki farklı taraflar arasında kişisel ilişkiler gelişti.
My reasons are personal.
Kişisel nedenlerim var.
reasons 43
person 199
personal 201
personnel 34
personality 39
persons 27
personally 1142
person of interest 21
personal space 21
personal stuff 24
person 199
personal 201
personnel 34
personality 39
persons 27
personally 1142
person of interest 21
personal space 21
personal stuff 24