Plug it in Çeviri Türkçe
314 parallel translation
- I was trying to plug it in.
- Fişi takmaya çalışıyordum.
That's not the place to plug it in!
Orası fiş takılacak yer değil.
Plug it in.
Şuraya tak.
- Plug it in.
- Fişi tak.
Plug it in, Joe.
Tak yerine, Joe.
Just plug it in the wall.
Doğrudan prize takıyorsun
You plug it in here.
Buradan takıyorsun.
Where are we gonna plug it in?
Prize nasıl takacağız?
I got to get out and plug it in there.
Dışarı çıkıp fişi prize takmalıyım.
You had to plug it in.
Fişi takman gerekirdi.
Plug it in right here.
Buraya takın onu.
Bo... plug it in.
Bo, şunu taksana.
- Will you plug it in?
- Bağlar mısın?
♪ Take out your headset Plug it in ♪ ♪ What's your answer, chu-u-um ♪
Evet ne karar verdiniz?
♪ Take out your headset Plug it in ♪
# Beyninizi çıkartıp Kulaklarınızı fişe takın. #
Pull this out and plug it in.
Bunu çekip fişe tak.
No. Here plug it in down here.
Al şunu, alttaki prize tak.
Otis... plug it in.
Otis... Tak prize.
I'm going to plug it in, switch it on and throw it at you.
Onu takıp, çalıştırıp sana atacağım.
You can... You can plug it in right here.
Buraya takabilirsin.
Josh, plug it in, please.
- Josh, fişi prize sok, lütfen.
Plug it in, insert the plug from anything.
Prize tak, prize herşeyi takabilirsiniz.
Just plug it in, and the Commando 8 does the rest.
Yanlızca fişe tak ve gerisini Commando 8'e bırak.
- Plug it in!
- Fişi tak!
Plug it in!
Fişi tak!
Just get an adapter betore you plug it in it could blow up
Adaptörle kullan, yoksa patlar.
And until you plug it in you just can't tell.
Sistemi harekete geçirene kadar... ne olacağı hiçbelli olmaz.
You really profited from those books. lf you'd taken a TV, like others, where would you plug it in?
Bu kitaplardan gerçekten faydalanıyorsun. Diğerleri gibi televizyon almış olsaydın.. ... fişini nereye takabilirdin?
Then wherever you go, you plug it in. OK, good.
Gittiğin yerde takarsın.
Place the meat on the trays, you plug it in, and that's all there is to making beef jerky.
Eti tepsilere yayıp fişe takın, yemeğiniz hazır. Size bir şey göstereyim.
Plug it in!
Bağla!
You just plug it in, and two minutes later, presto.
Fişe takıyorsun, iki dakika sonra tamam.
Now I just have to plug it in.
Hemen fişe takalım.
Where do you plug it in?
Onu nereye takacaksın?
You have to plug it in.
Onu fişe takmalısınız.
Let's go over to the den. Plug it in, like the old times.
Eski zamanlardaki gibi arkaya gidip çalıştıralım mı?
I mean, look, just plug it in and no problem.
Yani, bak, fişe takıyorsun ve olay bitiyor.
Plug it in with NSA.
NSA tarafından kapatıldı.
Okay, we plug it in and we don't talk on it.
Pekala, telsizi yerine takıp hiç konuşmayalım.
When you go off on your old ship tomorrow I'm going to plug this in and give this house the biggest spring cleaning it's ever had. That's the girl!
Yarın eski gemine döndüğünde, bunu prize takıp bu evin gördüğü en büyük, bahar temizliğini yapacağım.
IT'S AS IF SOMEONE HAD PULLED OUT SOME KIND OF A PLUG IN ME
Korku artık beni terk etti. Hissizim.
Now, you just hook it on your belt, plug it right in there and you're amplified.
Bu kemere takılır, şu da fişe, olur sana amplifikatör.
Plug it in.
Fişi tak.
You find out I got a hole I didn't know I had, put a fucking plug in it.
Benim bile bilmediğim bir delik bulmuşsunuz takın siktiğimin fişini şuna.
The trychtichlorate hid the magnesium in the plug, but it burned slow.
Triktiklorat prizdeki magnezyumu maskeledi, ama yavaş yavaş yandı.
That's the kind of answer you get from a conservative American businessman, who's gonna say : "Yeah, let them read it. When they get finished reading it, they can use it to plug up the holes in them piano crates they all seem to like to live in."
That's the kind of answer you get Muhafazakâr bir Amerikalı... from a conservative American businessman,... işadamından duyabileceğiniz bir cevap bu : "Evet, bırak okusunlar okumayı bitirdikleri zaman da, yaşadıkları piyano kutularındaki delikleri tıkayabilirler."
If you have any breakthroughs, men wounded, a hole in the line plug it with the reserve.
Eğer kötü giden bir şey olursa, yaralanan adamlarınız ya da çizgide herhangi bir sorun... oraya kaynak yapın.
Damn it, come on! Plug me in, man. Give me a fucking signal.
Hadi kahrolası, çalış hadi, bir işaret ver!
I don't want to hear it from the liar, so stick a plug in it, Boyd.
Bunu bir yalancıdan duymak istemiyorum o yüzden, kapa çeneni Boyd!
Plug it in.
- Tamam, tamam.
Can I plug it in now?
Evet, iskeletini görmek istiyorum.
ines 33
in fact 10253
internet 115
india 252
invite 16
invasion 24
inter 39
instagram 35
interior 21
inside 950
in fact 10253
internet 115
india 252
invite 16
invasion 24
inter 39
instagram 35
interior 21
inside 950
indian 84
indiana 185
intelligent 217
indeed 4544
instant 24
international 47
intel 28
interpol 81
independence 32
incredible 769
indiana 185
intelligent 217
indeed 4544
instant 24
international 47
intel 28
interpol 81
independence 32
incredible 769