Prepared Çeviri Türkçe
11,508 parallel translation
We've prepared a song for you.
Sizin için bir şarkı hazırladık.
Our home in Heaven, in glory, in the mansions of light, the lord has prepared for those who believe, who have lived by his word.
Tanrı'nın, İnananlar ve O'nun sözüyle yaşayanlar için hazırladığı... Cennet'te ki görkemli evimiz, ışığın konağında...
And I come from Hell to the place prepared for me... Salem.
ve Salem'e... benim için hazırlanmış bu mekana...
I'm prepared for what happens.
- Ben olacaklara hazırım.
Poking and prodding into others'deception has prepared you well for your own.
Dürtme ve başkalarını kışkırtma bu yanılgı seni çok iyi hazırladı.
Look, I'm prepared to offer you a three-year lease for $ 1 million, sir.
Bakın, size 3 yıllığına 1 milyon dolar olmak üzere kiralarım bayım.
Seeing that you stacked up the wine crates to dived the room you were already mentally prepared for this!
Jung Joo, özür dilerim. Benim için yaptın sonuçta.
By the eye of the serpent, which blazes overhead, the eye which flies in the sky but once a turning, see we are worthy, see we are ready, and have prepared the pure vessel for you.
İblisin üzerimizde ışıldayan gözü. Gökyüzünde bir kez uçan gözü. Hak ettiğimizi gör.
Hey, I just want him to be prepared...'cause he knows what he did.
Hazırlıklı olmasını istiyorum sadece, çünkü ne yaptığını kendisi biliyor.
You can't trust me, by the way, just so you're prepared.
Bana güvenemezsin bu arada, hazırlık ol diye söylüyorum.
Are you prepared to do that, Joe?
Bunu yapmaya hazır mısın Joe?
I see you are prepared for your journey.
Bakıyorum yolculuk için hazırlanmışsınız.
We have prepared our guest chamber for you, Archdeacon.
Sizin için misafir odasını hazırladık Sayın Başdiyakoz.
- They've never had a woman on the team. - Be prepared for anything.
Daha önce takımda hiç kadın olmamış.
But we both want to know that you're prepared for that status change.
Ama ikimiz de bilmek istiyoruz ki durum değişikliği için hazırlanıyorsun.
I just need to be prepared next time she makes me feel bad for not knowing where she went to college.
Hangi okula gittiğini bilmediğimi söylediği zaman kötü hissetmemek için hazırlanmalıyım.
The Avengers need to be prepared for universal threats.
Yenilmezler evrensel tehditlere karşı hazır olmalı.
What makes you so confident we're prepared to operate on an intergalactic level?
Galaksiler arası göreve hazır olduğumuza nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?
Rushing into a battle we're not prepared for is a dangerous strategy.
Hazırlıklı olmadığımız anda savaşa atılmak tehlikeli bir strateji.
Thanos rises, and we of the Cull Obsidian, the Black Order, are prepared to receive him.
Thanos yükseliyor ve bizler de Kara Düzen'den Cull Obsidian'lar olarak onu karşılamaya hazırız.
We weren't prepared for all of this.
Tüm bunlar için hazırlıklı değildik.
What else are you prepared to lie about?
Daha başka ne yalanlar hazırladın?
You had that prepared well in advance, didn't you?
Geliştirmek için iyi hazırlanmalısın, değil mi?
Okay, well, I'm just covering my ass in case I don't see the first couple in the next 16 minutes. I mean, you got to be prepared, right?
Tamam, sadece 16 dakika içerisinde başkan ve eşini burada göremezsem diye kıçımı kurtarmaya çalışıyorum.
I'm prepared to stump hard on your behalf and put my whole machine behind your fundraising efforts.
Senin adına oy toplamaya ve tüm kaynaklarımla senin bağış toplama çabalarını desteklemeye hazırım.
The president's also prepared to back the infrastructure bill, senator.
Başkan ayrıca altyapı yasa tasarısını desteklemeye de hazır, Senatör.
And you're prepared to hand this over to ATF?
- ve sen bunu ATF'ye teslim etmeye hazırsın değil mi?
I prepared rice.
Pilav yaptım.
Either way, do your best since I prepared things for you.
Her halükarda madem ki bunca şeyi hazırladım senin için elinden geleni yap.
I like to be prepared.
- Hazırlıklı olmayı severim.
We've asked the D.A.'s office, and they're prepared to get you a lawyer and knock down the charges to aiding and abetting in the robbery - -
Savcılıkla görüştük, sana bir avukat tutup soyguna yardım ve yataklık suçunu düşürmeye hazırlar.
So I tidied, top to bottom, prepared a meal... you're in for a treat, there.
Dip temel temizlik yaptım yemek hazırladım. İşte orada.
Are your men prepared to assemble?
Adamlarınız gösteri için hazır mı?
Two meals have been prepared that are quite different.
Hazırlanan iki yemek birbirinden oldukça farklı. - Evet.
I'm prepared to resume my debt to save Leofric.
Leofric'i kurtarmak için borcumun devam etmesine hazırım.
Warriors. Are you prepared?
Savaşçılar hazır mısınız?
As King... I am prepared to negotiate.
Kral olarak müzakere yapmaya hazırım.
Lord, I have prepared a tonic. For the pain.
Lordum ağrı için bir tonik hazırladım.
I guess what I'm trying to say is, you kinda caught me off guard the other day, but now I'm a little more prepared, so I just want to make sure, is coffee all you want?
Demek istediğim, geçen gün beni hazırlıksız yakaladın. Ama şimdi biraz hazır sayılırım. O yüzden tek istediğin kahve mi emin olmak istedim.
And for those who have been wicked with the year's end approaching, saw to it that the Krampus prepared to cast them into the fire.
Yılların sonuna yaklaştıkça kötü olanlar Krampus'un onları ateşe vermeye hazırlandığını görecekler.
Are you prepared to hand this over to ATF?
- ve sen bunu ATF'ye teslim etmeye hazırsın değil mi?
Speaking of which, perhaps we should go pay your seer another visit, see if anything has snapped into focus in regards to that mysterious threat against us if, that is, you're prepared to share your resources.
Tehdit demişken. Belki de gidip şu falcını bir daha ziyaret etmeliyiz. Bizi tehdit eden şeyler konusunda dikkat çekici başka bir gelişme olup olmadığını sorarız.
Uh, just so you're prepared, there's a bunch of dead mes in the garage. Huh!
Önceden uyarayım, garajda bir sürü ölü benler var.
Your Honor, we haven't been prepared for this.
Sayın Yargıç, bunun için hazırlanmadık.
Just best prepared for the performance.
Gösteri için en iyi şekilde hazırlandı.
You should have told me you were coming. I'd have prepared a hero's welcome.
Geldiğinizi haber verseydiniz, kahramanlar gibi karşılatırdım.
I'm prepared to die, John.
Ölümü göze aldım John.
We've prepared some tea and kanafeh.
Bazı çay ve künefe hazırladık.
We are prepared.
Hazırız.
Isabelle has prepared Erik's winter salon for Baron Pryce.
Çeviri : pitiko Isabel, Erik'in kış salonunu Baron Pryce için hazırladı.
You certainly came here prepared.
Buraya hazırlıklı geldiğin belli.