Primer Çeviri Türkçe
201 parallel translation
All I've got's a mule and a Sharps carbine with a busted primer, and $ 3.
Sadece bir katırım, horozu paslanmış bir Sharp tüfeğim ve 3 dolarım var.
You look like Ned in the primer to me.
Ama beni değil.
This is a magnetic primer.
Manyetik ateşleyici.
Whatever her body needs is a primer to teach her out of.
Vücudunun ihtiyacı olan her şey ona baştan öğretilmeli.
McGuffey's Primer.
McGuffey'nin Alfabe Kitabı.
You were the primer, Billy... but I guess, sooner or later, the lid had to blow off.
Sen olaylarι tetikledin Billy... ama sanιrιm er ya da geç bomba patlayacaktι.
I killed the notorious Primer Minister Yan,
Yoz bir başbakan öldürdüm!
If you will recall, this laser monitors the jettison primer on the bomb drop mechanism.
Hatırlayacağınız üzere, bu lazer bomba atma mekanizmasındaki atış sürücüsünü monite etmektedir.
- Primer cord, plastique, shaped charges...
Fünyeler, plastik patlayıcı, el bombası...
Ayah. It was my primer.
Benim alfabem idi.
- Yeah, I see primer.
- Astar gözüküyor.
I see yellow primer here, I see it here, I see it here... she's baiting him.
Sarı astar gözüküyor. Burada, burada...
Why didn't you tell me it was yellow primer?
Sarı astar atıldığını söyleyebilirdin.
listen to me... there's grey primer underneath that red paint, you're really driving a grey car.
Beni dinle... Kırmızı altında da gri astar var. Sen gri bir araba kullanıyorsun.
- No, ma'am, that's yellow primer. - Yellow primer?
- Hayır hanımefendi, o astar.
Maybe they have somebody "primer".
Belki başkaları da vardır.
Primer.
Fitil.
Primer cord is set.
İlk kordon hazır.
You've got to pump up the primer handle in order to get the charge.
Elektriği yüklemek için oradaki kolu pompalaman gerekiyor.
Make sure he uses primer and does the trim in a lighter shade.
Astar boya kullandığından ve koyu tonları rötuşladığından emin ol.
It's a center-fire shell copper wash with a brass primer and a red surround.
Merkezi ateş mermisi pirinç kaplamalı, bakır başlıklı mermi, gövdesi kırmızı.
You wait, with your weapon pointed in a safe direction, cos the primer burns slow.
Silahını güvenli bir noktaya çevirip beklersin çünkü barut yavaş yanar.
Every school in the district uses his book as a faculty primer.
Bu bölgedeki bütün okullar onun kitabına danışır.
I've programmed the computer to install my heuristic matrix onto the EMH primary circuitry.
Bilgisayarı benim matrisimi ATH'ın primer devrelerine yükleyecek şekilde ayarladım.
It could take forever. We really need a primer...
Belki sonsuza kadar.
You found the primer.
Şifreyi buldunuz.
Where's the primer?
Çözüm nerede?
Every three-dimensional page contains a piece of the primer.
Her üç boyutlu sayfa, çözümün bir parçasını barındırıyor.
So, we'll make sure you're always secure, indoors, with the primer round of men outside your location.
Böylece, biz de içerde güvende olduğunuza emin olacağız, Adamı ilk olarak sizin bölgenizin dışına çıkartacağız.
Essentially, it's a primer on love and marriage directed at very young people, imprinting on their little psyches the idea that smooth-talking delinquents recently escaped from the local pound are a good match for nice girls from sheltered homes.
Hayvan barınağından kaçmış, tatlı dilli suçluların, korunaklı evlerde bulunan şirin küçük kızlara uygun olduğu fikrini yayarak, genç dimağlarda aşk ve evlilikle ilgili tohumlar serpiyor.
- Say again? - You know, a primer.
Ne dedin?
This presentation It's a crash course primer on Farscape.
Çok iyi saklanıyorsun. Daha önceden bir pratiğin olmalı.
There's enough primer to blow a hole in a vault vaporize a human, or whatever agents like you might find a use for.
İçinde patlayıcı kapsüller var birini buharlaştırabilirsin, ya da istediğin lherhangi birşeyi yapabilirsin.
I bought primer and I've been scraping.
Boyayı aldım. Kazımaya başladım.
The official telegram will go to your primer minister.
Resmi telgraf Başbakan'ınıza gidecektir.
Primary and secondary iriscentent fluid glands ruptured.
Primer ve sekonder parlatıcı sıvı bezlerinde yırtılma.
Well, the first coat's really just a primer.
İlk mont sadece öncü.
Primary site is here, behind the left ovary.
Primer tümör şurada, sol yumurtalığın arkasında.
Evidence of primary-site shrinkage.
Primer tümör küçülmesi var.
Primary mass frankly palpable, in pelvic exam all through here.
Rahim muayenesi sırasında primer kütle gerçekten hissediliyor... burada.
Primer on David Aames, Senior.
Büyük David Aames'i anlatayım.
With two coats of primer between each job.
Her kat boyanın arasında da iki kat astar var.
I hadn't realized before, but the primer is like your emotions.
Önceden farketmemiştim, Ama astar boya, duygularımız gibiymiş.
There's enough primer to blow a hole in a vault vaporize a human, or whatever agents like you might find a use for.
Bunda bir banka kasasını havaya uçurmaya veya birini öldürmeye yetecek kadar patlayıcı var.
- What, like a primer?
- Bir imla kılavuzu gibi mi?
Oh, my bad... primer.
- Kepeğiniz var. Pardon, ben yanılmışım. Astar boya.
Uh... um, some, uh, some nitromin, uh... some, uh... some nitromin, primer...
Aaa... um, biraz, aa, biraz nitromin, aa... biraz, aa... biraz nitromin, ana...
Uh, I just need some, uh, big can of... Nitromin, primer,
Aa, benim sadece, aa, bir büyük kutu... nitromine ve, ana,
Thank you for the advice, Primer... or Primo, whatever.
Tavsiyen için teşekkür ederiz Primer... Eğer buna üçüncü bir adam katarsanız, mesela diyorum, tamamen farklı... Ya da Primo, herneyse.
Primer.
Kapsül.
Here's a little primer for you.
Sana küçük bir örnek.