Protect me Çeviri Türkçe
3,700 parallel translation
About how, if he hadn't tried to protect me, He'd still be alive.
Eğer beni korumaya çalışmasaydı, hala hayatta olacaktı.
Protect me?
Koruyor musun?
Protect me from what?
Neden koruyorsun?
I know, in some ways, you were still trying to protect me.
Biliyorum, birçok yönden sen hâlâ beni korumaya çalışıyorsun.
- Protect me?
- Koruyor musun?
Protect me from what - - that my real mother was butchered?
Beni neyden koruyacaktın - - Gerçek annemin katledilmeisnden mi?
The same laws that protect people from me, protect me from you.
İnsanları benden koruyan yasalar var ya, beni de senden koruyor.
A watch dog to protect me?
Korunmam için bir bekçi köpeği?
- Protect me what?
- Neye karşı koruyacaksınız?
You cannot protect me!
Koruyamazsınız!
Nobody can protect me from Zampa!
Kimse beni Zampa'ya karşı koruyamaz!
I don't need you to protect me.
Beni korumana ihtiyacım yok.
You can help me, can protect me.
Beni koruyabilir, bana yardımcı olabilir,
You can protect me.
Beni koruyabilirsiniz,
He said he'd do anything to protect me, no matter what the cost.
Bedeli ne olursa olsun beni koruyacağını söylerdi.
Isn't it funny how you had to protect me and now I have to protect you?
Ne komik değil mi ; Önceden sen beni korumak zorundaydın şimdiyle ben seni korumalıyım.
What do you mean, you have to protect me?
Beni koruman gerekiyor derken ne demek istiyorsun?
Because if you truly loved me, because if you truly wanted to protect me, then you never would have done what you did when you killed my babies.
Çünkü eğer gerçekten beni sevseydin gerçekten beni korumak isteseydin yaptığın şeyi hiç yapmamış olup bebeklerimi öldürmezdin.
All to protect me.
Hepsi de beni korumak içindi.
You can't protect me forever.
Beni sonsuza kadar koruyamazsın.
You can't keep trying to protect me.
Beni korumaya çalışmaya devam edemezsin.
Jeremy sent him to protect me.
Jeremy onu beni koruması için gönderdi.
if I didn't have my ring to protect me, I don't think I would be able to do this.
Korumak için yüzüğüm olmasaydı, bunu yapabileceğimi sanmazdım.
That night I met a human girl who tried to protect me.
O gece beni korumaya çalışan bir kızla tanıştım.
- To protect me.
- Beni korumaktı.
I knew I could trust you to protect me from them.
Beni onlardan koruyacağını biliyordum.
Joe said they'd already killed police, so not even they could protect me.
Joe, polisleri öldürdüklerini, onların beni koruyamayacağını söyledi.
That night, I met a human girl who tried to protect me.
O gece beni korumaya çalışan bir kızla tanıştım.
He said he'd protect me!
Beni koruyacağını söylemişti!
So it was just another time where you had to protect me.
Bir kez daha beni korumaya çalışıyordun.
Well, we all just want to protect me and the baby, right? I thought I was gonna have to drag you to the plantation kicking and screaming.
Seni çiftlik evine saçından sürükleyerek getirmek zorunda kalacağımı sanıyordum.
That night, I met a Human girl who tried to protect me.
O gece beni korumaya çalışan bir kızla tanıştım.
He was just trying to protect me from Colt.
Beni Colt'tan korumaya çalışıyordu.
Your job is to protect me and my family.
Sizin işiniz beni ve ailemi korumak.
That night I met a human girl who tried to protect me...
O gece beni korumaya çalışan bir kızla tanıştım.
He wrote it to protect me.
Beni korumak için yazmış.
But that's me. I protect the dragon territory.
Ancak Ejder bölgesini korumak benim görevim.
He was trying to protect me.
Beni korumaya çalışıyordu.
Give me Zampa and I will protect you.
- Zampa'yı bana ver, seni korurum.
Protect you from me.
Kendimden korumaya.
I learned to stay in the shadows to protect such a heart as this you gave me.
Bana verdiğin bu kalp denen şeyi korumak için gölgelerde kalmayı öğrendim.
Let me protect you.
Seni korumama izin ver.
Bless me with your infinite graces so that I may remain pure and protect my soul against daily struggles.
Sonsuz merhametinle kutsa beni saf kalabilmem için tüm kötülüklere karşı ruhumu koru
This is me trying to protect you.
- Sadece seni korumaya çalışıyorum.
But right now the most important thing for me is to protect you.
Ama şu an için en önemli şey seni korumak.
They were done in good faith, I assure you, but I will resign from the Cabinet this afternoon if it prevents me from signalling Britain's intentions to protect French ports in the event of a German naval attack on the Channel.
Görüşmeler dürüstçe gerçekleştirilmiştir sizi temin ederim, ancak bu Alman donanmasının Kanal'a saldırısında Fransız limanlarını korumada Britanya'nın niyetini gözetmekten beni alıkoyacaksa, bugün kabineden istifa edeceğim.
So, if there's anything you wanna tell me, now would be the time, and I'll protect ya.
Bu yüzden bana bir şey söyleyeceksen, şu anda tam zamanı. Tanrı şahidim olsun ki seni koruyacağım.
If anything happens to me, protect us.
Şayet bana bir şey olursa bizi korursun.
You're asking me to protect him in the middle of a deadly outbreak of an incurable virus.
Onu, ölümcül bir salgının ortasında, tedavisi olmayan bir virüsten korumamı mı istiyorsun?
We can protect your daughter, but you need to come with me right now.
Kızını koruyabiliriz ama hemen bizimle gelmen lazım.
And I kill your mother, just because she wanted to protect you from me.
Ve anneni öldürüyorsam, annen de yalnızca seni benden korumaya çalışıyordu çünkü.