Pull it in Çeviri Türkçe
654 parallel translation
Pull it in.
Çek içeri.
Betty Schaefer. Right now I wish I could crawl in a hole and pull it in after me.
Şu anda yerin dibine geçmek istiyorum.
Men, clear the deck. Pull it in.
hadi beyler, onu güverteye doğru çevirelim.
Pull it in.
İçeri alın.
Pull it in up here.
İtin şunu.
Pull it in, Winifred.
İçeri çek, Winifred.
- Pull it in.
- Tutuklayın.
They'll give me so much play in the rope and then they'll pull it in.
Bana oynamam için bir sürü ip verecekler, sonra o ipte sallandıracaklar.
Pull it in!
İçeri çek!
Pull it in, son.
Çek şunu evlat.
It can pull itself out of its economic rut without the assistance of Mr Deeds.
Bay Deeds'in yardımı olmadan da ekonomik sınıntıları aşabilir.
- I'll pull a neck in, but it won't be mine.
- Senin başını alacağım içeri, görürsün sen!
Do not let them pull you in. But if he takes a sock at ya, let him have it.
Sakın dalaşma onunla ama sataşacak olursa, gösterirsin ona.
Because you know how it is, Keyes. In this business you can't sleep... for trying to figure out all the tricks they could pull on you.
Çünkü, bilirsin Keyes bu işte sana yapabilecekleri oyunları düşünmekten uyuyamazsın bile.
We've got briefing in an hour. Pull it.
Bir saat sonra toplanıyoruz.
To load it, you just pull the bolt back like this, and stick the clip in.
Doldurmak için sadece sürgüyü böyle çek ve şarjörü doldur.
To again emphasise our fuel problem, most of it will be consumed in overcoming earth's gravitational pull.
Yakıt problemimizi vurgulamaya geri dönecek olursam yakıtın çoğunu Dünya'nın yerçekiminden kurtulmaya çalışırken tüketmiş olacağız.
That's it ahead. Pull in.
- Vadiyi gözlemlemeye devam et.
You close this operation down... or I'll come in here and pull it down around your ears.
Bu işlemi durdurmazsan ben gelip bunu kulaklarına sokarım.
It can begin in flight, pull up roots, and wither and die.
Uçuşta başlar, kökleri çekince solup, ölür gider.
I heard you beat up that poor little boy in the woods... and it took all three of the Fern sisters to pull you off him.
Ormanda zavallı çocuğu dövmüşsün üç Fern kardeş elinden zor almış.
Hard luck's like water in a dragnet, you pull and it bulges.
Kötü şans dip ağındaki suya benzer, çekersin ve şişer.
The next ore bucket that comes down, pull it around and jump in.
Bir sonraki kova geldiğinde içine atla.
When it's done, drive over in your big car,... pull up in front of me, and I'll get in next to you.
İşin bittiğinde arabayla oraya gel. Yolun karşında dur, yanına oturacağım.
We've got it in our heads to pull the job of our life, but it doesn't work this way for the like of us.
Onun fikrini çalıp kendimize iş uydurduk. Ama yürümüyor işte. Bize uymuyor bunlar.
It's not easy to pull yourself out once you've fallen in.
Bir kere düşünce kendinizi dışarı atmanız o kadar kolay değil.
Uh... Pull it up and reel him in. Good.
Uh... yukarı çek ve içeri sar, iyi.
Pull in your stomach, that's it.
Karnınızı içeri çekin.
Can you pull it off if Barney tampers with the TV camera and microphone so you don't have to make the speech?
Televizyondan konuşma yapmak zorunda kalmamak için Barney'in yerleştireceği mikrofon ve kameralar işini görür mü?
Um, uh... do you want me to come in with you on it... or, um, do you... do you wish to pull out... or shall we just call the whole thing, um...
Ben de gireyim mi yoksa sen mi çıkarsın yoksa her şeyi iptal mi edelim?
I say, "Babe, just get ahold of yourself, and pull yourself in, man,'cause this is it."
Dedim ki "Bebek, kendine gel ve kendini içeri çek", adamım, "çünkü bu böyledir"
It required all warp power in reverse to pull us away from the star.
Warp enerjimizin tamamı yıldızdan uzaklaşmak için gerekiyordu.
But their rather ordinary appearance and casual-seeming behavior in no way suggests the ferocity with which they pull down their prey and proceed to devour it.
Ancak onların bu sıradan görünüşlerine ve olağan görünen davranışlarına bakıp... avlarını yere yıktıkları zaman sergileyecek oldukları vahşete... ve avlarını bir çırpıda mideye indirmelerine kesinlikle inanamazsınız.
So he tells me to pull over by making signs like these. There he is, only seven feet away, and there I am, a gun in my pocket. I wanted to shoot one myself before it ended.
Hemen oracıkta motosikleti bozulmuş, yırtık pırtık bir üniforma içinde saçları oldukça uzamış bir yaprak gibi titreyen bunak, yüzü solmuş bir Boche var.
In a situation where you want to fire two shots rapid-fire pull the hammer back fire the first single action and follow it up
Peş peşe iki kere ateş etmek istediğinizde horozu çekin kurma horozlu ilk atışı yapın ve tekrar edin
He was in the middle of the road, so I say to myself, if I pull in, the kids are dead... so jerk left, controlled skid off the bank, and it's out we go.
Yolun ortasındaydı, onun için diyorum ki, eğer girseydim, çocuklar ölmüştü... sola kıvrılıp şarampole kontrollü kaydım, ve devam ettik.
to shoot the enemy in the soil more fast possible e to take off it to it life with the two feet, a foot, part of the hand, one I beat in the nape of the neck, to pull out to it the eyes, to tear it to it mouth.
Rakibinizi olabildiğince hızlı bir şekilde yere serin. Bacaklarına vurup hayatını kaydırın. Ayaklarına, ellerine vurun.
It's all made in the U.S. Of A. Pull up a sofa.
Hepsi USA. malı. Altına bir kanepe çek.
Pull it right in there!
Buraya çekelim!
Take the claw, put it in like this, and pull down.
Al şunu, işte böyle yapacaksınız.
I'd like to pull the goddamn city down brick by brick and put it all in your fucking head.
Bu şehri yerle bir etmek ve kafana geçirmek istiyorum.
You pull that back, point it up in the air, squeeze it.
Şunu aşağı çekiyorsunuz ve havayı hedef alıp, tetiğe basıyorsunuz.
The stick stuck him in the butt and he can't pull it out. "
Kazık kıçına girdiği için onu çıkaramamış.
If it ain't right, I'll pull some stuffing out or put more in.
Eğer uymazsa, daha fazla koyabilir ya da boşaltabilirim.
Let it go all the way back in, then pull.
Aşağıya kadar indir, sonra yukarı çek.
Take the loose ends and pull it Up in the air like you're going
Sanki tavana asacakmış gibi yukarı çekmeye başla.
In spite of what you might think, I kind of hoped you'd pull it off.
Hakkımda düşündüklerine rağmen, başarmanı ümit ettim.
Pull it back in there underneath so that your knees- -
Altına kadar çek ki, böylece dizlerin...
As a matter of fact it was. There was a waiting list, and he had to pull a lot of strings to get me in here.
Bir bekleme listesi vardı, beni buraya getirmek için bir çok kişiyi atlamak zorunda kaldı.
If, after it's been in there a little bit you pull it out with the neck uncovered then the water trickles out the little holes making a small shower.
Biraz suda tutarak deliğini kapatmadan alırsak alttaki deliklerden su akar.
Every star exists in a state of tension between the force that holds it up and gravity, the force that would pull it down.
Bütün yıldızlar, maddenin kaçmasını sağlayacak itme gücü ve maddeyi bir arada tutan çekim kuvveti... arasındaki gerilimle yaşamlarını sürdürür.
pull it out 74
pull it up 53
pull it down 24
pull it back 34
pull it 155
pull it together 86
pull it over 17
ines 33
in fact 10253
india 252
pull it up 53
pull it down 24
pull it back 34
pull it 155
pull it together 86
pull it over 17
ines 33
in fact 10253
india 252
internet 115
invite 16
invasion 24
inter 39
instagram 35
interior 21
inside 950
indian 84
intelligent 217
indiana 185
invite 16
invasion 24
inter 39
instagram 35
interior 21
inside 950
indian 84
intelligent 217
indiana 185
instant 24
indeed 4544
international 47
intel 28
independence 32
interpol 81
incredible 769
indians 76
insight 19
instead 1488
indeed 4544
international 47
intel 28
independence 32
interpol 81
incredible 769
indians 76
insight 19
instead 1488