Radio static Çeviri Türkçe
58 parallel translation
- ( Radio static ) - I can't get anything but church services.
Kilise yayınları dışında bir şey alamıyorum.
- Apollo, is anything wrong? - ( Radio static )
Apollo, orada mısın, bir sorun mu var?
- ( Radio static )
Duyuyor musun?
( Imitating Radio Static ) Uh, Houston, we are good to go.
Tanrıya şükür.
- [Radio Static Crackling]
- [Radio Static Crackling]
[Radio ] Here's Dubinsky with a slapshot... [ radio static]
Bütün şehir, istasyon ayarlasın. Hayır, hayır, yine mi?
[Man, muffled grunting ] - [ chains clinking ] - [ gun cocks ] - [ gunshot ] - [ radio static]
* * * Çeviren * * * * * * Murat Yağcı * * *
And they said you can use empty radio static To talk to dead people. You idiot, ghosts don't exist.
Baba, Hayalet Sesler filminde görmüştüm adamlar radyo dalgalarını kullanaraktan ölülerle iletişim kuruyorlardı.
Still nothing but radio static from Jonah?
Jonah'tan cızırtıdan başka sinyal alamıyorsun?
Deafening radio static.
Hem de sağır eden cinsten bir cızırtı.
Just the kind an alien race might send, Because it stands out From the radio static that fills the universe.
Çünkü kainattaki diğer durgun radyo dalgalarından farklıydı.
( Radio static ) Swanson, we're switching over to 10.
Swanson, 10 üzerinden geçiyoruz.
- Ooh shit! - ( Radio static )
Hadi ya!
Certainly. Yeah. ( Radio static )
Tabii ki, buyrun.
( Radio static ) This is the Tom Man at home base- - over.
Bu merkezdeki Tom Man - - tamam.
( Imitates radio static ) This is Bonnie in security.
Güvenlikten Bonnie.
( radio static crackles on recording )
( kayıttaki telsiz sesi karıncalanıyor )
[Radio static] Truck 81, elevator accident...
81 nolu Müdahale Aracı, asansör kazası...
[Radio static] Anyone have a visual?
Görseli alan oldu mu? Vay!
You seem like a nice young man, but I don't know what you... [radio static]
İyi bir genç adama benziyorsun ama neyden bahse...
- [Radio static]
Amirim.
The radio's static, Patton's static and we're static!
Statik, evet. Radyo parazitli, Patton hareketsiz ve biz de hareketsiziz!
Static caused by magnetic storms may knock out radio,... but it won't affect a telephone cable.
Parazit telsizi engelleyebilir ama telefon kablosunu etkilemez.
[Radio Static] - How do you feel?
- Nasıl hissediyorsun?
Quayle was listening on a radio frequency, so I figured by using every electronic gadget around, I could heterodyne his frequency, give the man an earful of static.
Quayle bizi bir radyo frekansından dinliyordu, böylece bende etraftaki her bir elektronik aleti kullanarak sinyalini karıştırabilirim.Böylece parazitten başka bir şey duyamaz.
[Radio Distorting, Static] Sheriff...
...
It's coming through like static on my heart radio.
Kalbimdeki radyoda parazit yaratıyor.
( Static and voices as radio tunes through stations )
.
[radio static]
- Tanrım!
And why would you hold a static-generating radio over your head?
Neden sadece statik veren bir radyoyu kafanın üstünde tutasın ki?
Keep listening to my voice... turning out all other sound until it's just like static on the radio... then quieter like a fly buzzing... until the sound just disappears.
Sesimi dinle tüm diğer sesleri kıs radyodaki bir parazit haline gelinceye dek sonra sinek vızıltısına dönecek ve tamamen kaybolacak.
- He doesn't have to like it. He just has to do it. - [Static On Radio]
sevmek değil yapmak zorunda.
[STATIC NOISE ON RADIO ] COMMAND [ ON RADIO] : Williams, this is Command.
Williams burası komuta, tamam.
[STATIC NOISE ON RADIO] BLAIR : Command, come in.
Komuta, cevap ver.
STATIC ON RADIO I haven't actually been there myself.
Aslında oraya hiç gitmedim.
[sighs ] [ radio static] I repeat, this is Oaptain Kyle Fierson.
tekrar ediyorum. Ben yüzbasi Kyle Fierson.
Static and... Really faint voices that I can't make out, Like there's some radio station
Parazit ve tam anlamıyla çıkaramadığım zayıf sesler sanki çok uzak bir yerden gelen cızırtılı bir radyo sesi gibi.
Tell Dr. Harris how you heard those loud bursts of static on your radio.
Dr. Harris'a radyoda duyduğun yüksek seviyedeki parazitten bahset.
But detecting them and understanding them provides the key to understanding the origin of the universe. ( STATIC ON RADIO )
Ancak yerlerini tespit etmek ve onları anlamak kainatın kökenini anlamakta bir ipucu sağlar.
And when you detune the radio a bit, you can just hear static. But about 1 % of that static is music to the ears of a physicist. Because that is stretched light from the Big Bang.
Radyonun ayarını biraz bozduğunuzda, tek duyacağınız şey parazit olur ancak bu parazitin % 1'i bir fizikçinin kulaklarına müzik gibi gelir çünkü bu, Big Bang'ten kalan genişlemiş ışıktır.
[Radio static]
Güvenlik, cevap ver.
It's kind of like... a TV and a radio and static playing all at once.
Hepsi bir anda çalan televizyon, radyo ve karıncalı ses gibi.
Lucy, Jake's been trying to get this radio station all day. It was static...
Lucy, Jake tüm gün bu radyo istasyonuna ulaşmaya çalıştı.
[Groans ] [ Radio static crackles] I need backup at Hubbard and Wells.
Hubbar ve Wells'e bize yedek ekip gerekiyor.
- Matt, is that you? - ( STATIC OVER RADIO )
Matt, sen olduğunu?
( radio static )
- Skaar?
( static, radio chatter )
( statik, radyo sohbet )
[Static over radio] Zaheer, are you there?
Zaheer, ordamısın?
Must have been some fight. [Static over radio]
Savaş esnasında olmuş olmalı.
[Static over radio] Mako.
Mako.
We've got a problem with the radio. All I'm getting is static.
Radyoda bir sorun var, sabit duruyor.
static 98
static crackles 38
static crackling 16
radio 439
radioactive 24
radios 35
radiology 25
radio check 47
radio silence 40
radio chatter 49
static crackles 38
static crackling 16
radio 439
radioactive 24
radios 35
radiology 25
radio check 47
radio silence 40
radio chatter 49