Rd century Çeviri Türkçe
104 parallel translation
This frail, stubborn, eager woman had carried on her great work for a quarter of a century.
Bu çelimsiz inatçı hevesli kadın büyük çalışmasını çeyrek asırdır sürdürüyor.
In that same century... in the conquered Greek province of Thrace... an illiterate slave woman added to her master's wealth... by giving birth to a son whom she named Spartacus.
İşte o yüzyılda... Fethedilmiş Yunan eyaleti Trakya'da... cahil bir köle kadın Spartacus adını verdiği... bir oğlan doğurarak sahibinin servetini biraz daha artırdı.
The so-called clean weapon from the end ofthe 20th century.
Bu yüzden 20. yüzyılda temiz silah olarak adlandırılırdı.
We Africans declare that for over a century, two hundred million Africans'lives have been held cheap, denied, perpetually haunted by death.
Biz, Afrikalılar bir asırdır diyoruz ki ; ... iki yüz milyon Afrikalı'nın yaşam değeri çok ucuz ve kabul edilemez bir şekilde sürekli ölümle anılıyor.
in the 16th century it was expedient if the woman had soul or not.
16. yüzyılda kürsüde, bir kadının rûhu olup olmadığı sorgulanırdı,..
We've been studying the problem for damn well near a century.
Bu sorun üzerinde neredeyse bir asırdır çalışıyoruz.
I attacked him in order to goad him into the 20th century.
Onu 20. yüzyıla taşıyabilmek için saldırdım ona.
Foralmosta century, no society has had anytrouble withthose three!
neredeyse bir asırdır, hiçbir klanın bu üçüyle bir dertleri olmamıştı!
Thank God, I have lived a century and a half in health, I feel this is the time to die, so I am telling these words in the pen of my friend lawyer Milic because I don't have any trust in you altogether, kids.
Tanrıya şükür, birbuçuk asırdır sağlık içinde yaşadım, ve ölme zamanı geldiğini hissediyorum, böylece bu sözleri dostum avukat Milic'e yazdırıyorum çünkü hiçbirinize güvenim yok çocuklar.
I've been embezzling from your family for close to a quarter of a century.
Yaklaşık çeyrek asırdır ailenizin parasını araklamaktayım, efendim.
I've been here for a century Trying to figure out the truth
Doğruluğu koruyabilmek için... 1 asırdır burada zincirliyim
Dr Jones, the Thuggee cult has been dead for nearly a century.
Dr Jones, Thuggee tarikatı neredeyse bir asırdır yok.
- Nobody has for a century.
- Bir asırdır kimse görmedi.
The Sheliak haven't broken a century of silence to send us after phantoms.
Sheliaklar bir asırdır süren sessizliği... bizi hayaletlerin peşinden yollamak için bozmadı.
For almost a century, they've been parasites, moving between star systems, living on what they found or stole.
Neredeyse bir asırdır, aynı bir parazit gibi, yıldız sistemleri arasında dolanıp buldukları ya da çaldıklarıyla yaşıyorlar.
If I had this kind of support on a 24-hour-a-day basis, I could whip myself into shape by the end of this century.
Keşke 24 saat bana böyle destek veren biri olsa, 2000 yılına kadar kesin toparlanırdım.
Yeah, we had a hover conversion done in the early 21st century.
Evet. 21. yüzyılda uçuş tadilatı yaptırdık.
I mean, there's been almost a century of psychoanalytic practice, untold millions spent in dark offices cluttered with expensive Oriental rugs... and Hindu art on Park Avenue.
Yani, neredeyse bir asırdır psikoanalitik uygulama kullanılıyor söylenmeyen milyonlar, Park Caddesi'ndeki pahalı Doğu halıları ve Hindu sanatı ile kaplı karanlık odalarda harcandı.
The tradition of the toast hearkens back to 17 th-century England... when, uh, the success or health of a new venture... was, uh, christened by a drink of wine... with a piece of toast submerged in it.
Kadeh kaldırma geleneği 17'nci Yüzyıl İngiltere'sine dayanır. Yeni bir girişimin başarısı ya da iyi gidişatı içinde bir parça kızarmış ekmek olan şarapla kutlanırdı.
Charlie, you've been floating around in that pod for over half a century.
Charlie, sen kapsülün içinde yaklaşık yarım asırdır sürükleniyormuşsun.
This device was widely utilized in the urban wars of the late 20th century.
Bu araç, 20. Yüzyılın sonlarındaki kent savaşlarında yaygın olarak kullanılırdı.
In this century, we kept searching for more and more humane ways of killing people we didn't like.
Bu yüzyılda ise, sevmediğimiz insanları öldürmenin....... daha insancıl yöntemlerini araştırdık.
You've got a front-row seat for the story of the century, my dear.
Yüz yılın hikayesi için sana en ön sıradan yer ayırdım, tatlım.
This symbol was used in ceremonial sacrifice... as far back as 16th century Europe.
Bu simge 16. yüzyıl Avrupa'sında kurban etme törenlerinde kullanılırdı.
And I'm thrilled that Darcy has consented to move across town, join our team and lead us into the 21st century.
Ve bizi kasabanın diğer tarafına geçireceğin için beni çok heyecanlandırdın. Ttakımımıza katıl ve bize 21. yy'da yol göster.
And now in the 21 st Century, it's time to stand up and realize... that we should not allow ourselves to be crammed into this rat maze.
Şimdi 21. yüzyıldayız... ayağa kalkma ve kendimizi bu fare labirentine sıkıştırdığımızı anlama zamanıdır.
Perhaps you were swindled, because I can assure you as of the late 19th century... there's nothing but farmland near Balmore.
Muhtemelen karıştırdınız, çünkü sizi temin ederim 19. yüzyıl sonlarına kadar Balmore yakınlarında tarladan başka bir şey yoktu.
James, I have recruited and trained and served with the best our country has to offer for over a quarter of a century.
James, çeyrek asırdır ülkemizin sunabileceği en iyi... seçilmiş, eğitilmiş ve kabiliyetli elemanım.
Century City and Lieberman Research Worldwide conducted a study on nagging.
Century City ve Lieberman Research [Çocuklar Pazarlamaya Nasıl Tepki Verir? ] dırdır ile ilgili bir araştırma yürüttü.
We've eliminated his only means of returning to his own century.
Kendi yüzyılına döneceği tek yolu ortadan kaldırdık.
Buried in the ice for a century.
Bir asırdır buzda gömülü kalmış.
THEY'VE WORKED TOGETHER FOR HALF A CENTURY, AND, UH...
Yarım asırdır birlikte çalışıyorlar.
There haven't been practicing headhunters in Borneo for a century.
Bir asırdır kafatası avcılığı yapmıyorlar.
Over the next century they smuggled it out of Europe and they formed a new brotherhood called the Freemasons, in honour of the builders of the great temple.
Daha sonra Hazineyi Avrupa'dan kaçırdılar ve Büyük Mabedi inşa eden kişilerin onuruna "Hür Masonlar Kardeşliği"'ni oluşturdular.
In the century since Edwin Porter introduced editing... editors have emerged from their dimly lit back rooms.
Edwin Porter'un kurguyu tanıştırdığı yüzyıldan beri.. kurgucular kendi loş odalarından çıkmaya başladılar..
He tricked a witch into falling for him in the 18th century so she'd give him immortality.
Ona ölümsüzlük verirdim kadar O, 18. yüzyılda onun için düşen bir cadı kandırdın.
No one would have believed in the early years of the 21 st century that our world was being watched by intelligences greater than our own that as men busied themselves about their various concerns they observed and studied the way a man with a microscope might scrutinise
21. yüzyılın başlarında kimse dünyamızın bizden daha zeki yaratıklar tarafından izlendiğine inanmazdı. İnsanlar kendi dertleriyle uğraşırken onlar gözlediler ve araştırdılar.
We've been looking at each other for almost a century.
Neredeyse bir asırdır karşılıklı bakışıyoruz sizinle.
They've been in my bosom for a century.
Bir asırdır koynumdalar.
After the Cartesian split in the 17th century, we separated our minds from our bodies, the numinous from the animalistic.
17. yüzyıldaki Kartezyen ayrılmasından sonra, akıllarımızı bedenlerimizden ayırdık, mantıkla anlaşılmayanı hayvansaldan ayırdık.
We would study the Holmes text in cases and important 19th century events.
Bizler Holmes hikayelerini ve olaylarını canlandırırdık, bir de önemli 19 yy olaylarını.
Turns out he's been dead for over a century.
Bir asırdır ölü olduğu ortaya çıktı.
During the 18th century, the corpus callosum was believed to house the soul.
18. yüzyılda korpus kallosumun, ruhun evi olduğuna inanılırdı.
The Venetian crystal chandeliers were commissioned by the third Earl of Carlyle in the late 18th century.
Bu Venedik kristali avizeleri Carlyle Lordu 18. yüzyıIda özel olarak yaptırdı.
My blood's been simmering for Mackey... for almost a quarter of a century.
Benim de kanım Mackey için yaklaşık çeyrek asırdır kaynıyor.
And we've had 30 so-called new diseases that have emerged just in the last quarter century.
Son çeyrek yüz yılda ortaya çıkan ve "yeni hastalıklar" diye adlandırdığımız yeni marazlar peydah oldu.
Industrial diamonds were used in blast-hole drilling in the 19th century.
Endüstriyel elmaslar 19. yüzyılda lagım kanallarında sondaj için kullanılırdı.
And there hasn't been a bloom like this one for a century.
Tam bir asırdır buna benzer bir verim yaşanmamıştı.
By the early 20th century, the US had already implemented, and removed a few central banking systems, which were swindled into place by ruthless banking interests.
20. yy'ın başlarında A.B.D., zalim maddi menfaatlere hizmet eden birçok merkez bankacılığı sistemini hayata geçirdi ve kaldırdı.
In the last century, we've dramatically increased our impact on planet Earth.
Son yüzyılda, Dünya gezegenine yaptığımız etkiyi inanılmaz ölçüde arttırdık.
Membership has passed from father to son... for nearly a century and a half.
Üyelik, yaklaşık 1,5 asırdır... babadan oğula geçmiştir.