Relatives Çeviri Türkçe
2,889 parallel translation
He's contacting families with missing relatives.
Kayıp akrabaları olan aileleri arıyor.
Do you have any other relatives in the U.S.?
ABD'de başka akrabanız var mı?
Let's find out where he lived and notify any relatives.
Nerede yaşadağını bulalım ve yakınlarına haber verelim. Lütfen.
Chief, without relatives, we're legally obligated to find - - we - - we do.
Şef, yakınları olmadan, biz yasal olarak.... Akrabası var.
I have visited the burned-out remains of the village where my husband's friends and relatives were murdered.
Kocamın arkadaşlarının ve akrabalarının öldürüldüğü yakılmış köyün kalıntılarını ziyaret ettim.
I thought all of Mom's relatives were gone.
Annemin tüm akrabaları öldü sanıyordum.
Sometimes kids look like other relatives.
Çocuklar bazen diğer akrabalara benzerler.
I don't know his relatives'names.
Nereden bileyim ben akrabalarının isimlerini. Jules, onu parçalamalısın.
His mother and Mika-chan are staying with their relatives in Obihiro.
Annesi ve Mika-chan Obihiro'da bir akrabalarıyla yaşıyorlar.
Ladies, just a m0ment! Wh0 d0esn't have any relatives?
Kızlar peki akrabası olmayan kim var?
We have relatives I don't know about?
Bilmediğimiz akrabalar mı var mı?
It's just like how some of my relatives got into this country.
Bazı akrabalarımın bu ülkeye giriş şekilleri gibi resmen.
Let's start contacting her relatives and friends.
Akrabaları ve arkadaşlarıyla iletişime geçmekle başlayalım. - Dışarıda bir yerde.
Relatives are allowed, right?
Akrabalara izin var, değil mi?
We go here and there, to do penance, to make sure our relatives are well, while we await our second death.
Bir o tarafa, bir bu tarafa gidip, kefaretimizi ödemeye çalışırız. Biz ikinci ölümümüzü beklerken, yakınlarımızın iyi olduklarından emin olmak isteriz.
I'll need all the information you have about your relatives.
Akrabalarınızla ilgili bulabildiğiniz tüm bilgiye ihtiyacım var.
Are you both telling me you have no friends, no relatives, Nobody new in your lives Rebecca might take a ride from?
İkiniz de, Rebacca'nın arabasına binebileceği, hiç bir arkadaşınızın akrabanızın olmadığını mı söylüyorsunuz?
- No known relatives.
- Bilinen bir yakını yok.
'Police have issued an emergency number...'Sarah! '.. f or friends and relatives.'Sorry!
Polis, arkadaş ve akrabalarına ulaşmak isteyenler için bir acil durum numarası yayınladı.
Blood and tissue samples were drawn from all your relatives and employees.
Tüm yakınlarınızın akrabalarınızın şirketlerinizde çalışan yüzlerce kişinin kan ve doku örneği alınmış. Eve girip çıkanlar dahil.
Or distant relatives?
ya da uzak akrabaları?
Maybe she was visiting relatives.
Belki akrabalarını ziyarete gitmiştir.
They were the ones that came to me asking me If I had any friends and relatives That want to work under the table.
Gelip bana orada çalışmak isteyen akrabalarım olup olmadığını soran kendileriydi.
He was largely self-taught or tutored by relatives.
Daha çok kendi kendine öğrendi veya akrabalarından ders aldı.
I see the grieving relatives face-to-face.
Yakınlarındaki acıyı bizzat gördüm.
You mean, with her relatives?
Akrabalarıyla mı demek istedin?
And you go on and on and on about grieving relatives,
Ve konuşmaya yakınlarının acı çekmesi hakkında devam edebilirsin.
It's a list of my relatives.
Benim akrabalarımın listesi.
By killing Joe, this guy gets the list of all your relatives in Russia.
Joe'yu öldürerek senin Rusya'daki bütün akrabalarının listesini buldu.
I overheard him telling Lou about all he saw when he died, and it was some messed up stuff, like blazing heat and dead relatives and zombies.
Öldüğünde gördüğü şeyleri Lou'ya anlatırken duydum. Harbiden rahatsız şeyler görmüş. Şiddetli sıcak, ölü akrabalar.
I'm looking for Nathaniel Bazile's relatives.
Nathaniel Bazile'ın akrabaları.
I have relatives in Texas.
Teksas'da akrabalarım var.
All of my brothers and sisters, all of my relatives were lost.
Bütün abilerimi, kız kardeşlerimi, bütün akrabalarımı kaybettim.
- That I have relatives in Haven that I didn't even know about?
Haven'da hiç bilmediğim akrabalarım olduğunu mu?
And if that doesn't work, we vanish the bodies and pay off the relatives.
Bu da işe yaramazsa cesetleri ortadan kaldırır akrabalara rüşvet veririz.
I don't fuck with the devil and I never do tag teams with blood relatives.
Şeytanla işim olmaz ve akrabalarıma ters düşmem.
Mito's shared by all maternal relatives, including brothers, so it would also be a match to Tom.
Mitokondri DNA'sı, anne tarafından akraba olan herkeste aynıdır. Erkek kardeşler de buna dahil olduğundan bu kişi Tom olabilir.
We need to compile a list of Kelly's direct relatives, friends, co-workers, boyfriends, everyone.
Kelly'nin yakınlarının listesine ihtiyacımız var. Arkadaşlarının, iş arkadaşlarının, sevgililerinin, herkesin.
You're not surrounded by a lot of relatives, but you're surrounded by people who helped you out and stuck around when things started to really fall apart.
Etrafında çok fazla akraba yok fakat sana yardım eden ve işler sarpa sarınca yanında duran bir sürü insan var etrafında.
Somebody will shout that out. One of my Welsh relatives.
Gallerli akrabalarımdan biri böyle bağıracak.
What about all those relatives I've met when I first came to Ponyville? Can't they help?
Peki ya Ponyville'e ilk geldiğimde tanıştığım tüm o akrabalar?
But one very important species branches off from its relatives and come down from the trees.
Ama çok önemli bir tür akrabalarından ayrılıyor, ve ağaçlardan iniyor.
We can write to her relatives in Germany.
Almanya'daki akrabalarına mektup yazabiliriz.
If we can find any relatives for that child at all, I intend to get them out of Germany.
En azından bu çocuğun akrabalarından birini bulabilirsek, onları Almanyadan çıkarmaya çalışacağım.
She was bringing her to England to stay with relatives.
Onu İngiltereye akrabalarının yanına getiriyordu.
When I Was small, my grandma would take me to visit our relatives who lives far away.
Küçükken, büyükannem uzakta yaşayan akrabalarıma beni ziyarete götürürdü.
Would my friends or relatives take that?
Arkadaşlarım ve akrabalarım ne düşünür?
This one, he was giving a sermon to his relatives at Kabilpas.
Bu, Kabilpas'ta yakınlarına bir öğüt verirken.
amongst strangers close to me makes me feel even more comfortable than with my own relatives who are far away.
Yabancıları kendime yakın hissediyorum Kim vatanından uzakta bu kadar rahat eder..
Our ancient relatives living in the primeval jungles of Africa shared the well-developed brains and nimble hands of modern chimpanzees.
Ağzı açık bir şekilde okyanuslarda avlanarak elek gibi solungaçları beslendikleri planktonu ve küçük balıkları içeri alır.
But at the same time that the Great Rift Valley formed and the forests were pushed back, our ancestors moved out into the savannas, leaving their chimpanzee relatives behind.
Djibouti, buraya Hint Okyanusu'nun çok uzaklarından her kış Büyük Rift'in bereketli sularından pay almak için gelen balina köpek balıklarının toplantısıyla ünlüdür.