Remember me Çeviri Türkçe
12,964 parallel translation
Remember me!
Beni unutmayın!
Remember me?
US Southern Bank and Trust'tan, hatırladınız mı?
Remember me?
Hatırladın mı beni?
Remember me?
Beni hatırladın mı?
Well, sir, I don't know if you remember me but we met a few years back.
Beni hatırlar mısınız bilmem. Birkaç yıl önce tanışmıştık.
You might not remember me, but I know you.
Beni hatırlayamayabilirsin ama ben seni tanıyorum.
- You don't remember me, do you?
Beni hatırlamıyorsun, değil mi?
Remember me Boyko own the arena mine and rules.
Hatırlasana Boyka. Benim arenam, benim kurallarım.
Do you remember me cousin, digger?
Beni hatırladın mı kuzen, Digger?
You don't remember me, do you?
Beni hatırlamadın, değil mi?
Remember me?
Beni hatırlatmak?
You probably don't remember me, but I auditioned yesterday and I...
Muhtemelen beni hatırlamazsınız, dün elemelere girmiştim ve ben...
Don't remember me like that.
Böyle hatırlama beni.
Do you remember me, Eddie?
Beni hatırlıyor musun Eddie?
Remember me sometimes when you get wherever you're going.
Gittiğiniz yerde beni hatırlarsınız.
But you will remember me.
Ama beni hatırlayacaksın.
Do you remember me?
Beni hatırlıyor musunuz?
I'm so flattered you remember me.
Beni hatırladığın için çok üzgünüm.
This is how I want you to remember me, the woman who beat you.
Beni böyle hatırlamanı istiyorum, seni döven kadın olarak.
Uh... Do you remember me?
Beni hatırladınız mı?
You happen to remember me?
Beni hatırladınız mı?
Remember me?
Beni hatırladınız mı?
- You don't remember me.
Hesap. - Beni hatırlamadın.
Oh, of course, you wouldn't remember me.
- Tabii ki, beni hatırlamazsın.
I remember me, it was after the'84 Olympics,
Beni hatırlıyorum, 84 Olimpiyatlardan sonraydı.
( JP ) Do you remember me?
Beni hatırladınız mı?
Just tell me what you remember.
Sadece hatırladıklarını söyle.
Help me remember that?
Hatırlamama yardımcı olun.
I can remember sitting on the cold floor and just covering... my ears like a scared little kid... but I could still hear all this noise... and then it just stopped... and when he came in after me, he wasn't Evan anymore.
Soğuk zeminde oturduğumu ve kulaklarımı tıkayıp... küçük bir çocuk gibi korktuğumu hatırlıyorum... ama hâlâ tüm sesleri duyabiliyordum... ve sonra her şey bir anda durdu... ve Evan banyodan içeri girdiğinde, artık kendisinde değildi.
Remember I told you about the guy who screwed me out of everything?
Hani her konuda ağzıma eden birinden bahsetmiştim ya?
You remember what you said to me once?
Bir defasında bana ne demiştin?
"to remember anything ever good happened to me."
İyi şeyleri hatırlamak o kadar zorlaşıyor.
I know that I been, uh, on a bender. But I think I'd remember if I had someone's cock in me.
Alem yaptığımı biliyorum ama birinin aleti içime girse hatırlardım herhâlde.
Let me try and remember.
Dur hatırlayayım.
Do you remember me?
Beni hatırladın mı?
No. These are for me to remember you by.
Hayır, bunlar benim için.
Hey, remember when we were dating, you wouldn't let me drop you off in front of the house'cause you didn't want your parents to see me?
Biz daha çıkarken... beni ailenin görmesini istemediğin için... seni kapının önüne bırakmama izin vermediğini hatırlıyor musun?
Remember when you asked me out on a date?
Bana çıkma teklifi ettiğini hatırlıyor musun?
Remember every time a camera pointed at me, it was...
Her seferinde bir kameranın beni işaret ettiğini hatırlıyorum...
Remember when you asked me to find out who was on the phone with Webb?
Webb'in telefonda kiminle konuştuğunu öğrenmemi istemiştin, hatırlıyor musun?
You remember who told me that?
Bana bunu söylediğini hatırlıyor musun?
Bird and I lost three babies before we had Lynda, and I remember the moment when they finally let me into the room to see my first live child.
Bird ve ben Lynda doğmadan önce üç bebek kaybettik, Ve beni, ilk sağ çocuğumu görmem için odaya aldıkları anı hatırlıyorum.
Now, do you remember what you said to me on my island, holding my hand under the stars?
Adamda, yıldızların altında elimi tutarken bana söylediğin şeyi hatırlıyor musun?
Trust me, I remember everything.
İnan bana, her şeyi hatırlıyorum.
I mean, do you remember? I stole beer for your boyfriend and you left me with a security guard's knee in my back.
Hatırlıyorsundur belki, sevgilin için bira çaldım ve sizde beni güvenliğin dizi belimde öyle bırakmıştınız ya.
Remember, you still owe me ten Gs, can'!
Hatırlayın, bana on Gs borçlusun, tamam mı!
Your sisters have, as I do remember, done me wrong.
Hatırladığım kadarıyla, kız kardeşleriniz bana yanlış yaptı.
I remember what you told me the first day we met.
Tanıştığımız ilk gün bana söylediğin şeyi hatırlıyorum.
No, I remember... last time you were telling me about, um, you... Your work and, uh... Oh, yes!
Hatırladım da geçen sefer bana şeyden bahsediyordun işinden ve...
Can't remember ordering anybody to be locked up, but I'm sure if you give me time
Nezarete atma emri verdiğimi falan hatırlamıyorum.
When we first met, you told me that I was the Patron Saint of Lost Causes. You remember that?
İlk karşılaştığımızda "Kayıp Davaların Koruyucu Azizi" olduğumu söylemiştin hatırlıyor musun?