Says me Çeviri Türkçe
4,605 parallel translation
Sexy time for you, says me.
Senin için sıcak saatler diyorum.
To me, she always just says, "Get the hell out."
Zaten bana her zaman söylediği tek şey, "buradan defol git."
Aunt Ronnie says that they give me swagger!
Ronnie teyze bana hava kattığını söyledi.
You know that Jordan says that if Maddie attacks me in tomorrow's debate, that I should back off so that I don't look like a bully.
Jordan'ın dediğine göre, eğer Maddie bana yarınki tartışmada saldırırsa,... kabadayı gibi görünmemek için geri çekilmeliymişim.
Good thing I'm immortal, because if she says one more word to me I will slam this helicopter into the fricking ocean.
İyi ki ölümsüzüm çünkü bana tek bir kelime daha ederse bu helikopteri lanet olası okyanusa sokacağım.
And Mike from work, who says he'll look into transferring me.
Bir de işten Mike'a söyledim, beni başka yere transfere çalışacak.
And, Lena, no matter what I say, no matter what Ian says, promise me you will not come in this room.
Lena, ben ne söylersem söyleyeyim, Ian ne söylerse söylesin, bu odaya girmeyeceğine dair bana söz ver.
'George says the Queen has poisoned me.
George, Kraliçe'nin beni zehirlediğini düşünüyor.
I'm just a 17-year-old stagehand, but Frank turns to me and he says,
Henüz 17 yaşında bir set işçisiyim. Frank bana dönüp "sahne senin evlat" dedi.
He says he's loyal to me.
Bana sadık olduğunu söylüyor.
What intrigues me, and this is for Mr De Cock, the lawyer, any parent whose child has been harmed says they will get the man or woman.
Burada beni şaşırtan şey, Bay De Cock bütün anne babaların, çocuğuma bir şey olsa ben de aynısını yapardım demesi.
That all says one of the old warehouses - near the harbor to me.
- Bence limana yakın depolardan biri.
Says the guy that once killed me.
Bunu zamanında beni öldürmüş adam diyor.
How come this one says, "Tempted by the fruit of another, me so horny"?
Bunda niye "Başkasının meyvesi beni baştan çıkardı, çok azgınım." yazıyor?
Eve says she'll give me chewing gum.
Eve bana sakız verecekmiş.
Matthew says I can't let the memories poison me.
Matthew, anılarımı zehirletmeye izin vermeyeceğini söylüyor.
Every morning me Johnny, he says to me,
Her sabah Jonny bana "anne" derdi.
It says I have gullible friends who will believe anybody, and I need to make that anybody me.
Herhangi birine inanacak kadar ahmak arkadaşlarım olduğunu, ve o birisinin ben olmasını gerektiğini söyler.
Listen, Jimmy says they can get me a photographer if I can get uptown.
Jimmy şehir dışına ulaşabilirsem bana bir fotoğrafçı bulabileceğini söyledi.
If you haven't, Misses Brooks says that she's going to bake me in a pie.
Eğer getirmediyseniz Bayan Brooks beni turta yapacakmış.
Dr. Sweets says you found a message to me from Deanna?
Dr. Sweets, Deanna'dan bana gelen bir mesaj bulduğunuzu söyledi.
It often comes as a blow when a very special mentee says, "hey, I'm gonna take everything my sensei taught me, spread my wings and move on."
Ne zaman çok özel bir öğrenci "Hey, hocamın bana öğrettiği her şeyi alacağım ve kanatlarımı açıp yoluma gideceğim." derse bu bir felakete dönüşür.
And I guess I said it out loud because the guy behind me says, "I have an apartment."
Yüksek sesle düşünmüşüm çünkü arkamdaki adam "Kiralık evim var" dedi.
It's 1981,'82, something like that, and Stephen Sondheim looks at me... and says, "you've got it."
Yıl 1981,'82... Öyle bir şeyler... Ve Stephen Sondheim bana baktı..... ve dedi ki ; "Sende var bir şeyler."
He says he wants to marry me.
Benimle evlenmek istediğini söylüyor.
He says he can find me a job.
- Bana iş bulabilirmiş.
She says that thing about the Amalekites, piques my interest, and then she can get me to go to Bible study group.
Amalekitelar hakkında o şeyi yazdı. Böylelikle ilgimi uyandırdı ki beni İncil çalışma grubuna artık sokabilir.
She says she doesn't want to see me any more, but I really like her and I don't know what to do.
Benimle görüşmek istemediğini söyledi. Ama ben ondan hoşlanıyorum ve ne yapabileceğimi de bilmiyorum.
She practically gives me a hand job every time she says hello!
Bana her merhaba dediğinde bir mastürbasyon yapmış gibi oluyor.
But when I tell the poor lady about him, she says to me, "thank you," like I did the right thing.
Ama zavallı kadına ondan bahsettiğimde doğru olanı yaptığımı ima edercesine bana teşekkür etti.
Just do what he says or he swears he's gonna kill me.
"Baban dediğimi yapmazsa yemin ederim, seni öldürürüm" diyor.
He says... he says if you go to the police, you'll never see me again.
Polise haber verirsen beni bir daha göremeyeceğini söylüyor.
He says if you do anything other than what he's asking, you'll never see me again.
Söylediği şeyin dışında herhangi bir şey yaparsan beni bir daha göremeyeceğini söylüyor.
Just do what he says, or else he'll hurt me!
Ne istiyorsa yap.
And let me conclude by saying that even though we've been deemed The City of Tomorrow, this award says as much about Bronson Springs today.
Şunu söylememe izin verin bu olay her ne kadar bizi yarınların şehri yapsa da bu ödül bugünün Bronson Springs'i hakkında çok şey söyleyecek.
My dad swings through town on business, says he wants to take me out for dinner, which in retrospect was odd, because as a senator from California, he didn't have any business in Boston.
Babam iş için Boston'a gelmiş ve beni yemeğe götürmek istemişti. Şimdi düşününce garip geliyor çünkü babam California senatörüydü ve bırak Boston'ı Massachusetts'de hiçbir işi yoktu.
Jordan, there's a New York police captain on the phone- - he says there's a man coming to kill me.
Jordan, New York Polisi Başkomiseri telefonda- - bir adamın beni öldürmeye geldiğini söylüyor.
Tell me what this says.
Bana burada ne yazdığını söyle.
Tell me what it says, Moran.
- İşim bitti.
Tell me what it says.
- Ne dediğini söyle. - Kes artık.
My mom says you're gonna lead me down the wrong path.
- Annem beni kötü yola sokacağını söylüyor.
Excuse me, but what in this crime report says "husband" to you?
Affedersiniz, bu rapordaki hangi bulguya dayanarak kocadan şüphelendiniz?
We do whatever the lady says, so she wants me to impart some wisdom to you to start you off right, so here we go.
Bayanlar ne derse onu yaparız, doğru başlaman için sana biraz bilgelik vermemi istedi, işte başlıyoruz.
You better not be one of those guys that says that they want to have a baby, and then walks out on me.
Bebeği isteyen ama sonra çekip giden adamlardan olmasan iyi olur.
He pulls out a gun, he points it at the cashier, and he says, "Give me your money, you stupid bitch!"
Silahını çıkardı, kasiyere doğrulttu ve "Parayı ver, koyduğumun kaltağı!" dedi.
But he keeps his eyes and ears open for me and he says there's nothing around at the moment.
Ama gözünü ve kulağını dört açıp bana göre bir şeyler olmadığını söyler.
It says so right here on this press release that you had me put out for the 11 o'clock news and tomorrow's paper.
Bu basın açıklamasında öyle yazıyor. 11 : 00 haberlerine ve yarınki gazetelere çıkacak.
Says he's been waiting on me going on 6,000 years. So, now, guess what.
Altı bin senedir beni beklediğini söylüyor.
See, Jesus says to me you deserve to die.
İsa bana ölmeyi hak ettiğini söylüyor.
Doc says my stage four homophobia is keeping me young.
Doktor, 4. seviyedeki homofobimin beni genç tuttuğunu söyledi.
Joey looks at me and says, " No, no, no, Dad.
Bana döndü ve "Hayır. Hayır, baba." dedi.