Scout Çeviri Türkçe
3,158 parallel translation
Girl scout's honor.
- İzci sözü.
You insisted that you open a bottle of wine, then this is for you, Girl Scout honor.
Kesinlikle sorun yok keyfini çıkar
- Did you go girl scout? - No.
Kız liginde misin?
And you're buying girl scout cookies?
Ve siz kızlar izci kurabiyesi mi satın alıyorsunuz?
You see, I was thinking what is the most economical vacation that I... that we could take... on my limited budget and, well, it dawned on me I used to be a Boy Scout leader, and I had a tent, and a
Gördüğün gibi, bütçe olarak karşılayabileceğim en ekonomik tatili düşünüyordum sonra bir zamanlar izcilik yaptığım aklıma geldi, uyku tulumum ve çadırım vardı...
You buy girl scout cookies once...
İzci kızlardan bir kere kurabiye alınca...
Give me that scout report.
Gözlemci raporunu ver.
You're a regular girl scout, aren't ya?
Haklısın, ama sütten çıkmış ak kaşıkta değilsin, değil mi?
Until the medication fixes it, I go to Europe. During the day, I scout, and at night, I'll handcuff myself to the bed.
İlaçlar beni iyileştirene kadar, Avrupa'ya gideceğim gün içinde yetenek avcıIığı yapacağım ve gece de kendimi yatağa kelepçeleyeceğim.
We're not selling Girl Scout cookies.
Kız çerezleri satmıyoruz.
Might be a girl scout.
İzciler de gelmiş olabilir.
Oh, you know, blondie, emo boy, girl scout.
Biliyorsun işte. Sarışın, emo çocuk, izci kız bir topluluğunuz var.
- Girl scout cookies?
İzci kız kurabiyesi mi satıyor?
You go check out girl scout.
Sen git izci kızı bul.
Thought you were, uh - - thought you were Mr. Boy Scout.
Seni Bay İzci sanıyordum.
Well, don't forget to tell her about all the people you murdered along the way, boy scout.
Ona şimdiye kadar öldürdüğün insanları anlatmayı unutma.
I talent scout.
Ben yetenek avcısıyım hepsi bu.
I'll scout it. See if we need to bring in the big guns.
Bakalım daha büyük silahlar gerekiyor mu?
So the NYADA scout is gonna be hereoon.
NYDSA yetenek avcısı yakında burada olacak.
She's wrong. Keating's a boy scout.
Keating, erkek izci.
Gibbs, West, you two go in, scout out.
Gibbs ve West, siz ikiniz içeri girip bakın.
Look, I get that you have to play boy scout until your commutation hearing, but you are seriously hindering my primal instinct.
Şu görüşmeye kadar sütten çıkmış ak kaşık rolü oynaman gerektiğini anlıyorum ; ama temel yeteneğime set çekiyorsun.
Are you expecting a girl scout packing heat?
Kolluk kuvvetleri fantezisi yapmaya mı çalışıyorsun?
You'll never be able to lead a girl scout troop or sponsor a hungry child.
Bir daha asla bir kız izci grubuna liderlik edemeyecek ve asla aç bir çocuğa bakamayacaksın.
Oh, really? The Boy Scout?
"İzci çocuğu" yani?
You selling girl scout cookies or something?
İzci kız kurabiyeleri falan mı satıyorsun?
He couldn't get a Girl Scout to confess her favorite cookie.
Cley, izci kıza en sevdiği kurabiye çeşidini dahi söyletemez bence.
Scout's honour.
- İzci sözü.
You know, the 5 minute blue scout with Galweather.
Galweather'dan gelen adamla 5 dakika görüşecektiniz.
Gentlemen, my father is a baseball scout.
Beyler, babam beyzbolda yetenek avcısıdır.
In fact, there's only one scout in the entire organization... maybe in all of baseball, that doesn't use this technology.
Aslında, bütün kurumda belki de bütün beyzbolda sadece bir tek yetenek avcısı var, o da bu teknolojiyi kullanmıyor.
Well, how are you gonna scout this guy if your eyes aren't right?
Gözlerinde sorun varsa bu çocuğu nasıl inceleyeceksin ki?
Because you're the first scout I've ever been attracted to, thank God.
Çünkü dikkatimi üzerine çeken tek yetenek avcısısın, Tanrı'ya şükür.
I'm not a scout, I'm a lawyer.
Yetenek avcısı değilim, avukatım ben.
Team Two scout. I've got dead troopers and bugs.
Takım iki gözcüsü, ölü askerler ve böcekler buldum.
Oh, please. Spare me that boy scout crap, Henry.
Beni erkek izci saçmalığının dışında tut, Henry.
All my life I dreamed of becoming a scout.
Hayatım boyunca izci olmayı hayal etmiştim.
I'm a scout, remember?
Ben iz sürerim, unuttun mu?
Scout's honor.
İzci sözü.
And I was... A scout.
Ben izciydim.
I did a scout earlier. There's three doors between here and the showroom.
Burası ile salon arasında üç kapı var.
Scout's honor.
- İzci sözü.
Um... You're a little too old to be selling Girl Scout cookies no offense.
Dur bakalım..
So, you're not here to sell Girl Scout cookies, what can I do you for?
Buraya satışa gelmediysen, senin için ne yapabilirim?
Don't try and hide behind that frigging mirror, Boy Scout.
Sakın bulunduğun mevkinin arkasına saklanmaya çalışma, genç oğlan.
I assume that's why you're keeping company with the Boy Scout.
Sanırım bu yüzden, bu genç oğlanla beraber geziyorsun.
She's basically spent the past ten years on the P.T.A. And as a scout leader.
Geçen on senesini P.T.A'da geçirmiş. Ve orada izci lideri olmuş.
I was a boy scout.
Bende izciydim.
You sent me to scout Neapolis and report on opportunity.
Beni Neapolis'i gözleyip bir fırsatı bildirmemi söylemiştin.
I'll scout a way out.
Çıkış yolumuzu tarayacağım.
See, Tanner's kind of like my talent scout, and from what I've heard, you have been pushed to a second-tier position at an enterprise that's going nowhere fast.
Tanner'a organizasyonumun yetenek avcısı diyebiliriz. Ve duyduğuma göre, geleceği olmayan bir teşebbüste... -... ikinci kademe pozisyona itilmişsin.