Set the table Çeviri Türkçe
629 parallel translation
You might set the table for three, Mrs Cody.
Masayı üç kişi için hazırlamalısınız Bayan Cody.
Here, you're just in time to set the table.
Hadi bakalım, sofrayı kurma vakti geldi.
Suppose you set the table while I get breakfast.
Siz masayı kurarken benim kahvaltıyı hazırlamama ne dersiniz?
We set the table.
Biz tezgahı hazırlarız.
We'll set the table for one.
Sofrayı tek kişilik kuralım.
Where be your jibes now, your songs, your gambols, your flashes of merriment that were wont to set the table on a roar?
Nerede o şakaların şimdi? O şarkıların, o hoş deliliklerin? O birden sofrayı kahkahalara boğan parlak buluşların?
YOU CAN SET THE TABLE IF YOU WANT.
Eğer istiyorsan masayı kurabilirsin...
I'll send someone over to set the table.
Masayı kurması için birini gönderirim.
Marshal, move! I have to set the table. - No, I'm not eating.
- Komutan yemeğini getireyim.
I'll come in, she'll set the table.
İçeri giriyorum, masayı kuruyor.
Are you hiding? Set the table.
Masayı hazırla.
I ought to set the table.
Masayı kurmalıyım.
Sure, go ahead, set the table.
Haydi, durma, masayı kur.
I got to go in the kitchen and set the table.
Mutfağa girip, masayı kurmam gerek.
I set the table in the kitchen.
Mutfakta masayı kurdum
Well, I'll just set the table.
Şey, sadece masayı kuracağım.
You can set the table, if you will.
İstersen masayı hazırlayabilirsin.
Miss Jenny, set the table.
Bayan Jenny, masayı hazırlayın.
Set the table just for 2 Why?
Masayı ikimize göre hazırla.
I'll set the table for dinner.
Akşam yemeği için masayı hazırlarım.
Set the table.
Masayı kur.
Meanwhile, set the table.
Bu arada masayı kur.
Put your things away and set the table.
Eşyalarını kaldır ve masayı hazırla.
Set the table while I take a bath?
Ben banyo yaparken masayı hazırlar mısın?
I can set the table.
Masayı ben hazırlayabilirim.
Come help me set the table.
Hadi bana masayı hazırlamamda yardım edin.
If you want to you can set the table...
Eğer istersen masayı hazırlayabilirsin
I'll set the table right away.
Masayı hemen kuruyorum.
It ain't nothing your mama ever set the table with, you can believe that.
Bu annenin hazırladığı yiyeceklere hiç benzemez, buna inanabilirsin.
Help me set the table
Masa için yardım et.
I'm going to set the table.
Ben masayı hazırlarım.
I'll set the table for you here. Okay?
Senin için yere koyacağım, tamam mı?
I notice the table is set for four.
Dört kişilik bir masa kurulmuş burada.
Get the table set.
Sen masayı hazırla.
The table will be set for supper.
Masa, akşam yemeği için hazır oluyor.
Set me the stoups of wine upon that table.
Şarap kupaları koyun şu masanın üstüne.
Mr Brandon was in the maddest rush for me to clean up and get the table set.
Bay Brandon masayı temizlemem ve hazırlamam için delicesine acele ettirdi.
Most people would have taken the tray from my hand. Set it on the table and try to make the tea.
Çoğu insan elimdeki tepsiyi alıp masaya koyar ve çay hazırlamaya soyunur.
Set the table!
Masayı hazırlayın.
Oh, set it down on the table.
Oh, Onu masanın üstüne koy.
You set the stroke to maximum, that is level with the table, or zero.
Basıncı maksimuma ayarlıyorsun böylece seviye zemine yani sıfıra iniyor.
When you are ready for dinner, give me five minutes warning so I'll have the table set.
Yemeğe hazır olmadan beş dakika önce beni uyarın ki sofrayı kurayım.
I don't set a fancy table, but the kitchen's awful homey. - l'd like to.
Güzel masa hazırlamam ama sıcak bir mutfağım var.
Jim wanted to buy the table... but the owner wanted to sell the whole set.
Jim masayı satın almak istedi ama olmadı... Kafe sahibi ancak masaların hepsini alırsa satmayı kabul ediyordu.
Set the cold cuts right there on that table.
Cola'yı şuradaki masaya koyun.
They set off on their last journey with their shirts still clinging to their shoulders with sweat, with their arms still full of the day's toil, leaving soup untouched on the table
İnsanlar son yolculuklarına terden omuzlarına yapışmış kıyafetleriyle yaşamın tüm yükünü taşıyan omuzlarıyla masalarında duran çorbalarını henüz içemeden çıkıyorlardı.
The table is set for four persons.
Masa, dört kişilik hazırlanmış.
The trains are on strike till tomorrow But the table is set for 3
Trenler yarına kadar grevdeler ama masa saat 3 için ayarlanmıştı.
You'll find we set a handsome table and the entertainment is most enjoyable.
Güzel masa hazırladığımızı, eğlencenin de keyifli olacağını göreceksiniz.
Set it down here on the table.
Masanın üzerine koyun.
- You can set the table.
Masayı hazırlayabilirsin.
set them free 27
the table 26
the tablet 16
table 226
tables 41
tablets 21
table for one 38
table for two 42
the table 26
the tablet 16
table 226
tables 41
tablets 21
table for one 38
table for two 42