Settling in Çeviri Türkçe
440 parallel translation
Suddenly, Richard went under, not diving, but the way seals do just sort of settling in the water.
Richard birden suya battı, dalış değil de fokların yaptığı gibi, suyun içine çöker gibi.
I thought you were just settling in.
Az önce oturduğunuzu sanmıştım.
You can start settling in, getting to know the department.
Yerleşmeye başlayıp, bölümü tanırsın.
We're settling in. We built a squash court.
Duvar tenisi kortu yaptık.
Settling in, are we?
Yerleştik değil mi?
- How are you settling in here at laundry cottage?
- Kır evinde günlerin nasıl geçiyor?
Settling in up there. I hope?
Oraya alışıyorsundur umarım?
There's more than dust settling in Korea, Sid.
Kore'ye tozdan başka çöken şeyler de var, Sid.
- You're settling in all right?
- Ofise alıştın mı?
I'm sure you're interested in seeing your new home, settling in.
Eminim yeni evinizi görmek ilginizi çeker.
Settling in?
Yerleştin mi?
- Settling in, Celia? - Oh, yes.
Alıştın mı buraya Celia?
You are still settling in. Miss Costello, see to it that Dr Sayer's waiting patients are rescheduled for tomorrow.
Costello, Dr. Sayer'in bekleyen hastalarını yarına erteleyin.
I'm settling in France. In Paris?
- Fransa'ya yerleşiyorum.
I just thought you might need help with logistics, settling in at your hotel.
Otele yerleşmek için yardıma ihtiyacınız olacağını düşündüm.
So how are you settling in?
Nasıl gidiyor?
Quark's settling into his quarters and asked me to relay to you his profound disappointment in the accommodations, and to inform you that he could get you in touch with several reputable interior decorators for a modest fee.
Odanın konforu ile ilgili büyük hayal kırıklığı yaşadığını ve makul bir ücret karşılığında, seni birkaç ünlü iç mimarla temasa geçirebileceğini bildirmemi istedi.
We wanna see how you are settling in.
Sizin alışıp alışmadığınızı görmek istiyoruz.
How are you settling in with the new ambassador?
Yeni büyükelçiyle aran nasıl?
I ASSUME YOU'RE STILL SETTLING IN.
Zannedersem hâlâ bu işi halletmeye çalışıyorsun.
Still settling in.
Hâlâ yerleştiriliyor.
Are you settling in okay?
Yerleştiniz mi?
He seemed to be settling in, developing a support system.
Yerleşmeye başlamıştı, destek sistemini geliştiriyordu.
The sumac's settling in.
Sumak içine yerleşiyor.
-... see how you're settling in. - Just fine, thank you.
- İyiyim, teşekkür ederim.
- Settling in?
- Alışmaya başladın mı?
Settling in down there?
Aşağıya yerleşiyor musun?
And you all travelled together like gypsies, never really settling in one place.
Ve siz çingeneler gibi birlikte gezgindiniz. Hiç bir yerde kalıcı durmuyordunuz.
I'm settling in.
Yerleşiyorum.
Shes 20,000 to the good for settling the hash of the honourable Mr Chang.
Bay Chang'in işini bitirdi diye, verilen ödül ona kaldı.
You planning on settling here in the valley?
Bu vadiye mi yerleşmeyi düşünüyorsunuz?
Oh! Is that his design in settling here?
Buraya yerleşmek acaba onun fikri miydi?
I understand you're responsible for settling that little feud over in cell block "J."
Anladığım kadarıyla J bloğundaki ufak anlaşmazlığının çözümünden sen sorumluymuşsun.
It's settling down in my chest.
Göğsüme inmeye başladı.
It's not easy, settling down in a new place.
Bu kolay değil, yeni bir yere yerleşmek!
I'm sure you won't have any difficulty in settling yourself somewhere or other.
Bir yerlere kapılanmakta zorluk çekmeyeceğinden eminim.
Just a few minor settling-in adjustments to make.
Sadece küçük bazı ayarlamalar.
I spent half a week settling her and the kids in the country... and now, "I'm bored," she says!
Yarım haftamı onu ve çocukları bekleyerek geçirdim. Ve şimdi tutmuş "Sıkıldım." diyor.
We're thinking of giving up our interests in the olive oil business and settling here.
Zeytinyağı işindeki hisselerimizi satıp, buraya yerleşmek istiyoruz.
It was in the Russia that Hitler it would go to find the "Lebensraum", new territory stops the German settling.
Hitler'in hayat sahasını bulacağı yer Rusya'ydı. Alman sömürgesi için yeni bir bölge.
Settling down in an ivy-covered cottage... Raking leaves out of the backyard... Squeezing orange juice for you in the morning.
Sarmaşık kaplı bir evde oturmak gibi bahçedeki yaprakları tırmıklamak kahvaltıda sana portakal suyu sıkmak gibi.
I didn't see any point in settling down.
Evlenmek için bir neden göremedim.
I'm thinking of settling down here in New Essex, Counsellor.
Buraya, New Essex'e yerleşmeyi düşünüyorum avukat bey.
Your trip go okay? Your family settling in?
Ailen yerleşti mi?
But she can't come back to New York without settling with me first. And that's where you come in. See, she hired you...
Fakat New York'a önce benimle görüşmeksizin geliyor ve işte o zaman ortaya sen çıkıyorsun.
Hey! I'll be settling things over here in a sec.
Yakında burada işim bitmiş olacak.
And you've been thinking about us settling down on a boat in a big lake, with a dog and a jukebox and a 26 " Sony Trinitron.
Ve kocaman bir gölün ortasında, içinde bir köpek bir müzik kutusu, bir de 66 ekran Sony Trinitron olan bir tekneye yerleşmek istiyorsun.
So that is his design in settling here? To marry one of our daughters?
Buraya yerleşmekteki niyeti kızlarımızdan biriyle evlenmek mi yani?
I hope he doesn't start going on, settling old scores in public.
Umarım milletin içinde eski defterleri açıp intikam almaya çalışmaz.
They have a huge interest in settling this before the actual trial starts.
Gerçek duruşma başlamadan anlaşmaya bağlamak için can atıyorlar.
Samantha left with the Turtle, Brooke left with a better gift... and I left wondering if everyone in Manhattan was settling.
Samantha, kaplumbağa ile, Brooke hediyesiyle ayrıldı ve ben de Manhattan'daki herkesin elindekiyle mi yetindiğini merak ederek ayrıldım.
ines 33
in fact 10253
internet 115
india 252
invite 16
invasion 24
inter 39
instagram 35
interior 21
inside 950
in fact 10253
internet 115
india 252
invite 16
invasion 24
inter 39
instagram 35
interior 21
inside 950
indian 84
indiana 185
intelligent 217
indeed 4544
instant 24
international 47
intel 28
interpol 81
independence 32
incredible 769
indiana 185
intelligent 217
indeed 4544
instant 24
international 47
intel 28
interpol 81
independence 32
incredible 769