She can't help it Çeviri Türkçe
116 parallel translation
She just ain't in the same class with you, and I can't help it if I think so.
Ama o sizinle aynı seviyede değil, elimde olmadan söyledim.
But she can't help it.
Ama elinde değil.
She can't help it, of course, but it must be awfully nerve-wracking for him.
Kendini tutamıyor, kuşkusuz, fakat kocası için son derecede sinir bozucu olmalı.
She can't help it.
Onun elinden bir şey gelmiyor.
She can't help it.
Bu onun elinde değil.
She can't help it if she's getting senile.
Bunaması hızlanırsa, yardım alamaz.
Well, sir, I can't help it if she's seen me, but I don't know her.
Ama efendim, beni görmüş olabilir. Ben onu tanımıyorum.
She can't help it.
Elinde değil ki.
She can't help it.
Ona hiç bir faydası yok.
She's protecting him, she can't help it.
Onu koruyor, ona yardım edemez.
And I know, it's crazy and irrational, but, Sam, I can't help thinking that last night, when her time came, she must have wondered where I was.
Delice hattâ mantıksız gelecek biliyorum ama elimde değil Sam, dün gece vakti geldiğinde benim nerede olduğumu merak etmiş olmalı.
She can't help it.
Yardımcı olamaz.
She can't help it.
Onun yapabileceği bir şey yok.
Our marriage was working out fine but she wore herself a groove in that house and she can't help but swerve back into it.
Evliliğimiz iyi gidiyordu fakat o evi alışkanlık edinmiş ve kendini durduramıyor ve bilinçsizce oraya geri döndü.
She can't help it.
Elinde değil.
She can't help it.
Elinden bir şey gelmez.
- She can't help it.
- Değil mi?
Let's see... they've been going out for awhile, and he's upset because other people keep asking her out, and she saying she can't help it if she's attractive and popular, and besides, nobody ever said they were going steady,
Bir bakalım... Bir süredir çıkıyorlar ve bir sürü erkek kıza çıkma teklif ettiği için çocuk üzgün, ve kız da "çekici ve popülersem bunda benim suçum ne?" diyor. Ayrıca hiç kimse bunun ciddi bir ilişki olduğunu falan söylemedi.
I'm standing there she's waiting for me to say I'll call her and it comes out. I can't help it.
Orada duruyorum onu arayacağımı söylememi bekliyor kendi kendine çıkıyor.
- Shh, I can't hear oh, this one must be one of yours some girl named Honey Labrador she sounds naked oops I deleted it hello, a little help!
- Daha fazla anlat, daha fazla anlat. - Onu Arcade'de bowling..... oynamaya götürdüm. Sonra biraz takılıp, limonata içtik.
- "She can't help it."
- "O yardım etmiyor."
I can't help it if she asks me questions.
Eğer bana soru sorarsa elimden bir şey gelmez.
She can't help it.
Yardımcı olamıyor.
She can't help it. Her mother....
Ona yardımcı olamaz, annesi...
- But I can't help it... because I feel she has been successful.
- Ama elimden bir şey gelmez... çünkü bunu başardığını hissediyorum.
I don't know where she is... but if it's about music, I can help you.
Nerde olduğunu bilmiyorum. Ama müzikle ilgili size yardımcı olabilirim.
She can't help it.
Kendine hakim olamıyor.
Even though I know it happened, sometimes I can't help feeling that she's not really gone, that she's still out there.
Olayların gerçek olduğunu bilsemde, bazen onun gerçekte gitmediğini düşünüyorum, sanki hala dışarıda bir yerlerde.
She can't help it.
Buna bir şey yapamıyor.
Do you believe that she can actually help? Seeing as how we don't have a choice, I guess it's worth a shot.
Başka şansımız olmadığı görüldüğüne göre, sanırım denemeye değer.
Get over it. She can't help it.
Kendine gel, onun ne günahı var.
Hey, I can't help it if she likes me.
Eğer beni seviyorsa elimden bir şey gelmez.
If I can't do it... she's the only one who can... can help.
Eğer ben yapamazsam... bu durumda bize yardım edecek geriye bir o kalıyor.
It ain't fitting'to toy with her just'cause she's crippled and can't help herself.
Sakat olduğu için onunla dalga geçmen hiç hoş değil.
But up here, like this young girl, y'know, she's someone's sister and someone's daughter, and I can't help but to think, " Well, what if it was Julio?
Ama burada, bu genç kız gibi birinin kardeşi, birinin kızı oluyor. Elimde olmadan ya o Julio olsaydı diye düşünüyorum.
She can't help it.
Bunun çaresini bulamaz.
She can't help it.
Bu onun elinde değildi.
- She can't help it. It's her little idiosyncrasy.
- Elinde değil, bu onun hastalığı.
She knows she's got high blood pressure, but she just can't help it, she loves the heavy stuff!
Kendide biliyor, şekeri var. Ama bu onu durdurmuyor, Ağır şeyleri seviyor!
Well don't hold it against her man, she can't help it if her brother's an ass.
Abisi göt herifin tekiyse bunu yüzüne vurma dostum, bunu engelleyemez.
Frank, Marie, it's time for you to leave. Now that Ally is at a point where she can do more around the house, we won't be needing as much... outside help.
Artık Ally daha çok ev işi yapacak yaşa geldiğine göre dışarıdan yardıma pek ihtiyacımız olmayacak.
You know, I can't help it if she wants to get into my pants.
Benimle sevişmek istemesi benim elimde değil ya.
She can't help it.
Yardım edemez!
On the way up there, she starts coming on to me... and then tells me that she can't sleep in her clothes... and can I help her take off her dress... because she'll pass out if she tries to do it herself.
Yukarı çıkarken, bana sarkmaya başladı... ve sonra bana kıyafetleriyle uyuyamayacağını söyledi... ve O'na kıyafetlerini çıkartması için yardım etmemi istedi.. çünkü kendisi yaparsa sızabileceğini söyledi.
It's just that I can't help feeling that she's a little distracted.
Sanki kafasını birşeyler kurcalıyormuş gibi düşünmeden edemiyorum.
- No, it can't. Bill, please. She's in a little bit of trouble and I'm the only one who can help her.
Bill, lütfen, başı biraz belada ve ona yardım edebilecek tek kişi benim.
She can't help it, if she's too loud.
Böyle alışmışsa elinden bir şey gelmez.
Well, the girl can't help it if she's popular.
Ne yapsın kız popülerse?
No doubt, no doubt about it... but I can't help thinking it very odd that she should be out and about when her man's stomach is growling.
Elbette, tabii ki, şüphesiz, bundan hiç şüphem yok. Ama yine de kocasının karnı guruldarken dışarıda olması aklıma takılmıyor değil.
Sanne's a bitch, but she can't help it.
Sanne tam bir k.ltaktır onun buna bir yardımı dokunmaz.
Well, it was a vision, so it's just something the ghost experienced, but if I don't know who she is, I can't even help her.
Benim ki sadece hayalet tecrübesinden gelen bir öngörü. Ama kim olduğunu bilmeden ona yardım edemem ki.
she can't 238
she can't do that 47
she can't be 45
she can't hear you 51
she can't stay here 16
she can't be trusted 16
she can't breathe 50
she can't be dead 17
she can't die 19
can't help it 46
she can't do that 47
she can't be 45
she can't hear you 51
she can't stay here 16
she can't be trusted 16
she can't breathe 50
she can't be dead 17
she can't die 19
can't help it 46
she comes 18
she chose me 21
she came back 47
she can 125
she couldn't 58
she came 41
she came to me 61
she came here 21
she called you 54
she could 44
she chose me 21
she came back 47
she can 125
she couldn't 58
she came 41
she came to me 61
she came here 21
she called you 54
she could 44