English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ S ] / She knows that

She knows that Çeviri Türkçe

1,523 parallel translation
And the skirt... that's so short, because she knows that guys love long legs.
Ve etek oldukça kısa çünkü erkeklerin uzun bacaklardan hoşlandığını biliyor.
Julie, she knows that she was wrong.
Julie, o bunun bir hata olduğunun farkında
SHE WAS HAUNTING YOU BECAUSE SHE WANTED YOU TO PAY ATTENTION, AND SHE KNOWS THAT SHE MADE A MISTAKE,
Senin peşindeymiş çünkü senin dikkatini çekmek istiyormuş ve hata yaptığının farkına varmış
She knows that I'm... an alien.
Her şeyden haberi var artık. Benim bir... uzaylı olduğumu biliyor.
I think she knows that.
Bence Claire de bunu biliyor.
But she knows that we want do rehearsal today.
Bugün prova yapacağımızdan haberi vardı ama.
That means she knows that he was going to end their marriage.
Demek Bill'in evliliği bitireceğini biliyordu.
She knows that.
O da bunun farkinda.
She knows that Trixie.
Trixie'yi tanıyor.
I'm sure she'd be happy to pack on the pounds once she knows that.
Verdiği kiloları seve seve tekrar alacaktır, bundan eminim.
No, Madeline is spying, part of the job, and she knows that.
Hayır, Madeline casusluk yapıyor, İşimin bir parçası ve o bunu biliyor
I'm not absolutely sure she knows that.
Bunu bildiğinden emin değilim.
That she knows that... I want her.
Onu istediğimi biliyor.
She said that she wants to... to fuck me and that she knows that I want to fuck her too.
Beni becermek istediğini söyledi. Benim de onu becermek istediğimi biliyor.
Well, I think she knows that she hurt me.
Bence beni incittigini biliyor.
If she's watching, she's gonna get a face full of cum, she knows that by now.
Ben yaparken izliyorsa yüzüne geleceği de biliyor demektir. Biliyor... Onun suçu.
- She knows that's not my birthday.
Doğum günüm olmadığını biliyor.
If she knows that we're onto her, We'll never know her end game.
Eğer peşinde olduğumuzu anlarsa, asla amacını öğrenemeyiz.
Gina took the remote because she knows that Shark Week is on and she wants to watch some pillow biters sing and dance.
Gina kumandayı aldı. Ve izlemek istiyor.
She knows that there was someone.
- Biri olduğunu biliyordu. Elizabeth ile konuştun mu?
She knows that.
Bunu biliyor.
You've spent so much time planning and... helping her avoid risk- - god knows, that's what you should've been doing- - but... she was worried.
Riskleri engellemek için ve onun için plan yapmak için çok zaman harcadın... Tanrı biliyor, bunu yapmalıydın... ama... Annen endişeliydi.
Well, the science says that she knows something.
Pekala, bilime göre, bir şeyler biliyor.
Forget the blouse that she wears because she knows it shows off her cleavage.
Bluzu unut, giyiyor çünkü neyi sergilediğini biliyor.
Perhaps it's some lingerie she knows isn't hers but refuses to discuss... or a dress she once loved... that she can no longer bear to look at.
Belki de bir külot bir kadına ait olmadığını bildiği ama kabullenemediği... Ya da bir elbise çok sevdiği ama yanına alıp götüremediği.
Tell her that you were tying a talisman... ... or else who knows what she might think. Go!
Git ona ip bağladığını anlat yoksa kız kimbilir neler düşünecek.
And my doctor says that she knows other couples who have adopted and then they get pregnant.
Ve doktor, evlat edindikten sonra çocukları olan başka çiftlerin de olduğunu söyledi.
She knows who she is, and I want that.
Kim oldugunu biliyor, ve ben bunu istiyorum.
It is well that she knows her new place.
Haddini bilmiş olur.
And hardly cries at all- - as if she already knows that she is a Princess.
Öyle ağlıyor ki sanki Prenses olduğunu biliyor.
Darryl blew his little whistle and they came and got that bitch. I tried to talk to her, but she wasn't having'none of it. Thinks she knows so goddamn much.
Surtukle konusmayi denedim.Ama cok fazla sey biliyormus
Well, I guess mostly the character of Perdita and how she doesn't really have a true identity but she knows what she believes in and she sticks to that.
Özellikle Perdita karakterine ve oturmuş bir karakteri olmamasına rağmen bildiği yoldan şaşmamasına bayılıyorum.
She never gave him vitamins, everybody knows that.
Ona vitamin vermediğini herkes biliyor.
That was le Bon Temps, she already knows
Bon Temps'deydi, zaten biliyordur.
She knows you didn't mean that.
Bunu kastetmediğini o da biliyor.
She knows that.
Bunu gayet iyi biliyor.
Maybe she, uh, knows something that'll help us.
Belki bize yardımı olacak bir şey biliyordur.
Already she has warned the staff of Meadowbank School... in terms most unsubtle that she enjoys... to sniff out the scandal, and already, she has her claws... in more than one teacher because she knows... of their little weaknesses or foibles although, naturellement, she knows nothing... of the rubies of the Prince.
Meadowbank personelini daha önce de çok yakışıksız şekilde uyarmış ve skandalları ortaya çıkarmaktan hoşlandığını söylemişti. Daha şimdiden zayıf noktalarını bildiği birkaç öğretmeni pençesine almıştı. Ama doğal olarak, Prens'in yakutlarından haberi yoktu.
Anyway, look, she knows we broke up. What she doesn't know is that i live on your couch and that your boyfriend wears my shirts.
Her neyse bak, ayrıldığımızı biliyor fakat bilmediği, hala senin kanepende yaşadığım ve erkek arkadaşının benim t-şirtlerimi giydiği.
She's got no uncles or aunts that she knows.
Teyzesi ya da amcası yok.
But Lord knows it's not the first time in history that a teenager say she's gonna stay at a friend's and then she ends up somewhere else.
Genç bir kız bir arkadaşımda kalacağım diyor. Ama sonra başka bir yerde sabahlıyor. Tanrı biliyor ya bu bir ilk değil.
That means Victor knows she's a spy.
- Yani dün geceyi biliyorlar. Yani Victor onun casus olduğunu öğrendi.
So I'm guessing by how quiet Ashley's been that she knows
Pekâlâ, Ashley'nin ne kadar sessiz olduğundan yola çıkarsam, galiba biliyor,
And if she's watching our every move, that means she knows how close we got to her.
- Her hareketimizi izliyorsa, kendisine ne kadar yaklaştığımızın da farkındadır.
And this malevolent second banana knows how to do this because... she's a child genius - national honor society, mensa, yale summa cum laude, all that crap.
Ve kötü niyetli yardımcı oyuncu bunun nasıl yapılacağını biliyor, çünkü... o bir dahi çocuk dahi. Ulusal Onur Birliği, Yale ve tüm benzer saçmalıklar.
No, Kate Knows That This Relationship Might Go Somewhere. That's Why She's Getting Involved.
Hayır, Kate, bu ilişkinin biryere varabileceğini biliyor, bu yüzden işe karışıyor.
It's just that everybody knows not to come in our room before noon, so Sage, she was just being safe by shooting you.
Bizim odamıza öğleden önce girilmeyeceğini herkes bilir Sage seni güvende olduğumuza emin olmak için vurdu.
Well, make sure she gets it and that she knows I did this for her.
Allie'nin eline geçmesini ve bunu onun için yaptığımı bilmesini sağla.
Then I'm sure she knows about positions that don't require a lot of work but pay a lot of money.
Öyleyse, eminim yükü az ama parası çok bir pozisyon biliyordur.
She knows everything she needs to, and it's gonna stay that way or that ring might show up someplace very inconvenient.
Bilmesi gereken her şeyi biliyor ve öyle de kalacak. Yoksa o yüzük hiç uygun olmayan bir yerden çıkıverir.
I'm just trying to see how she developed this theory. Accusing a black man when everybody knows that serial murder is a white man's crime.
Siyah bir adamı suçlayan bu teoriyi nasıl geliştirdiğini anlamaya çalışıyorum, herkesin bildiği gibi seri cinayetler beyaz adamların işidir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]