Shine on me Çeviri Türkçe
83 parallel translation
The sun will never shine on me,
Neşelendiremez beni Güneş bile asla.
" Let it shine on me
" Birak dolsun gönlüme
♪ Let the light from the lighthouse shine on me ♪
Fenerdeki ışık beni de aydınlatsın
♪ From the lighthouse shine on me ♪
Fenerdeki ışık beni de aydınlatsın
Oh, you think you can shine on me like the sun?
Bana maval okuyabileceğini mi sanıyorsun?
You took a shine on me immediately.
Beni çok etkiledin.
Until the moon suddenly appeared, I felt like saying : shine on me.
Ay aniden kayboldu, Dedim ki : beni aydınlat.
Or are you tryingto put the shine on me?
Yoksa yüzüme ışık mı tutuyorsun?
Won't you shine on me
Won't you shine on me
Shine on, shine on harvest moon for me and my girl.
Parla, parla hasat dolunayı, ben ve sevgilim için.
Jinbei tells me the sun will shine on my whole family, that he'll even make me one of his chief deputies.
Jinbei, beni şef yaptıktan sonra ailemin rahat edeceğini söylemişti.
Shine a light on me
Saç ışığını üstüme
Shine her ever-loving light on me
Saç o yumuşak ışığını üstüme
As long as we're rapping it out on your terms... everything's OK, but the minute I have a question... or I want to know something specific from you... you either shine me on or go out for coffee.
Seninle kişisel ilgisi olmayan bir iş olduğunda her şey yolunda ama ne zaman seninle ilgili özel bir şey sorduğumda ya da öğrenmek istediğimde ya beni tersliyor ya da kahve almaya gidiyorsun.
Shine this on the bag for me.
Çantanın üstüne koy. İşte oldu.
# Shine on the one that's gone and left me blue
Beni üzgün bırakıp gidenin üstünde parlamaya.
Come on. Don't shine me on.
Haydi, bana numara yapma.
I'm flattered you've taken a shine to me, but my home is here on Earth.
Benden hoşlanman gururumu okşadı ama benim evim burada, Dünya'da.
Kim, honey, this is not the night you wanna shine me on, I promise you.
Kim, tatlım, bu damarıma basabileceğin bir akşam değil, ciddi söylüyorum.
Don't shine me on.
Bana parlama Tony.
# Shine down on me so I can see # The silver street that leads me to the place I want to be
# Parla üzerimde ve göster bana... #... yürüyeceğim gümüş yolu.
For once, the sun did shine on Shady Grove, a piece of sky came down and didnt crush me.
Bir defasında, Shady Grove üzerinde güneş parıldamıştı... Bir parça gökyüzü aşağı nimiş, ve bana çarpmamıştı.
He's always macking me. I shine him on.
Beni kesip duran bir adam var.
Shine your spotlight on me. And follow.
Spot lambanı üzerime tut ve takip et.
You can't just storm out on lunch and then shine me on, then show up here like nothing happened.
Yemekte kaçıp, bana parlayıp gittikten sonra hiç bir şey olmamış gibi çıkıp buraya gelemezsin.
Hey, slick. Don't try and shine me on.
Beni hafife alma, züppe herif.
- Shine the torch on me.
- Feneri bana doğru tut.
52 years, rain or shine. He drives me around the lake on a tandem bike after Thanksgiving.
52 yıldır hava ne kadar kötü olursa olsun Şükran Günü'nden sonra beni bisikletle gölün etrafında gezdirir.
# Shine its ever-loving light on me. # You a singer, young man?
- Şarkıcı mısın delikanlı?
- Wish the stars to shine bright on me.
- Yıldızların benim için parlamasını dile.
Let me just shine this light here on your neck, miss, if you don't mind.
Mahsuru yoksa fenerimi tutup boynunuza bir bakabilir miyim, bayan?
Maybe they'll put me in one of those rooms... and shine a light on me...
Beni o odalardan birine kapatıp gözüme parlak ışık tutacaklar.
Not straight towards love, but to its neighbourhood where the same sun would shine on both Khosrow and me.
Aşka doğru değil, Hüsrev'le benim üstümde aynı güneşin parladığı yere gideceğiz.
Stupid angry mob, chasing me because I shine a harsh light on modern society.
Aptal kızgın grup beni sırf modern toplumlarına bir ışık tuttum diye takip ediyor.
Shine light on me
HATIRLAMAK İÇİN
Let me shine a little light on the situation.
Bu durumun üzerine biraz ışık tutayım.
Speaking of depraved, you lay a paw on me again, I'm gonna shove that RPG where the sun refuses to shine.
Bu arada yine pençelerin üzerimde, onları traşlıycam güneş doğmayı reddedecek ışıltısından.
I prayed to the Creator to let the light shine through me, but the man forced himself on me again.
Yaratıcı'ya ışığını bana göndermesi için dua ettim ama adam tekrar saldırdı.
Please let the light that shines down on me shine down on the one that I love.
Bırak ışığı üstümüze vursun. Hem beni hem sevdiklerimi aydınlatsın.
Why don't you shine a light on yourself, let me see who I'm talking to?
Neden kendini tanıtmıyorsun... Çık da kimle konuştuğumu bileyim.
Why don't you shine a light on yourself, let me see who I'm talking to?
Neden kendini tanıtmıyorsun...
I mean, also the readers'time to shine, but me, too,'cause I've been working on my emcee jokes, and...
Tabii ki okuyucuların da parlama zamanı aynı zamanda. Fakat bu şakalar üzerinde o kadar çok çalıştım ki, ve...
The sun arose that morning to shine bright on Reshma... and to burn me to ashes.
Güneş bu sabah sanki Reshma için parlıyor... beni ise yakıp küle çeviriyor.
♪ shine on my love and me ♪ Happy new year.
Yeni yılın kutlu olsun.
hang over the cloud and shine down on me
Sanki minik ışıklar gibi fikir taneleri bulutları kaplar ve üzerime parıldar.
Dave SAW a Record That HAD Those two Songs and Shine On, and IT felt cobbled Together to me.
Dave albümü o iki parça ve Shine On ile birlikte düşünüyordu, Bana göre tümü yama gibiydi.
All of the shadows on my face So shine for me as one
DENİZCİ 3
No, it's always a pleasure for me to talk about the important work that we do here and to get the chance to shine a light on my incredibly talented team.
Hayır, burada yaptığımız önemli iş hakkında sizinle konuşmak benim için her zaman bir zevk ve benim son derece yetenekli ekibimle bir ışık yakma şansını elde etmek çok önemli.
Do No Harm 01x08 The Cookie Jar Originally Aired August 10, 2013 d Neon lights, they shine above me d come on.
d Neon ışıklar, üzerime yansıyor d Gel hadi.
♪ so shine a light on me ♪
# Bu yüzden ışığını yolla üzerime #
♪ Uh-oh, uh-oh ♪ Lord, make me a rainbow I'll shine down on my mother ♪
# Tanrım, bir gökkuşağı yap beni, parlayım annemin üstünde #