Six of them Çeviri Türkçe
528 parallel translation
Now understand, it took six of them to throw me out.
Şunu iyice anlayalım. 6 kişi ancak beni kapı dışarı edebildi.
Six of them placed near the microphone will make more noise than sixty ten kilometres away.
Mikrofonun yanına yerleştirilen altı kişi altmış kişiden daha fazla ses çıkartacaktır.
- Yeah, and there's six of them, too.
- Evet ama altı taneler.
- Six of them.
- Altısı geldi.
There were about six of them.
Altı tane kadardı.
- they were delivered all six of them.
- hepsinin de teslimatı yapıldı. - Evet, evet ama kime?
They're all sheets, six of them.
Bunlar çarşaf, altısı da.
There's five or six of them that thinks they are.
Öyle olduğunu düşünen 5 ya da 6 kişi var.
Thirty-two people had had contact with her, and within four days, before the disease could be correctly diagnosed and contained, twenty-six of them had died, and they died suddenly, violently and horribly.
Onunla temas kuran 32 kişiden 26'sı hastalık doğru olarak teşhis edilip kontrol altına alınana kadar dört gün içinde, aniden, korkunç bir şekilde öldü.
Today at noon, six of them will be lined up against a wall in the square where our men were murdered.
Altı tanesi, bugün öğle vakti, askerlerimizin öldürüldüğü meydanda kurşuna dizilecek.
Take any six of them, my wife included throw them up in the air. The one who sticks to the ceiling, I like.
Karım dahil 6 kadını alıp havaya at hangisi tavana yapışırsa, ondan hoşlanıyorum demektir.
- There are six of them.
- Onlardan altı kişi var. - Güzel.
They'll have to come out. Six of them.
Altısının da çekilmeleri lazım.
There are six of them and only two of us.
Orada altı kişi var, bizse sadece iki kişiyiz.
Six of them run away so far and I'm afraid the others will leave us too.
Altısı bıraktı kaçtı, diğerlerinin de bizi terkedeceklerinden korkuyorum.
# Six of them went to a heavenly spot
# Onlardan altısı ilahi noktaya gittiler
You are wounded and there's six of them.
Sana yardım etmek istiyorum ; onlara güvenemezsin.
Six of them.
Altısını da.
That's exactly what I said, six of them.
Aynen dediğim gibi, altısı birden.
There are six of them.
Altı kişiler.
She wrote six of them when I was a kid.
Ben çocukken 6 kitap yazdı.
Six hours later, most of the people in the queue realized that there was not enough meat for them.
Altı saat sonunda, sıradaki insanların bir çoğu herkese yetecek kadar et olmadığını öğrenmişti.
Six or seven of them?
Altı yedi tane mi?
Whoever brings them back... will be given a reward of six weeks furlough.
Kapıları kapatın ve bütün barakaları arayın.
After six months one of them's lucky.
Altı ay sonra bir tanesi şanslı çıkar.
One of them contained six bottles of whisky.
Birinin içinden altı şişe viski çıkmış.
In those six miles there's probably thousand of guys and every one of them was taught to shoot at uniforms like this.
Büyük ihtimal o on km'nin içindeki binlerce adam vardır. Hepsine de bizim üniformalarımızı giyenleri vurmaları emredilmiştir.
Anyway, there I stood halfway around the world from Hollywood and Vine in a little graveyard near Rapallo, Italy watching them bury the Contessa Torlato-Favrini in ground she'd never heard of six months ago with a stone statue to mark the spot
Onun için buradaydım, Hollywood'dan kilometrelerce uzakta, Italya'nın küçük bir mezarlığında durmuş, kontes Torlato-Favrini'nin altı ay öncesine kadar, adını bile duymadığı topraklara gömülüşünü seyrediyordum. Mermer heykeli mezarın yerini belirliyordu.
Not that I placed any evil construction on it then... but now I find myself quite unable... to continue thinking of them as two young music lovers... listening steadily to the phonograph for something like six weeks.
O zamanlar bunu kötüye yormuyordum... ama şimdi bu olayı iki müziksever gencin... 6 hafta boyunca... plak dinlemesi olarak görmüyorum.
They weren't pardons. They were paroles. We fought for six years to earn them- - those of us who were still around for the graduation.
Şartlı tahliye edildik ve orada bulunanlar hak etmek için altı yıl çalıştı.
Six, seven of them!
6, 7 tane var!
Each of them has five or six window panes.
Her birinin evinde beş ya da altı pencere var.
If six Chinamen get off a train at Las Vegas, and two of them are found floating face down in a goldfish bowl, and the only thing they can find to identify them are 2 telephone numbers... one, Plaza 0-0000, and the other, Columbus 0-1492... what time did the train get to Palm Springs?
Eğer altı Çinli Las Vegas'ta bir trenden inerse ve iki tanesi bir akvaryumun içinde yüzüstü yüzerken bulunursa kim olduklarını belirlemek için elimizdeki tek şey iki adet telefon numarasıysa bunlardan biri Plaza 0-0000, ve diğeri de Columbus 0-1492 ise tren Palm Springs'e saat kaçta varmıştır?
Think you're good enough to take them against six of us?
Altımıza karşı duracak kadar iyi olduğunu mu düşüyorsun?
And there are six long days of mischief for them before you get them again.
Ve sen onları tekrar toplamadan önce... günah işlemek için altı uzun günleri varmış.
I got six clocks, and none of them work.
Bende altı tane var, ama hiç biri çalışmıyor.
Six weeks in that stinking, filthy hole and there won't be enough left of them to hang.
Bu kokmuş, pis delikte altı hafta sonrası geride asılacak kimse kalmaz.
They're under the... Ten of them at six o'clock.
Onlar... 10'u, 6 : 00 istikametinde.
About six of them, by my estimate.
Altı tane kadar, tahminimce.
Oh yes. There's six, seven, eight of them heading south.
Evet, altı, yedi, sekiz tanesi güneye doğru gidiyor.
The last of them came in six weeks ago.
Sonuncusu 6 hafta önce geldi.
The chopper finished one of them And then there were six
" Baltacı birini yok etti Kaldı altı
Chief, if I were surrounded by six or eight of these things, would I stand a chance with them?
Şef, çevremiz yedi sekiz tanesiyle sarılmışsa, kendimizi nasıl koruyabiliriz?
We came here looking for some friends. Forty-seven of them who were stranded here some six years ago.
Buraya kazara 6 yıl önce düşen 47 arkadaşımızı aramaya geldik.
Some of them took six and seven minutes.
Bazıları 6-7 dakika aldı.
You ain't the kind of man to go lusting after another man's wife, especially with them six bawds arriving in town.
Sen başka bir erkeğin karısını arzulayacak bir erkek değilsin,... özellikle de kasabaya altı kadın gelmişken.
Did you say midgets? Six of them.
Altı tane.
The six of us are unable to fight them but have heard that they have recently succeeded in robbing some treasure and will send to the Capital to bribe the authories
6'mız onlarla başa çıkamadı! ama geçenlerde duyduk ki... çok büyük bir hazine çalmışlar ve bunu başkente rüşfet için vereceklermiş
My head is full of them. I've thought of nothing else for the past six years.
Bıkıp usandım artık, son 6 yılımı bu planları düşünerek geçirip durdum.
All of them. Six.
Hepsi altı.
Mister, any of them drifters hang around this town more than six months, they're doing good.
Bayım, bu avarelerden hiçbirisi bir yerde 6 aydan fazla kalmaz.
six of one 24
of them 508
theme 39
them 588
themselves 24
theme song 16
themed 19
theme music playing 79
theme music 17
them's the rules 20
of them 508
theme 39
them 588
themselves 24
theme song 16
themed 19
theme music playing 79
theme music 17
them's the rules 20