So that night Çeviri Türkçe
2,171 parallel translation
Okay, so that night, I headed out.
O gece tüydüm.
I was doing so that night.
O gece de öyle yaptım zaten.
So that night, he went there to confront Marshall.
Yani, o gece Marshall ile yüzleşmek için oraya gitti.
'So that night, James and I'dreamed up one more test'and then, in the bar, we explained it to Hammond.'
James'le o gece bir tane daha test planladık ve barda Hammond'a açıkladık.
Ordinarily, I wouldn't pull you in so early ; it's just with these new Charlie Dalton For Mayor ads that started running on TV last night...
Dün akşam TV'de Belediye Başkanlığı için bu yeni Charlie Dalton'la ilgili bir şeyler çıktı.
Look, you seem great, and I swear, I am normal, so can we go back to when you were just Penny, and I was just Doug, a guy hoping that you'd have dinner with him tomorrow night?
Bak, iyi birine benziyorsun ve söz veriyorum ki normal bir insanım, o yüzden sadece Penny ve seni yarın akşam yemeğine çıkarmak isteyen Doug olduğumuz halimize geri dönebilir miyiz?
So one night when you knew that Shane would be there, you walked in on them.
Shane'in orada olacağını bildiğin bir gece yanlarına gittin.
I never thought I would be so glad to see you as I was that night.
O gece seni görünce bu kadar mutlu olabileceğim aklımın ucuna gelmezdi.
So, that was, uh, fun last night.
Pekala dün gece eğlenceliydi.
So tell me, how do you know that guy I saw leaving here last night?
Anlat bakalım, dün akşam giderken gördüğüm adamı nereden tanıyorsun?
So that wasn't a kiss good-bye last night?
O zaman dün geceki bir veda öpücüğü değildi, di mi?
So, I just wanted to come by and tell you that I was thinking about you last night.
Dün gece seni düşündüğümü söylemek için geldim.
Jon e-mailed me the script and I was so excited I think I sat down that very night.
John, senaryoyu gönderdi ve o kadar heycanlanmıştım ki bütün gece uyuyamayacağımı düşündüm.
That poster got me laid when I got home last night, so do your worst.
Dün gece evde o poster sayesinde seks yaptım, o yüzden elinden geleni ardına koyma.
So, tonight is Marc's night with Max, which means I have no morning duty, which means Mommy is gonna get hammered tonight. Yeah! Are you sure that's safe?
Bu akşam Marc, Max ile olacak bu da demek oluyor ki sabah görevim yok bu da demek oluyor ki annecik bu gece kör kütük sarhoş olacak.
Well, you're scarfing that down like a homeless person, but you didn't touch your Sushi, and you were tossing your drinks over your shoulder all night, so congratulations on being pregnant?
Evsiz bir insan gibi tıkınıyorsun ama suşine elini bile sürmedin. Ayrıca içkilerini bütün gece omzundan arkaya döktün. Hamile olman konusunda tebrikler?
Hey. So that kid from the other night, the one with the shadows.
Hey, şu geçen geceki gölgeli adamı hatırlıyor musun?
So you did have sex with your husband that night, knowing that he wasn't medicated.
Yani o gece ilaçlarını almadığını bildiğiniz halde kocanızla seks yaptınız.
I woke up in the middle of the night and I realized we should adjust the charts so that dividends are grouped by asset class.
Gece yarısı uyandım ve tabloları hazırlamamız gerektiğini ve gruplara sunmamız gerektiğini düşündüm.
That's why this night is so hard for me.
İşte bu nedenle, bu gece benim için çok zor.
Her eyes in heaven Would through the airy region stream so bright... that birds would sing and think it were not night.
Gözleri gökte öyle parıltılarla geçerdi ki havadan kuşlar ötüşürdü gün ağardı sanarak.
So, uh, did you read the paper about that robbery last night?
Dünkü gece ki soygunla ilgili haberi gazetede okudun mu?
- wherever you are, day and night. I'll give it to you again sometime so that you'll be able to reach me in the... in the nighttime.
O zaman numaramı yeniden vereyim, böylece geceleri de bana ulaşabil.
Okay, the other night, we made love, and it was so intense that we just lay there in silence for, like, an hour afterwards.
Peki, önceki gece seviştik ve çok ateşliydi. Ardından bir saat sessizlik içinde uzandık.
Now the police know that I lied about treating you, and they're not protecting the clinic anymore, so we got robbed last night.
Şimdi polis senin tedavin hakkında yalan söylediğimi biliyor. Ve artık kliniği korumuyorlar. Bu yüzden de geçen gece soyulduk.
And I was so scared, I finally told them that... Maybe I was at the house with Patrick the night that Meredith was killed.
Çok korkmuştum, Sonunda meridith'in öldürüldüğü gece belki de patrick'le evde olduğumu söyledim.
So this was that same night?
Yani bu aynı gece mi oldu?
So in a not-snooping, not-judging way, I noticed that you came home a little late last night.
Ee, meraklı ya da yargılayıcı değilim, ama dün gece eve oldukça geç geldin.
I'm going to be up studying all night, so I can do that here just as easily.
Sabaha kadar ders çalışacağım nasılsa. Burada da yapabilirim.
Well, last night was great, and you are terrific, but we work together now, so maybe we should just leave it at that.
Dün gece harikaydı, ve sen mükemmelsin, ama artık beraber çalışıyoruz, bu nedenle belki de öyle bırakalım kalsın.
I'm so glad to hear you say that because I volunteered our apartment for a big NRDC fund-raiser tomorrow night. You're-You're cool with that, right?
Böyle söylemene çok sevindim çünkü yarın gece TKKK'nın düzenlediği bağış gecesini bizim evde yapabileceklerini söyledim.
So that first email last night,
O zaman dün gece ki ilk email
So your father had a mild heart attack on Saturday night and then a second on Sunday and that was quite bad, to be honest.
Baban cumartesi gecesi ağır bir kalp krizi geçirdi ve pazar günü ikinci bir tane ve dürüst olmak gerekirse o da bayağı kötüydü
No-one wants to admit that the Big Apple has a big rat problem, so Jeff and Junior only work at night.
Kimse büyük başın büyük derdi olabileceğini kabullenmek istemiyor, bu yüzden Jeff ve Junior sadece geceleri çalışıyorlar.
So that was last night.
Pekâlâ, bu dün geceydi.
So I live in the knowledge that one night, perhaps tonight, perhaps tomorrow, there will be a knock at my hotel room door.
Bir gece ; belki bugün, belki yarın gece otel odamın kapısının çalınacağı bilgisiyle yaşıyorum.
So unless you're washing your hair that night, you let me know.
Olur da saçını yıkamazsan, bana haber ver.
So, you saw Kim the night that she disappeared.
Demek ortadan kaybolduğu gece Kim'i gördün, öyle mi?
Everything was so peaceful, everything is silent a dream at night that passes
Her şey öylesine sakin Her şey sessiz İlerleyen gecede hayal kuruyorum
Everything is so calm apparently a dream at night that passes
Her şey öylesine sakin Görünürde İlerleyen gecede hayal kuruyorum
Everything is so calm after the dance a dream at night that passes
Her şey öylesine sakin Dansların ardından İlerleyen gecede hayal kuruyorum
So to that now you can add bellhop, waitress, housekeeping. I've been here all night.
Şimdi valiz taşıma, garsonluk ve oda bakımı işlerini de eklersen bütün gece buradaydım.
But my night is sort of turning around a little bit and I may be home late, so can you just tell her that I- -
Fakat gecem değişmek üzere ve eve geç gelebilirim, ona şunu söyler misin- -
Okay. So if that's a "no" on the sex, I will bid you good night.
Pekâlâ, bu seks yapmayacağız demekse sana iyi geceler diliyorum.
So I'll stay another night, if that's OK?
Senin için sorun yoksa bu gece de kalabilir miyim? Tabii.
That's just a cuddly thought so you can sleep at night.
Bu geceleri rahat uyuyabilmen için düşünülmüş hoş bir düşünce.
He was so determined that he perfected lenses that, for the first time, could magnify the night sky by 20 times.
Mercekleri, gece göğünü ilk kez yirmi kat büyütebilecek hâle getirinceye dek mükemmelleştirmeye azmetmişti.
the miserable ass that d-died alone last night, but the, um, sad weirdo that he used to be before he got so angry and started hating everyone.
Sinirlenip herkesten nefret etmeden önceki hali için.
And, you know, it used to make me so goddamn mad when I would think that my mother, unlike white teachers, was required to scrub the floors of her classroom every night.
Ve annemin, beyaz öğretmenlerin aksine her akşam sınıfını paspaslamak zorunda olduğunu düşününce çıldıracak gibi olurdum.
So, the night that Justice Tom Clark resigned, we all went to a party in his honor.
Hâkim Tom Clark'ın görevinden ayrıldığı gece hepimiz onun şerefine verilen bir partiye gittik.
That's about enough parenting for me for one night, so good night.
Bu gecelik yaptığım ebeveynlik yeter, iyi geceler.
so that's it 702
so that's how it is 38
so that's it then 31
so that's good 117
so that's a yes 42
so that's a no 42
so that's why 41
so that's a 20
so that's something 28
so that's why you're here 22
so that's how it is 38
so that's it then 31
so that's good 117
so that's a yes 42
so that's a no 42
so that's why 41
so that's a 20
so that's something 28
so that's why you're here 22
so that's that 41
so that's what happened 22
so that's 181
so that was it 21
so that's what i did 29
so that means 41
so that's what we're gonna do 16
so that's what this is about 48
so that's what 16
so that 162
so that's what happened 22
so that's 181
so that was it 21
so that's what i did 29
so that means 41
so that's what we're gonna do 16
so that's what this is about 48
so that's what 16
so that 162
so that's what this is all about 17
so that was 17
that night 595
night 2638
nightmare 102
nights 96
nightingale 38
nighty 93
nightmares 72
nighter 122
so that was 17
that night 595
night 2638
nightmare 102
nights 96
nightingale 38
nighty 93
nightmares 72
nighter 122
nighthorse 18
nighty night 21
night and day 58
nightcap 16
night shift 20
night moves 16
nightclubs 16
nighters 22
night stands 48
night vision 17
nighty night 21
night and day 58
nightcap 16
night shift 20
night moves 16
nightclubs 16
nighters 22
night stands 48
night vision 17