Some time ago Çeviri Türkçe
495 parallel translation
Of course, that was some time ago.
Tabi, o bir zaman önceydi.
"And Elsa, who kicked me some time ago, she shall also burn at the stake."
"Ve bir süre önce beni döven Elsa da,.. ... kazığa bağlanıp yanmalı."
Coagulated blood denote murder committed some time ago.
Pıhtılaşmış kan cesedin uzun süre önce öldüğünü gösterir.
I received it some time ago.
Kimonoyu bir süre önce teslim aldım.
- Can you tell me why you didn't get married some time ago?
Neden daha önce evlenmediğinizi söyler misiniz?
You decided what you were going to do, Charles, some time ago.
Sen ne yapacağına zaten karar vermişsin Charles.
- We met some time ago.
- Daha önce karşılaşmıştık.
- That was some time ago?
- Bu ne zamandı? - 1912, efendim.
Some time ago, you spoke about my writing again.
Bir süre önce, tekrar yazmam üzerine konuşmuştuk.
A geologist found some Belgian coins not far from here some time ago.
Yakın zaman önce bir jeolog buraya yakın bir yerde Belçika paraları buldu.
Of course that was taken some time ago.
Tabii bu bir zaman önceydi.
Some time ago she came down with a slight cold.
Kısa bir zaman önce soğuk algınlığından hastalandı.
She was a famous actress who came to America some time ago.
Bir süre önce Amerika'ya gelen ünlü bir oyuncuydu.
That's very possible, although it must have been some time ago.
Olabilir ama herhalde uzun zaman önceydi.
As a matter of fact, Professor Berent died some time ago in the East and his body was cremated.
Aslında Profesör Berent bir süre önce doğu yakasında öldü ve cesedi yakıldı.
Sorry, we did some time ago, but they don't sell well.
Bir süre önce yapıyorduk ama pek satılmadığı için daha yapmadık.
- It started some time ago. - Hmm?
Biraz önce başladı bile.
I seem to remember the deal now, quite some time ago.
Galiba başka bir isim yazıyordu,... bir süre önce.
Some time ago, soon after Oliver was taken from your house in Pentonville, I saw this man Monks for the first time... and the other day I saw him again.
Bir süre önce Sliver, Penxonville'deki evinizden alındıktan hemen sonra bu Monks denen adamı ilk defa gördüm.
- My husband passed on some time ago.
- Kocam kısa süre önce vefatetti.
You've heard testimony that you borrowed the sack some time ago from your brother.
Çuvalı, kardeşinizden bir süre önce aldığınızı söyleyen ifadeyi duydunuz.
We heard that your partner is the same Professor Jarrod... whose museum on 24th Street burned down some time ago.
Partnerinizin Profesör Jarrod ile aynı olduğunu duyduk... 24. Caddede müzesi olan, kısa süre önce yanmıştı hani.
Some time ago.
Bir süre önce.
Some time ago, I ran into your surveyor and we exchanged confidences.
Bir süre önce müfettişinize rastladım. Sırlarımızı paylaştık.
I meant some time ago, not yesterday.
Yıllar öncesinden bahsediyorum.
We had a talk some time ago, didn't we?
Bir ara konuşmuştuk değil mi?
He just drove away some time ago.
Bir süre önce atıyla gitti.
- That was taken care of some time ago.
- Bizi daha önce tutukladılar.
Some time ago.
- Çok önce.
What do you mean, "some time ago"?
"Çok önce" nin anlamı ne?
There was a strike some time ago.
Bir süre önce grev vardı.
That was some time ago.
- Epey zaman geçti.
I did that some time ago and I never could work it out till you showed some interest.
Doğru bildiniz. Yazalı bayağı oldu ama bir türlü bitiremedim. Ta ki siz ilgi gösterene dek.
We had it some time ago.
Bizde daha önce vardı.
It disappeared some time ago.
Uzun zaman önce kayboldu.
HE LEFT SOME TIME AGO, MARKI E.
Hayır, merak etmez. Annem yok benim.
Our friends think you should have taken silk some time ago.
Arkadaşlar ipek kumaş almanız gerektiğini düşünüyor.
Yes, I met him some time ago.
Evet, onunla bir süre önce tanıştım.
Man : THAT MUST'VE BEEN SOME TIME AGO.
Bu uzun bir süre önce olmalı.
Yes, I handed in several affidavits that was some time ago.
Uzun zaman önce dilekçe vermiştim.
It happened some time ago... being a scientist, I just happened to have stumbled on one of the curious mysteries of science.
Belli bir zaman önce bir ilim adamı olarak, kendimi ilmin esrarengizliğine aşırı bir merak sonucu kaptırdım.
I wrote to you some time ago.
Sana uzun zaman önce mektup yazmıştım.
Yes, some time ago he used to request my services on a regular basis.
Evet, bir zamanlar. Benden esaslı birşey rica etmişti.
Some time ago. Have you only just noticed?
Masumiyetini yitireli çok oluyor.
- Brady bought him some time ago.
- Brady onu çoktan satın aldı bile.
They started it some time ago.
Başlayalı bayağı oldu.
Some time ago, that remark of yours might have got you into a lot of trouble.
Bir süre önce yaptığın yorumlar başını ciddi şekilde belaya sokacaktı.
We met... some time ago.
Onunla... bir süre önce tanışmıştık.
Some time ago, there was a reward out for Bill San Antonio.
Bir süre önce, Bill San Antonio için bir ödül vardı.
You must have lost it at some preview, a long time ago
Onu uzun süre önce kaybettiğinden, eminim.
I can't understand why some guy didn't snap you up a long time ago, Mrs Rogers.
Sizi neden çok önceden kapmadıklarını anlamıyorum, Bayan Rogers.
some time 40
agony 24
agos 130
agostino 34
agol 18
some shit 16
some tea 50
some things never change 79
some water 72
some coffee 46
agony 24
agos 130
agostino 34
agol 18
some shit 16
some tea 50
some things never change 79
some water 72
some coffee 46
some other time 241
some people 166
some days 109
some of them 141
some guys 22
some guy 83
some say 34
some money 21
some people say 21
some help 17
some people 166
some days 109
some of them 141
some guys 22
some guy 83
some say 34
some money 21
some people say 21
some help 17
some more 41
some of it 85
some people do 20
some of you 27
some wine 50
some of us 51
some food 30
some kind of monster 20
some day 141
some more than others 41
some of it 85
some people do 20
some of you 27
some wine 50
some of us 51
some food 30
some kind of monster 20
some day 141
some more than others 41