Spare me the details Çeviri Türkçe
51 parallel translation
Spare me the details.
Detayları anlatma.
- Spare me the details.
- Detaylara girme istersen.
Spare me the details.
Detayları kendine sakla.
- Thanks, but please spare me the details.
- Teşekkür ederim, ama lütfen detayları almayayım.
Alright, spare me the details.
Tamam, detayları anlat.
Spare me the details.
Sen hamileydin.
- Spare me the details. - Where the hell do you get off?
- Nereye varmak istiyorsun?
Spare me the details.
Detaylara girme.
Spare me the details.
Detaylarla vaktimi alma.
Spare me the details.
Lütfen detayları anlat.
- Spare me the details.
- Gereksiz detayları geç.
- Spare me the details.
Beni ayrıntılarından esirge.
Spare me the details, please.
Bana detayları anlatma lütfen.
Spare me the details.
Bu detaylarla yoruyorsunuz beni.
You can spare me the details.
Detayları bana anlatmasan da olur.
Spare me the details.
Detayları anlat.
And I said, "Spare me the details and make it happen."
Sonra da detayları konuştuk. Ve yaptık. Bunda ne var ki?
And I said, " Spare me the details.
Ben detayları anlat dedim.
Spare me the details.
Ayrıntıya boğ beni.
Spare me the details!
Detayları anlat!
All right, okay, spare me the details, all right.
Pekala, tamam. Detayları boş verelim.
Well, spare me the details.
Neyse. Detayları anlatırsın.
Spare me the details.
Detayları geç.
Spare me the details.
Detaya girmeyelim lütfen.
Oh, spare me the details.
Detayları anlatma.
Spare me the details, all right?
Ayrıntıları kendine sakla olur mu?
But spare me the details.
Fakat bana detayları anlat.
Spare me the details, will you?
Bana detaylı anlatmasan, olur mu?
Spare me the details
Bunları bana anlatma.
Jenna, spare me the details.
Jenna, detayları boşver.
I'm not a programmer, spare me the details.
Ben programcı değilim, detaylara ihtiyacım yok.
Spare me the details.
Detayları es geç.
You were right to spare me the details, because they make me sick.
Bana ayrıntıları söylememekle iyi etmişsin çünkü midem bulandı.
You can spare me the details, please.
Detayları söylemesen de olur.
Spare me the details. Give me the time frame.
- Detayları geç.
Spare me the details.
Detayları boş ver.
Spare me the details.
Detaylardan bahsetme.
Yes, spare me the details.
Evet, detayları kendine sakla.
- Spare me the details.
- Detaylarla beni uğraştırma.
Now, I'll spare you the pitiful details of his life and only say, that thanks to me, he became one of the most prominent lawyers in San Francisco.
Şimdi, sana hayatının zavallı ayrıntıları yedek ve sadece söylemek ll, San Francisco bana sayesinde bu, o en önemli avukatlarından biri oldu. Arkadaşlar, bu bir uzak olsun izin vermeyin.
All right, spare me the gory details.
İğrenç kısımları atla.
Spare me the details.
- Ayrıntıları bilmek istemiyorum.
I'll spare you the gruesome details, lad, but trust me, they're dreadful animals.
Sana bazı detayları anlatacağım, küçük adam. Fakat emin ol, onlar çok vahşidir.
Spare me the filthy details.
İğrenç ayrıntılarla beni bayma.
"Spare me the graphic, biological details."
"Anne, biyolojik ayrıntıları anlatma bari." diyordum.
And don't spare me the gory details.
İlginç ayrıntılarla vaktimi alma.
I mean it... Spare me the lurid details.
Ciddiyim, bu detayları benle paylaşmana gerek yok.
Spare me the fucking details.
Detayları anlatma bana.
Spare me the sordid details of my origin.
Köküme dair iğrenç detaylarını kendine sakla.
Spare me the graphic details.
- Lütfen, bana hiç anlatma.
spare me 169
spare me the lecture 17
the details 32
spare 17
spare some change 26
spare my life 16
spare him 19
spare us 23
spare me the lecture 17
the details 32
spare 17
spare some change 26
spare my life 16
spare him 19
spare us 23