Squeeze me Çeviri Türkçe
343 parallel translation
And he's trying to squeeze me out.
Bu yüzden beni oradan kovmak istiyor.
I thought perhaps you might be able to squeeze me in.
Düşündümde belki benide içeriye sokabilirsin.
Don't squeeze me! Don't squeeze!
Sıkma beni!
A brand new release from the funk capital of the world, Squeeze Me.
Dünyanın funk merkezinden yepyeni bir parça ile veda edelim : Squeeze Me.
You can't squeeze me through that door.
Beni bu kapıya sıkıştıramazsınız.
Squeeze me tight and now kiss me.
Beni sıkıca kucakla...
"Squeeze me tight", "Kiss me everywhere"
"Beni sıkıca kucakla", "Her yerimi öp".
Squeeze me some orange juice!
Bana biraz portakal suyu sık!
Was I paranoid, or they would squeeze me?
Çok harikaydınız, bende sizi çekerken çok dikkatli davrandım.
Don't squeeze me so hard.
Beni o kadar sert sıkma.
I told you before not to squeeze me so tight.
Sana beni sıkmamanı daha önce söylemiştim.
Squeeze me.
Sık beni.
- Squeeze me tight.
- İyice sık beni.
Squeeze me in?
Beni de alır mısın?
Don't squeeze me like that.
Beni böyle sıkboğaz etme.
Hold me, baby, squeeze me
Sar beni, tut beni
Look, I'll try to squeeze you all in, okay? BARRY : Think you can squeeze me in?
Gideon, bize isletim sisteminin nerede oldugunu gösterebilir misin?
I like it when you get on top of me, and squeeze me real hard between your legs, and when you rub against me.
Ve sen üzerime çıktığında, bacaklarının arasına sıkıca bastırmayı, ve senin sürtünmeni isterdim.
Squeeze me like I was an SW seven forty-seven... double-action magnum... with an extended chrome eight-inch barrel... just begging for a few squirts of gun oil.
Beni sanki 7 / 47'lik, tam otomatik,..... 8 inçlik uzun namlulu, krom,..... çok az silah yağına ihtiyaç duyan..... bir SW ( Smith Wesson ) Magnum'muşum gibi sık.
Squeeze me.
Sıkın beni.
squeeze me gently
YAVAŞÇA SIKIN.
Squeeze the milk out of one and bring me a glass.
Bir tanesinin sütünü sıkıp bana getirir misiniz?
- Could you squeeze the coffee pot for me?
- Çaydanlığı sıksanız benim için de bir bardak kahve çıkar mı acaba?
And now he'd like to squeeze out the last drop of it by havin'me.
Bana da sahip olup tüm amaçlarına ulaşmak istiyor.
The bookies are putting the squeeze on me.
Bahisçiler beni sıkıştırıyor.
You'll squeeze it out of me with those big, strong arms.
Şu kocaman, güçlü kollarınla beni sıkarak onu içimden çıkarırsın.
Do you want me to squeeze?
Ezeyim mi?
With you in the Senate and me in the House, we'd squeeze an air service out of them that'd blacken the sky with planes.
Sen senatoda, ben Beyaz Sarayda Seninle gökyüzünü karartacak bir hava kuvvetleri oluşturabiliriz.
Look, Slade's got the squeeze on me.
Slade beni köşeye sıkıştırdı.
If you can hear me, squeeze my hand.
Eğer duyuyorsan, elimi sık.
He began to squeeze me harder and harder until I almost fainted.
Göğüslerimi öyle çok sıktı ki neredeyse bayılacaktım.
Clouseau is sitting there, in a chair just like you, with his back to me. And then suddenly, my hands go round his throat and I begin to squeeze.
Clouseau orada bir iskemlede, senin gibi arkası bana dönük oturuyor ve ve sonra birden ellerim gırtlağına yapışıyor ve sıkmaya başlıyorum.
Let me help you squeeze out some blood.
Durun pansuman yapayım!
Listen, you asked me to let you in. I ain't exactly paying'you dog-squeeze.
Bak, sana az uz para vermiyorum.
It makes me crazy thinking of those guys treating my squeeze like a sex object.
Manitama seks objesi gibi davranmaları beni çıldırtıyor.
Devon, it seems to me... the Department ofJustice is trying to put the squeeze on her.
Devon, bana öyle geliyor ki, Adliye Bölümü kızı köşeye sıkıştırmaya çalışmış gibi.
If you're going to fart, if you're going to squeeze cheese, let me know, okay?
Osuracağın zaman beni uyar.
- Give Mr Perfecto a squeeze for me.
Tatlım benim için Bay Harikayı öp.
Tomorrow I will take 50 men with me... find these three gringos, open their stomachs... grab their intestines and squeeze the shit out of them!
Yarın, yanıma 50 adam alır bu soytarıları bulup karınlarını yarar bağırsaklarını söküp, içlerini dışlarına çıkartırım.
Tell me we don't have the same rights as a bank president and his squeeze.
Hayır, o artık erkek köpek değil, biraz şey olacaktır. Ee, aynı bir... Aynı bir kız gibi.
Tell me we don't have the same rights as a bank president and his squeeze.
Bana başkan ve sıçanlarla aynı hakka sahip olmadığımı anlatma.
Trying to squeeze an inch in on me, huh?
Beni kazıklayabileceğini mi sanıyorsun?
Are you going to bring me my lemon or do I have to squeeze it from my hat?
Limonumu getirecek misin yoksa şapkamdakini mi sıkayım?
Tack, how about letting me squeeze off a few rounds of that baby?
Şu parçayla birkaç el ateş etmeme ne dersin Tack?
As long as there's a possibility, if you eyeball my main squeeze, Peeping Tom her until you can semaphore me.
Olasılık olduğu sürece metresime gözünü dikip bana işaret verebilene dek onu dikizleyeceksin.
Go give Mimona and her girlfriend a squeeze for me.
Mimona ve kız arkadaşını benim için öp.
Are you trying to tell me that in a town of 815 people, with 16 hours of daylight, you can't squeeze everybody in?
Yani sen bana 815 nüfusu ve 16 saat gündüzü olan bir kasabada herkesi programına sıkıştıramayacağını mı söylüyorsun?
- Squeeze the trigger and kill me.
- Tetiği çek ve beni öldür.
I like you to strip me real slowly, then I climb on top of you, and squeeze you real hard between my legs.
Beni yavaşca soymanı, Sonra üstüne çıkıp, bacaklarımın arasına sertçe sürtünmeyi.
I want you to kiss me and squeeze my nipple.
Beni öpmeni ve göğüs uçlarımı sıkmanı istiyorum.
Give me a squeeze.
Sarıl bana.