Standing here Çeviri Türkçe
3,069 parallel translation
Look, I don't know who you are, and you're standing here with a rifle.
Bak, senin kim olduğunu bilmiyorum, üstelik buraya bir tüfekle gelmişsin.
I wouldn't be standing here today had it not been for Stark.
Stark olmasaydı bugün burada olamazdım.
You know, if someone had told us three months ago that we'd be standing here, a little dinged up, a few sleepless nights under our belts, but alive, hey, you got to turn that frown upside down.
Ama eğer birisi bize 3 ay önce burada olacağımızı söylese, biraz tökezler, bir kaç uykusuz gece geçirirdik hey, ama tüm işler tesine döndü.
I mean, what's not my job is to be standing here, tasting 14 different varieties of dry cake, you know?
Burada dikilip, 14 farklı çeşit pastayı tatmak benim işim değil.
He's been standing here for hours.
Saatlerdir burada duruyor.
Well, what are we standing here for, then? !
Neyi bekliyoruz o zaman?
Or rather : I'm standing here and watching you.
Daha doğrusu burada durup sizi izliyorum.
How are you standing here? Was your case thrown out?
- Peki nasıl burada olabiliyorsun?
Standing here looking at my brother and the rest of my family... ♪ last night you were in my dreams ♪. I don't want my life to change.
Şurada duran kardeşime bakın ve ailemin geri kalanına... ♪ last night you were in my dreams ♪.
Well, that's why I'm standing here.
Konuşmamız gerek, Joe.
- Then why am I standing here?
- Öyleyse neden burada karşındayım?
I'm just standing here.
Neden sadece burada durasın ki?
'Cause I'm standing here talking to a man who doesn't want to be found.
Çünkü burada durmuş bulunmak istemeyen bir adamla konuşuyorum.
We're still standing here.
Hâlâ buradayız.
He did, he won,'cause I'm standing here, I'm telling you, I will kill this man, I'll say I did it on my own,
O beni yıktı o kazandı çünkü ben burada durup bu adamı öldüreceğimi söylüyorum ve kendi isteğimle öldürdüğümü söyleyeceğim.
She showed me everything that I could have and be, and I went for it, and that's why I'm standing here today in front of you, and I want you to ask yourselves the same question.
Nasıl biri olabileceğimi, nelere sahip olabileceğimi bana o gösterdi ben de onu izledim ve bu sayede bugün burada karşınızda bulunuyorum. Sizlerden de kendinize aynı soruyu sormanızı istiyorum.
So, I'm standing here before you today with a renewed sense of my own future.
Bugün burada karşınızda geleceğime dair yenilenmiş düşüncelerimle dikiliyorum.
So what are you still doing standing here?
O zaman niye hala burada dikiliyorsun?
Jerry, what are you doing standing here?
Jerry, niye hala ayakta dikiliyorsun?
Since we happen to be standing here in Cumberland county, shouldn't sheriff Wilkins be the one asking the questions?
- Cumberland ilçesinde olduğumuza göre, bir soru sorulduğunda Şerif Wilkins olmamalı mıydı?
Now that I'm standing here looking at you, I just...
Şimdi senin karşındayım ve -
And I'm just standing here like I'm okay with it.
Ve ben de burada sanki hiçbir sorunum yokmuş gibi duruyorum.
Why are you standing here?
Niye burada dikiliyorsun?
Why are you standing here?
Neden öyle duruyorsunuz?
You're still standing here?
Hala duruyor musunuz?
And now I'm standing here.
Ama şimdi karşındayım.
Speaking of tenacity, Amber is standing here today. With stress fractures in both feet.
Azim demişken, şu anda Amber'ın iki ayağında da kırık var.
You were standing here by the lamppost. You dropped the backpack and then you started running as it exploded and killed five people.
Burada lambanın yanında duruyordun çantayı bıraktın sepep olacağın patlamadan kaçmaya başladın ve 5 kişiyi öldürdün.
- Okay, but you're still standing here.
- Tamam, ama hala burada dikiliyorsun.
I bought pep while you've been standing here...
Sen burada dururken Pep'i satın aldım...
What, by the dead woman standing here?
- Neyden, şurda duran ölü kadından mı? !
I'm standing right here, okay? It's not my fault y'all can't spoof a CCTV.
Bir kamerayla baş edemiyorsanız benim suçum değil.
Unless Emmy pees standing up, there was a guy here.
Emmy ayakta işemeye başlamadıysa, burada bir adam varmış.
Okay, maybe you all should realize I'm standing right here. Oh, oh, okay. Sorry.
Belki hâlâ burada olduğumu fark edersiniz.
You don't have to scream. I'm standing right over here.
Bağırmana gerek yok.
I'm standing right here.
- Duydum seni. Tam karşında duruyorum.
♪ I'm a world away from you ♪ ♪ but here you are standing beside me ♪
# # Miranda Frigon
will be added to the list, hoping that one day, they will be standing right here.
Bir gün tam burada duracaklarını umarak.
There's one mad man standing in front of you, there is no place here for another mad person,
Önünde deli bir adam duruyor.. başka bir delinin burada yeri yoktur..
We'll be standing by right here, sir.
Burada bekliyor olacagiz efendim.
I don't really see any other reason for you to be standing around here talking to me.
Burada durup, hâlâ benimle konuşman için başka bir neden göremiyorum.
According to the photograph, he was standing roughly here, George.
Fotoğrafa göre aşağı yukarı burada durmaktaydı, George.
Who is this handsome young man standing off to the side here?
Bu yanında duran yakışıklı genç de kim?
Why would you be standing just here?
Ben... Şeyi kontrol ediyordum... Gir içeri.
♪ Standing right here by your side ♪
Yanı başında bekliyorum
- You'll be standing over here.
- Sen burada duracaksın.
She's right here with us, she's standing in that light that I experienced when I died, and we're gonna step into that light, and we're gonna say,
Şu an burada bizimle. Öldüğümde gördüğüm o ışığın ortasında bekliyor şu an. Hep beraber o ışığa adım atıp, şöyle diyeceğiz :
We will have supplies standing ready for you here.
İkmal malzemeleri burada sizi bekliyor olacak.
I must have been standing right here when I ambered this lab.
Laboratuvarı kehribarladığım sırada tam burada duruyordum demek.
Then you've got netball which here is schoolgirls standing, so you can only move one foot, and there's four parents watching, and over there it's, what is it?
Orada oturan kızlarla netbol oynamalısın bu yüzden sadece tek adım atabilirsin ve izleyen dört tane ebeveyn var ve oradaki de ne?
Don't tell me Ambrose has you standing watch out here.
Ambrose seni burada nöbete mi dikti yoksa?
here 35434
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
here we are 2264
here it is 2313
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
here we are 2264
here it is 2313
here she comes 366
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here we come 237
here they come 557
here they are 545
here's my 20
here we 20
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here we come 237
here they come 557
here they are 545
here's my 20
here we 20