Surprise me Çeviri Türkçe
2,663 parallel translation
It don't surprise me.
Beni şaşırtmadı.
Don't surprise me either.
Bu da beni şaşırtmadı.
Oh, why doesn't that surprise me?
Neden şaşırmadım acaba?
And don't ever surprise me again.
Bir daha asla beni şaşırtma.
I like life to surprise me.
Hayatın beni şaşırtmasını seviyorum.
Now, surprise me.
Şimdi, beni şaşırt.
Uh... Surprise me.
Şaşırt beni.
That would surprise me.
Ona pek ihtimal vermiyorum.
Well, that doesn't surprise me ;
Bu beni şaşırtmaz.
Somehow that doesn't surprise me.
Her nasılsa buna şaşırmadım.
Doesn't surprise me.
Bana sürpriz olmadı.
Don't ever surprise me with a transmission from count dooku.
Kont Dooku'dan gelen bir mesajla bir daha bana sürpriz yapma.
Surprise me.
Şaşırt beni.
- Well, if readers like Adrien who voted for him does not surprise me...
- Adrien gibi okuyucular oyladıysa hiç şaşmadım.
Oh, man, she looked just like her. Doesn't surprise me. Really?
O gibiydi sanki
After all these years, you continue to surprise me.
Bunca yıldan sonra hâlâ beni şaşırtmaya devam ediyorsun.
And it's probably a good thing because at this point there's nothing that you can say or do that's gonna surprise me.
Neyse ki bu iyi bir şey, çünkü artık yapacağın veya diyeceğin hiçbir şey beni şaşırtamaz.
Promise me that you will surprise me again.
- İmkansız! Neye dayanarak bu suçlamayı yapıyorsun?
- Surprise me.
- Şaşırt beni.
Don't fucking surprise me with bullshit.
Bana sürpriz falan yapmaya kalkmayın.
You surprise me, Batiatus.
Çocuğun yeteneği yok yahu işte!
You surprise me, Batiatus.
Beni şaşırtıyorsun Batiatus.
It wouldn't surprise me if he wasn't.
Evli değilse de, pek şaşırmazdım.
Mm-hmm. Man, I thought a lot about you while I was gone, About how you used to surprise me, challenge me all the time.
Gittiğimde çok düşündüm senin, bana yaptığın sürprizleri, bana meydan okumalarını.
Well that doesn't surprise me, since you can't talk to chicks.
Kızlarla konuşamadığına göre, pek de şaşırtmadı.
Just pick a date and surprise me.
Bir günü seç ve beni şaşırt.
Well, I wasn't surprised that Larry was trying to get out of his ticket, but what did surprise me was how disappointed you were that that was all he was doing.
Larry'nin cezasını iptal ettirme çabasını anlıyorum ama beni hayal kırıklığına uğratan senin ne kadar şaşkına uğraman.
Now why doesn't that surprise me?
Neden hic sasirmadim acaba?
Are we really, you do surprise me.
Oyle miyiz, beni sasirttiniz.
It wouldn't surprise me if there was a "dosh for you".
Eger "sizin icin para *" olsaydi, hic sasirmazdim. ( * Dosh4You )
I never heard of her when I was undercover there. That doesn't surprise me.
- Görevdeyken o ismi hiç duymadım.
Well, it doesn't surprise me.
Ama şaşırmadım.
Yeah, it doesn't surprise me.
Evet, bu beni şaşırtmaz.
So you must murder me completely by surprise.
Yani beni tamamen sürpriz bir şekilde öldürmeni istiyorum
I got to admit, it took me by surprise, you and her shacking up.
İtiraf etmeliyim ki... -... beraber yaşamanız beni şaşırttı.
You know, maybe I should practice my surprise face when he gives it to me.
Belki de, bunu bana verdiği zaman nasıl tepki vereceğimi çalışmalıyım.
Name me one place where I could surprise him, where he won't see me coming.
Beni hiç beklemediği bir yer. Onu habersiz yakalayabileceğim bir yer.
That d-doesn't come as a great surprise to me.
Benim için büyük bir sürpriz olmadı.
They came on me by surprise.
Aniden üstüme geldiler.
♫ It got me by surprise ♫
¶ Beni şaşkına çevir ¶
She's been stalking me all morning to hang out, and I have to go to Brooke's and help set up for her surprise shower, and I'm running out of excuses.
Sabahtan beri benle takılmak için arayıp durdu benimse sürpriz hediye partisi için Brooke'a yardıma gitmem gerekiyor ve bahanelerim tükendi artık.
He's already got a very low opinion of me so it shouldn't come as much of a surprise.
Zaten benimle ilgili beklentileri oldukça düşük muhtemelen çok büyük bir sürpriz olmaz.
Can you believe penny surprise double dated me?
Penny'nin beni sürpriz çiftler randevusuna dahil ettiğine inanabiliyor musun?
I saw the surprise party you set up for me.
Bana düzenlediğin sürpriz partisini gördüm.
Do you want to tell me what the surprise is now?
Şu süprizin ne olduğunu söyleyecek misin?
I just don't know why he would tell me there's a great big surprise and not tell me what it is.
- Bana bir süprizi olacağını söyleyip, ne olduğunu neden söylemiyor anlamıyorum.
The whole'80s hotel thing took me by surprise, though.
80'lerden kalma otel olayı biraz şaşırttı, doğrusu.
Imagine my surprise when you passed by me on the street.
Düşünsene sokakta yanyana yürürken karşılaştığımızı.
He apparently has some kind of surprise for me.
Görünüşe göre bi süprizi varmış.
So what's the surprise you have for me?
Peki bana süprizin ne?
Claimed he had some kind of surprise for me.
Benim için bazı süprizleri olduğunu söyledi.