Territory Çeviri Türkçe
4,702 parallel translation
Looking for a guide to take us through Indian territory.
Kızılderili bölgesinde bize rehberlik edecek birini arıyoruz.
He's ridden out to Indian territory to get timber.
Kerestelik ağaç bulmak için Kızılderili bölgesine at sürdü.
"Eva found herself in the Nebraska territory a cut-rate railroad dove."
"Eva kendini Nebraska bölgesinde ucuz bir güvercin olarak buldu."
This is Mormon territory, gentlemen.
Mormon bölgesindeyiz, beyler.
You're going alone through Indian territory to a Mormon fort?
Kızılderili bölgesinden tek başına geçerek Mormon kalesine mi gideceksin?
Mrs. Palmer, I believe this to be the finest staircase in the Dakota territory.
Bayan Palmer, Dakota bölgesindeki en güzel merdivenlerin bunlar olduğunu düşünüyorum.
I believe this to be the only staircase in the Dakota territory, Mr. Durant.
Ben de Dakota bölgesindeki tek merdiven olduğunu düşünüyorum, Bay Durant.
This war between vampires and witches wasn't over territory at all.
Vampirler ve cadılar arasındaki bu savaş sınırlar ile ilgili değildi.
You know, we're getting dangerously close to hug territory, so I'm going to fall back. You need a ride?
Tehlikeli bir şekilde sarılma bölgesine doğru gidiyoruz o yüzden ben çekiliyorum.
Comes with the territory. In fact some of my best -
Aslında en iyileri -
You'd be neutral territory.
Tarafsız alan olur.
- I'M JUST MARKING MY TERRITORY. - * THAT FUNKY MONKEY...
Bu bölgeyi geçme.
In the year 850... humanity recovered part of its territory from the Titans.
850 yılında ilk defa insanoğlu devlerden toprağının bir kısmını geri almıştı.
it's completely Titan territory.
Bu noktayı geçtikten sonra tamamen devlerin bölgesinde olacağız.
Nobody here denies we're in uncharted territory.
Ve kaçacaklar. Burada bilinmeyen topraklardayız.
... to help you. he left in search of a new territory.
İlaç arayışındalar... Doğrusu kendi bölük komutanlarını öldürüp yedikten sonra yeni bölgeler bulmak için çekti gitti.
Well, Patty Shack's in the Mayor's territory, so I'll take a sub par breakfast over a bullet.
Patty Shack, Başkanın bölgesinde o yüzden kurşun yerine daha kalitesiz kahvaltıyı tercih ederim.
This is uncharted territory for all of us.
Bu hepimiz için yeni bir şey.
Which means diverting a heavy police presence into Byzlat territory.
Bu da Byz-Lats bölgesine yüksek sayıda polis yönlendirmek anlamına geliyor.
Only on his territory.
Yalnızca bu bölgede.
Irish want to keep the territory and the customers.
İrlandalılar bölgeyi ve müşterileri kaybetmek istemiyor.
You know what, Frankie? This is dangerous territory.
Aslında Frankie, tehlikeli sular bunlar.
- These Mobstaz clowns... they been trying to chip away at my territory.
- Mobstaz soytarıları mıntıkamdan pay almaya çalışıyorlar.
Maybe it's someone marking their territory.
Belki kendi bölgesini işaretlemek isteyen biri.
Comes with the territory.
İş böyle olmayı gerektiriyor.
Take the flashy cases, publish the research, mark her territory.
En göze çarpan vakaları almalar, araştırma yayınlamalar bölge çizmeler.
This is our territory.
Burası bizim bölgemiz.
If you want to establish... your territory, you need to mark it.
Eğer bölgeni belirlemek istersen, orayı işaretlemen gerekir.
And you can't give me a few lousy blocks bordering my own territory?
Kendi bölgem için bana birkaç kötü mahalleyi veremeyecek misin?
They had their territory, we had ours.
Onların kendi toprakları var, bizim kendi topraklarımız.
I'm not here to mark my territory, Agent Gibbs.
Bölgemi işaretlemek için burada değilim, Ajan Gibbs.
As you said, whoever it was felt comfortable enough to venture into your territory.
Aynen söylediğiniz gibi yapan her kimse sizin bölgenize girmeye cesaret edecek kadar rahatmış.
Crick's work had veered into unconventional territory.
Crick'in çalışmaları yön değiştirmişti alışılmadık alanlara doğru.
We're at 324 megajoules and growing stronger... dangerous territory, sir.
324 megajuldeyiz ve gitgide büyüyor. Tehlikeli bölge efendim.
I just can't believe you're going in dark, in hostile territory, without comms, lacking any real physical strength.
Bilgisiz, iletişim cihazı olmadan, gerçek fiziksel güçten yoksun olarak düşman bölgesine gittiğine inanamıyorum.
Gavin and Trevor, they lived in gang territory.
Gavin ve Trevor bir çete bölgesinde yaşamışlar.
This how you run your territory?
- Bölgeni böyle mi yönetiyorsun?
Taking Cairo gave them territory as far as the holiest sites of Islam -
Her zaman farklı inançların ve.. kültürlerin buluştuğu bir şehir oldu.
Ruling over this vast territory with all of the wealth that the empire enjoyed, the Ottomans were able to put together an army that was really the fear of Europe.
İşte "Fetih". Stratejik bir kazanımdan fazlasıydı. Bu şehri almak asırlar boyunca Müslümanların zaferi olarak hatırlanacaktı.
The legacy of the Ottoman Empire is of the subjugation of European peoples, and the expansion of territory by brutal military means.
Yani gördüğümüz caminin görkemiyle kıyaslanamazdı. Ama yine de çok... Birbirlerine çok yakınlar.
"Males of both species define their territory, " then honor the female by inviting them in. "
İki türdeki erkekler kendi bölgelerini tanımlar ve sonra dişilerini oraya davet ederek onurlandırırlar.
See, I'm honoring you by inviting you into my territory.
Gördün mü, seni kendi bölgeme davet ederek onurlandırıyorum.
And Linus is part of that territory.
Linus da o bölgenin bir parçası.
And if you wanna be invited into my territory again, you should probably rethink that.
Sen de benim bölgeme tekrar davet edilmek istiyorsan, tekrar düşünmen gerekiyor.
And it says that we need to define our shared territory together.
Paylaşacağımız alanı beraber belirlememiz gerektiğini söylüyordu.
As long as he stay in line, he still keep his territory.
Yolda çıkmadıkça, bölgesi onda kalacak.
Other predators use this area as their hunting territory, too.
Diğer yırtıcı hayvanlar da bu bölgeyi avlanmak için kullanırlar.
They defend their territory aggressively.
Kendi mıntıkalarını şiddetle korurlar.
He is feared by his victims and competitors, alike, when moving through his territory.
Kendi mıntıkasında gezinmeye başladığında kurbanları da rakipleri de ondan korkar.
This wide and flexible hunting territory, enables the bull shark to adapt to changing environments.
Geniş ve esnek avlanma mıntıkası boğa köpekbalıklarının her ortama uyum sağlayabildiğini gösterir.
That's prime gang territory.
Orası başlıca bir çete bölgesidir.
terrible 650
terri 250
terrific 810
terrified 122
terrifying 108
terribly 58
terribly sorry 73
terrible idea 26
terrible things 71
terrible thing 49
terri 250
terrific 810
terrified 122
terrifying 108
terribly 58
terribly sorry 73
terrible idea 26
terrible things 71
terrible thing 49