That hurts Çeviri Türkçe
2,156 parallel translation
That hurts, Damn it!
lanet olsun!
Hey, that hurts.
Hey, çok acıyor.
That hurts...
Çok acıyor.
A boyfriend discovers a past that hurts him so deeply he seeks comfort in his power.
Gücünde huzur isteyen çok canını yakan bir sırrı keşfeden bir sevgili.
- Ah, there. There, that hurts.
Canım acıyor.
That hurts every time.
Her defasında acıtıyor.
Man, that hurts!
Bu acıtıyor!
That hurts, because you press so hard.
Çok yanmıyor ama, sen biraz zorladın.
- No, that hurts.
- Hayır, acıyor.
That hurts! Tsuruya-san! Huh?
acıdı Tsuruya-san!
That hurts!
Acıttı bu!
That hurts so much that you actually convince yourself You might be dying, because it's the only possible way A human being could feel this sick,
kendini ölüyor olduğuna inandırırsın çünkü bir insanın o kadar acı çekebilmesinin tek yolu budur.
Aah, that hurts, Man..
- Üzüldüm şimdi.
Man, that hurts. I hate when this happens.
Nefret ediyorum bunun olmasından.
That's the side that hurts.
Acıtan tarafı o zaten.
That hurts...
Acıdı.
Oh boy, that hurts.
Çocuklar! İşte bu acıttı.
- Wow. - Yeah, on a few levels, like the fact that her submission was based on my story in "The New Yorker," but... That hurts.
İşte bu acıtır.
And that hurts. - Booth?
Ve acayip koyuyor.
Ah! That hurts!
Acıdı!
that hurts.
Acıdı.
That hurts, right?
Bu acıtıyor, değil mi?
That hurts.
Acıttı ama.
Ow, that hurts!
Ow, bu acıttı!
You know, that-that hurts.
Bu kırıcıydı.
That my own daughter thinks I don't love her enough to support her no matter what choices she makes- - well, that hurts me deeply.
Kendi kızım kimi seçerse seçsin onu destekleyecek kadar kendisini sevmediğimi düşünüyor. Çok üzüldüm.
It shames and hurts me to say that..
Onun cok terbiyesizce davrandigini söylemek..
A true Muslim is the one that never hurts anyone in anyway.
Gercek bir müslüman hic bir sekilde hic kimseye zarar vermeyendir.
I know that really hurts.
Biliyorum bu canını çok yakıyor.
If you can't do that, it never hurts to be in an armored car.
Böyle tüyemiyorsanız, zırhlı bir araba iyidir.
Ouch, that looks like it hurts.
O yara acıtıyor gibi görünüyor.
- That really hurts.
- Bu çok acıtıyor.
Draw consequences. " You can be so naive that it hurts.
Sonuçları çiz. " Can yakan bir naifliğin var.
Oh, it still hurts saying that.
Bunu söylemek hala acı veriyor.
Ow! Geez, that really hurts.
40'lık mı içiyorduk?
Now don't you see that it hurts?
Bunun ona zarar verdiğini görmüyor musun?
That really hurts.
İnsan babasına muz verilince de koyuyor, hayvanat bahçesinde.
When you say that Ronnie hurts you, that's a big deal.
Ronnie'nin sana zarar verdiğini söylemen çok önemli bir hareket.
That... that really hurts.
- Orası! Çok acıyor.
You're hurting him, and your job as a parent is to make sure that nothing hurts him.
Ona zarar veriyorsun. Ebeveyn olarak görevin, ona hiçbir şeyin zarar vermemesini sağlamak.
And when that happens, it hurts the feelings of our troops and then Tinkerbell's light goes out and she dies.
Bunlar olunca askerlerimizin duygulari inciniyor ve sonra Tinkerbell'in isigi sonuyor ve oluyor.
All we've been through with your drinking... That still hurts.
Hatta, Bryan O'Byrne bile İrlanda doğumlu.
That explains why my head still hurts.
Bu kafamın neden hâlâ acıdığını açıklıyor.
That thing's still out there and we've got to find it before it hurts anybody else.
Bu şey hala dışarılarda bir yerlerde... başkalarını incitmeden önce bulmamız gerekiyor.
" that if you love until it hurts,
" Eğer acı çekene kadar seversen,
I know it hurts now, sweetheart, but... that's how you know it was a relationship worth having.
Şimdi canın yanıyor bir tanem, ama böyle böyle ilişkilerinin değerini anlayacaksın.
- That's how I found out what hurts you.
Bu şekilde sana neyin zarar verdiğini buldum.
It hurts him that much.
Çok üzülüyordu.
That really hurts.
Çok acıdı.
It hurts Peter, because it places his wife under suspicion, and then I realized : that's the point.
Eşini töhmet altına soktuğu için Peter'a zarar veriyor ama sonra amacın da zaten bu olduğunu anladım.
It hurts their reputations in the big hotels and that's where the money is.
Büyük otellerdeki itibarlarını zedeler ve esas para orada kazanılıyor.
that hurts my feelings 22
hurts 119
hurts like hell 20
that all started with a big bang 89
that doesn't seem fair 27
that is 2872
that is so lame 16
that is the question 108
that is not 75
that is awesome 117
hurts 119
hurts like hell 20
that all started with a big bang 89
that doesn't seem fair 27
that is 2872
that is so lame 16
that is the question 108
that is not 75
that is awesome 117
that means a lot coming from you 16
that means a lot to me 54
that is not fair 93
that one over there 16
that sounds great 436
that sounds good 394
that is so sweet 227
that sounds fun 130
that was close 355
that is weird 91
that means a lot to me 54
that is not fair 93
that one over there 16
that sounds great 436
that sounds good 394
that is so sweet 227
that sounds fun 130
that was close 355
that is weird 91
that way 1811
that was stupid 112
that is all 319
that is not true 434
that is not the point 62
that is good 189
that is right 117
that is so cool 125
that was quick 252
that is enough 189
that was stupid 112
that is all 319
that is not true 434
that is not the point 62
that is good 189
that is right 117
that is so cool 125
that was quick 252
that is enough 189