English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ T ] / That is a relief

That is a relief Çeviri Türkçe

142 parallel translation
That IS a relief.
Rahatladık.
Well, that is a relief.
Şey, bu içimi rahatlattı.
Boy, that is a relief.
Tanrım, rahatlık buna denir.
That is a relief.
Bu çok iyi oldu.
Oh... That is a relief.
Bu rahatlatıcı.
That is a relief.
Bu içimi rahatlattı.
OBLIGATION. " THAT IS A RELIEF ; KNOWING I'LL NEVER HAVE TO SEE MY OWN KID.
Kendi çocuğumun kim olduğumu bilmeyecek olması büyük rahatlıkmış.
That is a relief, for it has been bruised in its time.
Zamanında incindiğini sizden gizlemeyeceğim.
Yes, that is a relief.
Evet. İçim rahatladı.
Well, you'll be relieved to know I did not punch him in the mouth. That is a relief.
- Şey onun ağzına yapıştıranın ben olmadığımı bilmek seni rahatlatabilir.
That's it. That is a relief.
- Çok rahatladım.
I have to tell you that is a relief to find someone who actually says what they're feeling and what they're thinking.
Gerçekte neler hissettiğini ve neler düşündüğünü söyleyen insanlara rastlamanın rahatlatıcı bir şey olduğunu söylemem gerek.
That is a relief,
Çok rahatlatıcı bir şey bu.
That is a relief to womankind.
Bu kadınlar için iç rahatlatıcı.
That's the trouble with being in love. Even drowning is a relief.
Aşk acısı çekiyorsa, neredeyse sesi bile boğuluyordur.
So we want to rob that treasure as a relief to the villagers which is much better than spending it all ourselves
Yani... hazineyi onlardan alıp köylülere vereceğiz Yani kendimiz için yapıyorsak namerdiz!
I can't tell you what a relief it is that you speak English.
İngilizce konuşmanız ne rahatlık sağladı, anlatamam.
This is not the McCarthy hearings. Oh. That's a relief.
Şimdi rahatladım.
DiphenidoI is a generic drug prescribed for relief of nausea, especially that due to chemotherapy.
Diphenidol kemoterapi gören hastaların vücut direncini arttırmak için kullandıkları genel bir ilaç.
It's such a relief that Gabriel is here.
İyi ki Gabriel burada.
I can't tell you what a relief that is.
Nasıl rahatladığımı anlatamam.
Gee, I can't tell you what a relief that is, Dick.
Ne kadar rahatladığımı anlatamam Dick.
Certainly is a relief to hear that.
Bunu duyunca rahatladım.
For me it was a relief that Herbie is now in peace, and everything is over, for him.
Herbie'nin artık huzur içinde olması beni de rahatlattı. Evet, çok rahatladım. Her şeyi onun için yaptım.
You don't know what a relief that is.
Ne kadar rahatladığımı anlatamam.
That is a relief.
Çok rahatladım.
I can't tell you what a relief that is for me.
Bunun beni ne kadar rahatlattığını anlatamam.
IT IS SUCH A RELIEF TO BE OUT OF THAT WORLD.
Buı dünyadan çıkmak çok rahatlatıcı.
I believe it is safe to say that Jim felt a strange mixture of emotions after returning from the hunt of a man-eater - relief at seeing peace return to the village, but also sadness at knowing this peace had come
İnsan yiyeni avlamayıp, köye huzurun geri döndüğünü gördükten sonra Jim'in çok garip duygular hissettiğini söylemek hiç de zor değil.
The idea of just walking away from all these people that are meant to be my best friends is a relief.
Güya benim en iyi dostum olan bu insanlardan uzaklaşma fikrinin beni rahatlattığı bir noktaya geldim.
- A relief in the knowledge that someone else is alive.
Başkalarının da hayatta olduğunu öğrenmek içini rahatlatır.
"The fact that you can't visit me is, perhaps, a relief for both".
Senin ziyaretine izin verilmemesi sanırım... hepimiz için bir rahatlama oldu.
( Sighs ) That is such a relief because, you know... what with Burt dying, I was worried about you.
Çok rahatladım doğrusu, çünkü Burt öldü diye, senin için endişeleniyordum.
Things were so bad, that this is almost a relief.
İşler çok kötüydü öyle ki, neredeyse bir kurtuluş bu.
Oh, you don't know what a relief it is to hear that.
Bunu duymak beni ne kadar rahatlattı bilemezsin.
After dealing with that Chechnyan lunatic for the past couple of hours, whatever business you have will be a welcome relief.
Saatlerce o Çeçen manyağıyla uğraştıktan sonra ne iş olsa beni rahatlatır.
I guess the elders decided that I must have done something good with my life after all. Which is a relief, considering the mess I made of it.
Ben Elders hayatımda iyi bir şey yapmış olmalı karar sanırım, ki ben bu yapılmış karmaşa dikkate alınarak bir rahatlama, olduğunu.
Oh yeah, yeah, that's a relief, the fat guy strangler is living here, and there's a fat guy in the house.
Oh evet, evet, beni de, şişman avcısı evimizde dolaşıyor ve bu evde yaşayan bir şişman var.
That is a great relief.
- 3 saniye!
Do you feel a sense of relief now that lan Norville is missing?
Ian Norville'in kaybolmasından bir rahatlık hissettiniz mi?
You don't know what a relief that is. Good.
Ne kadar rahatladım bilemezsin.
That is a big relief.
İçim rahatladı...
That is such a relief.
Nasil rahatladim anlatamam.
Oh, great, that is such a relief.
- Harika. İçim rahatladı.
The place is just a relief center that provides senior health care and vocational training. it acts in reality as a training agency for the power elite.
Bina yaşlılara sağlık hizmeti ve mesleki eğitim veren bir destek merkezi. gerçekte iktidar seçkinleri için eğitim ajansı görevi görüyor.
It feels like a relief... to tell you the truth... to know that that burden is gone, the burden of blame.
Rahatlamis gibi hissettiriyor isin gerçegi tasidigin o yükün yok oldugunu bilmek... Suçlamanin yükü.
- Well, that is such a relief.
- Bu çok rahatlatıcı. - Aynen.
God, that is such a relief.
Tanrım çok rahatladım.
Nancy, I know you think that this is a the only relief.
Nancy ancak böyle rahatlayabileceğini düşündüğünü biliyorum.
Arn Magnusson, Cecilia Algotsdotter - - It is a great joy and a relief that I finally can give you my blessing.
Arn Magnusson, Cecilia Algotsdotter evlenmeniz için sizi sonunda kutsamak büyük bir neşe ve huzur benim için.
Oh, that is such a relief.
Ah, çok rahatladım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]