That is not okay Çeviri Türkçe
605 parallel translation
That is not okay.
Bu olamaz.
I fell in love with you. That is not okay, Francis.
- Neresinde sorun yok, sana aşık oldum.
And that is not okay!
Ve bu doğru değil!
- Okay, Dad? . - It is not that wonderful?
Ne güzel değil mi?
That lying, cheating little cocksucker is not moving back into my house until I see some real fucking remorse-itude, okay?
Anladın mı? Göz yaşı istiyorum. Mücevher istiyorum.
Just remember that the first time out, all we want you to do is make contact, so once you get inside his dream, you're an observer, not a participant, okay?
Şunu unutma, bu ilk seferde tek yapmanı istediğim bağlantıya geçmen. Rüyasına girdiğinde gözlemci olacaksın, katılımcı değil. Tamam mı?
All I'm saying is that before calling this group of hackers, assure us that there are not really need to worry, okay?
Sana daha önce de söylediğim tek şey. Araştırma gurubunu aramadan önce. Bu şey için endişeye neden olmadığından emin olalım, tamam mı?
This is not okay. What's that?
Bu hiç iyi değil.
Whatever that is, I am not okay with it.
Nedir bilmiyorum ama hoşnut değilim bundan.
The point is, we had a great time today. To keep it that way... let's not tell your mother about our little wager, okay?
Esas olay bugün harika vakit geçirmemiz, ve bunu sürekli kılmak için... küçük bahisimiz hakkında annene birşey söylemeyelim, tamam mı?
Okay now, as I was about to say, although I find Holling very bright, his classroom work is not reflecting that.
Ben de Holling'in çok zeki olmasına rağmen sınıfta bunu yansıtmadığını söylemek üzereydim.
Okay, look. My job is not who I am. I don't need that.
Meslek Okulunda Nicaragua Tarihi dersini alıp kutu paketi yaptığın işin gibi mi?
"but try not to say" shit "around her, okay..." "She is from Philly," but I don't think she does that anymore
Biliyorsun Philadelphia'lı ve onlar sıradan insanlar değildir.
All I know is that I found someone... Better. ... who was charming and not so nice to me and he died, okay?
Bana kötü davranan, ama çok sevilen, çekici birini bulmuştum ; öldü.
Because I think she senses that we're not okay... ... and Parents'Weekend is coming.
Bence iyi olmadığımızı hissediyor ve "Aile Haftasonu" yaklaşıyor.
Okay, I thought that you were going to go ask Darryl about a job, not a kid.
Darrly'e bir iş sormaya gittiğini sanıyordum, çocuk değil.
OKAY, WELL, I GUARANTEE THAT EXCUSE IS NOT GONNA HOLD UP.
Pekâlâ, bu bahanenin işe yaramayacağını garanti ederim.
No, that is not acceptable, okay.
Hayır. Hayır. Bu kabul edilemez, tamam mı?
AH, LOOK, HE'S NOT LIKE YOU, OKAY? WHAT IS THAT SUPPOSED TO MEAN? MEANING HE'S NOT AN OBVIOUSLY GAY MAN.
Fahişeleri düzmekten bahsederek...
Michael is not like that, okay?
Michael öyle değil, tamam mı?
So, if that's not mature, then I am baffled as to what is. Okay.
Bu da olgunluk değilse o zaman ne bilmiyorum.
This is not how I ever thought that this whole thing would happen, okay?
Bütün bu şeylerin nasıl olacağını hiç düşünmediğimden değil, tamam mı?
Okay that is not French.
Bu Fransızca değil.
- That's okay. Although I'm not sure "merry" is the right word to use around here.
"Mutlu" nun burada doğru sözcük olduğuna emin değilsem de.
Keep this under wraps,'cause this is... I shouldn't say anything'cause this is not... you can tell Cheryl. That's it, okay?
Bu gizli kalsın çünkü hiçbir şey söylememem lazımdı Cheryl'a söyleyebilirsin.
That is not the point, okay?
Tak tak. Marie, birtakım arkadaşlarıyla buraya gelip büyükanne şovunu yapsın diye hayatın bir anda durması mı gerek? Hayır, hayır, sorun bu değil.
Tell him that I'm studying, which is what I am doing... so you will not be lying, okay?
Ki öyle yapıyorum. Bu yalan sayılmaz.
Yeah, Leo, and I'm telling you... that that is not good enough, sir, okay?
Evet, Leo, size söylüyorum... bu yeterli değil, efendim, tamam mı?
Shh! That is not possible, okay?
Bu mümkün değil, tamam mı?
This is starting to sound like an interrogation. If you're not allowed to talk about it, that's okay.
sorun değil.
It is not your fault that Lucero busted out, okay?
Lucero'nun kaçması senin suçun değil.
Okay, that is not funny.
Tamam, bu hiç komik değil.
Okay, that is not how I propose we handle this.
Biz bu konuları böyle halletmeyiz.
Okay, first, nothing is impossible. So let's not focus on that.
Öncelikle, hiçbir şey imkansız değildir o yüzden buna takılıp kalma.
Okay, that is so not happening.
Tamam, bu olmayacak.
I mean, it is, but that's not its express purpose, okay?
Öyle ama asıl amaç bu değil.
It is not okay that I'm aroused by this now.
Bunun artık beni tahrik ediyor olması iyi değil.
Charlie and I talked and I understand that we're just friends, and that it is not okay for me to sneak into his house and lick all his silverware.
Charlie'yle konuştuk onunla artık sadece arkadaşız. Artık evine gizlice girip gümüş kaşıklarını yalamamı istemiyor.
Okay- - that is not good.
Tamam... Bu iyi değil.
Mom, he is not interested in hearing about all that, okay?
Anne, o bunlarla ilgilenmiyor, tamam mı?
Okay, Charles Manson a.k.a. Jesus Christ, prisoner and the family of the infinite soul are filing this motion on behalf of Manson Christ charging that the sheriff is depriving me of my every last spiritual, mental, physical and molecular liberty in an inconstitutional manner, not in harmony with man's or God's law asking that I be released as of now.
Pekala, Charles Manson diğer adıyla İsa Mesih, sonsuz ruhun soyu ve mahkumu bu teklifi Mesih Manson adına sunar ve der ki şerif beni, yasalara aykırı ve insan ya da Tanrı katında hükmü olmayacak bir biçimde beni, bütün ruhsal, zihinsel, fiziksel ve moleküler özgürlüğümden yoksun bırakıyor bu yüzden hemen şimdi salıverilmemi teklif ediyorum.
Look, I just want you to understand that what's next is not a prank, okay?
Bak, şunu anlamanı istiyorum, bundan sonra olacaklar eşek şakası değil, tamam mı?
Okay, boss, this is a job that we gotta do in the day'cause they're not gonna expect us.
Tamam patron. Bu gün içinde yapmamız gereken bir iş. Çünkü o zaman beklenmiyoruz.
But that is not a family, okay?
Ama bıraktığımız şey aile değildi.
Oh... okay, Ray, I'm sorry that it feels that way to you, but I promise that is not what's going on.
Böyle hissettiğin için üzgünüm ama yemin ederim olay bu değil.
Rose, is it okay that we're not fighting?
Roze, bizim savaşmamız gerekmiyor mu?
Okay, well, say what you want, but that is not why he didn't charge me.
Tamam, peki siz nasıl isterseniz öyle takılın ama ücret almamasının sebebi bu değil.
That's not what this is, but okay.
Bu paralel park değil ama neyse.
What's not okay is that she wants to take advantage of how much you love her.
Sorun olan, onun senin sevginden nasıl faydalandığı.
That is a terrific idea, Stan, A-Okay.
Müthiş bir fikir, Stan. Tam not veriyorum.
Okay, I don't know who gave you a tattoo, but that is not good parenting.
tamam, sana kim dövme yaptı bilmiyorum ama anne-babalık bu değil.
that is 2872
that is so lame 16
that is not 75
that is the question 108
that is awesome 117
that is not fair 93
that is so sweet 227
that is all 319
that is weird 91
that is not true 434
that is so lame 16
that is not 75
that is the question 108
that is awesome 117
that is not fair 93
that is so sweet 227
that is all 319
that is weird 91
that is not true 434
that is good 189
that is so cool 125
that is right 117
that is not the point 62
that is enough 189
that is a lie 69
that is an order 68
that is ridiculous 146
that is great 150
that is not the case 19
that is so cool 125
that is right 117
that is not the point 62
that is enough 189
that is a lie 69
that is an order 68
that is ridiculous 146
that is great 150
that is not the case 19