The closet Çeviri Türkçe
3,831 parallel translation
You got one too many skeletons in the closet to be calling the shots here.
Emir veremeyecek kadar fazla kirli çamaşırın var.
There's a safe in the closet.
Dolapta bir kasa var.
That's marriage, except the closet is your entire life, and the tennis bag is a guy.
Bu, evlilik. Dolap senin tüm hayatın, tenis çantası da kocan.
Everything's in the closet.
Hepsi koridordaki dolapta.
Help me. We'll hide her in the closet.
Yardım et de kadını dolaba gizleyelim.
There's towels in the closet in the hallway.
- Evet. Koridordaki dolapta havlu var.
But if you borrow the body, you have to borrow the closet... and, my dear, you would think the woman invented the housecoat.
Vücudu alacaksan dolabı da ödünç almak zorundasın. Bu kadının sabahlığı icat ettiğini düşünürdün, canım.
Too much like being back in the closet.
Yeniden tercihlerimi gizlemek gibi olacak.
You think that dude is still in the closet?
Sence o herif hala dolapta mıdır?
He was upstairs, in the closet.
Üst kattaki dolabın içindeydi.
You put her in the closet. You lock her up.
Dolabın içine koyun Ve kilitleyin.
I'm so, so sorry about the closet.
Dolap olayı konusunda çok üzgünüm.
How are you supposed to get out of the closet when you're in the closet?
Girdikten sonra nasıl çıkmayı düşünüyorlar acaba?
- Don't close the closet.
- Onu kapatma.
What's in the closet?
Dolapta ne var?
Gob's long-time nemesis had come out of the closet and used it to great advantage in his act.
Gob'un ezelî düşmanı, eşcinsel olduğunu açıklamış ve bunu gösterisinde avantaj olarak kullanmıştı.
Look, it's not in the closet.
Bak, dolapta yok.
I cleaned the closet.
Gardırobu elden geçirdim.
The'notsofunny'part of the closet macho, okay...
Ama gizli maçolar o kadar da komik olmuyorlar.
A very difficult age, as you know, for their father to go out of the closet, do you understand me?
Bu yaşlar çok zordur. Babaları dolaptan çıkıp kimliğini şimdi açıklayamaz.
Thirty, still in the closet. Seriously?
Cidden mi?
All your dance clothes and workout gear are in the closet.
Tüm dans kıyafetlerin ve eşyaların dolapta.
The old owner must have left it in the closet or something.
Eski sahibi dolapta falan unutmuş olmalı.
Well, I guess that in the closet sitting some slut.
Tabii dolapta bir kadın saklamıyorsan.
Her phone rang in the closet.
Kızın telefonu dolabın içinde çaldı.
She's shut herself in the closet.
Dolabın içine kapattı kendini.
She never thought she'd hide in the closet for 27 days
Dolapta 27 gün boyunca saklanıp kendini Brezilya'da bulacağını hiç düşünmedi.
That's the closet they took her through.
Bunlar onu geçirdikleri dolap.
He was in the closet, playing with dry-cleaning bags.
Dolapta kuru temizleme poşetleriyle oynuyordu.
- So Shane and tom [chuckles] jumped in the closet to hide,
Bu yüzden Shane ve Tom saklanmak için dolaba koştular. KIZKARDEŞ JESSIE
And then my dad walks in, And they both jump out of the closet like, "surprise!"
Sonra babam içeri girdi, onlar da dolaptan "sürpriz" diye bağırarak çıktılar.
It was funnier than hell that they did that, Because it's like they came out of the closet at my dad's house.
Çünkü babamın evinde dolaptan çıkmışlar gibi oldu.
The skeleton in your closet comes in the form of a starter pistol in the attic.
Gizli yerindeki iskelet, tavan arasındaki yarış tabancası olarak geliyor.
Yes, on the top shelf of the broom closet.
Evet, süpürge dolaplığının en üst rafında.
Broom closet in the kitchen.
- Süpürge dolaplığı mutfakta.
Now, Mr. Allen discovered on entering the water closet, that the only decoration therein was a portrait of George Washington.
Ethan Allen tuvalete girince bir bakmış ki, içerideki tek dekorasyon
Motherfuckers in homicide had me sitting in a closet asking the same shit over and over.
Cinayet masasındaki anası s.kikler beni bir dolaba oturttular ve aynı b.ku sorup durdular.
Watching me, waiting, hiding in a closet or parked outside the house, the Hockey News.
Klozetin içine ya de evin dışındaki parka "Hockey News" e saklanmış, beni izliyor bekliyor.
Marshall, there is a hole in my closet door the size of you.
Marshall, dolabımda senin büyüklüğünde bir delik var.
My bag got stolen, so I just pulled this out from the depths of my closet.
Çantam çalındı, o yüzden dolabın dibinden bunu çıkardım.
Could you take them upstairs to the hall closet for me?
Benim için onları üst kattaki koridor dolabına çıkarır mısın?
I guess the paramedic liked your storage closet because somebody got flowers, girlfriend, and it wasn't me.
Bizim sağlıkçı çocuk senin kaputu sevmiş galiba çünkü birilerine çiçek geldi kızım ve bana değiller.
If this is the new you, i do not want to see you going through my closet.
Yeni halin buysa gardırobumu karıştırdığını görmek istemiyorum senin.
Hmm, let's just have a look in the toy closet, shall we?
Şu oyuncak dolabına bir bakalım.
The week I spent hiding in your closet, eating your turds, was the best week of my life.
Dolabında saklanarak, boklarını yiyerek geçirdiğim bu bir hafta hayatımın en güzel haftasıydı.
Play your cards right, maybe I can supply you with the truth about Abe Ryland, fill you in on the skeletons he's got hiding in his closet and what he knows about the Big Four.
Kartlarınızı doğru oynayın, belki ben de size Abe Ryland hakkında gerçeği sağlayabilir, kirli çamaşırları ve Büyük Dörtlü ile ilgili bildikleri hakkında bilgi verebilirim
Get the small box in your closet underyour bras
Elbise dolabında sutyenlerinin altında bir tane küçük kutu var. Onun içinde.
The empty closet should be a pretty strong indication... that it wasn't like the rapture or anything.
Boş bir dolap gayet güzel bir gösterge... Sonuçta rapture olduğu falan yok.
Someone hacked into the supply closet and counterfeited these "History of Ice Cream" admission cards.
Biri erzak dolabına sızmış ve bu "Dondurmaların Tarihi" dersine kayıt formlarının sahtelerini üretmiş.
Only if you call being stuffed in the bedroom closet "posed".
Yatak odası dolabına tıkıştırılmışsan "poz" diyoruz.
- The closet space...
- Dolaptaki alan...
closet 47
closets 45
the card 32
the crow flies straight 33
the council 29
the choice is yours 166
the crew 35
the city 103
the car is here 16
the camera 86
closets 45
the card 32
the crow flies straight 33
the council 29
the choice is yours 166
the crew 35
the city 103
the car is here 16
the camera 86
the cars 36
the cat 115
the cowboy 18
the cards 33
the car 277
the chair 57
the clock is ticking 101
the caretaker 29
the curse 50
the case 115
the cat 115
the cowboy 18
the cards 33
the car 277
the chair 57
the clock is ticking 101
the caretaker 29
the curse 50
the case 115
the cake 61
the club 60
the coast is clear 60
the captain 118
the case is over 17
the child 120
the case is closed 84
the cops 215
the clock 26
the cross 35
the club 60
the coast is clear 60
the captain 118
the case is over 17
the child 120
the case is closed 84
the cops 215
the clock 26
the cross 35