The real reason Çeviri Türkçe
904 parallel translation
You know that wasn't the real reason, but you still came with me.
Öyle olmadığını bildiğin halde buraya geldin.
You know, Dale, I haven't told you the real reason I asked you down here.
Dale, seni buraya çağırışımın asıl nedenini söylemedim.
All right, I'll try and fix it. You see, she doesn't understand the real reason.
Bak, o gerçek sebebi anlamıyor.
What is the real reason?
Asıl neden nedir?
Do you want to know the real reason why Mr. Bingley left Netherfield for London?
Bay Bingley'in Netherfield'dan... Londra'ya dönmesinin gerçek nedenini bilmek ister misin?
● They did not give you the real reason.
- Evet. Bu kesintinin asıl sebebini size söylememişler.
You know the real reason he keeps chasing me?
Neden peşimde koşuyor biliyor musun?
I'll tell you the real reason.
Gerçek nedenini söyleyeceğim size.
Tell me the real reason you won't exhibit the picture.
Portreyi sergilememenin gerçek sebebini anlat.
Then maybe my idea, that is the real reason why I'm here... maybe is some good to you as well as me.
Belki de fikrim, ki buraya gelme sebebim odur sizin de benim de işimize yarayabilir.
The real reason you had me up here is because... you're looking for a smooth operator who keeps his mouth shut.
Beni buraya çağırmanızın gerçek sebebi işini sessizce halleden ve çenesini kapalı tutacak birini arıyor olmanızdı.
Miss Dillwood, I don't think anything as trivial as your fiancé's cough is the real reason for your indecision.
Bayan Dillwood, kararsızlığınızın gerçek nedeninin nişanlınızın öksürüğü gibi önemsiz bir konudan kaynaklandığını sanmıyorum.
Come on, I'll show you the real reason I wanted to get the posse out of town.
Gelde sana takip ekibinin kasaba dışına gitmesini neden istediğimin asıl sebebini göstereyim.
Ah, come now, the real reason, the truth.
Hadi ama, gerçek sebebi söyle.
I guess that's the real reason.
Sanırım gerçek sebep bu.
Do you think anybody ever tells the real reason for a divorce at the trial?
Mahkemede boşanmanın gerçek nedenini söyleyen var mıdır sanıyorsun?
What was the real reason?
Gerçek neden neydi?
That ain't the real reason.
Asıl neden bu değil.
- What is the real reason?
- Asıl neden ne peki?
What's the real reason?
Gerçek sebep ne?
The real reason.
Ama asıl sebep?
Let's have the real reason.
Şimdi gerçek sebebini söyleyin.
This is the real reason I'm here.
Buraya asıl gelme nedenim de bu.
Do you think that is the real reason you're being dismissed?
Gönderilmenizin tek nedeninin, bu olduğunu mu sanıyorsunuz?
Suppose you tell me the real reason why you're here.
Burada olmanızın gerçek sebebini söylesenize.
The real reason is, you're in love with someone else.
Aslında siz başkasına âşıksınız.
You know the real reason why he tried to kill you.
Seni öldürmeye çalışmasının sebebini artık biliyorsun.
The real reason I came was about the record company.
Aslında plak şirketi hakkında konuşmak için geldim.
Your Majesty knows the real reason.
Gerçek nedeni ise Majesteleri biliyordur.
I guess the real reason I came in here was to tell you that I...
Sanırım senin de dediğin gibi buraya gelişimin gerçek sebebi, ben...
Frohlich the real reason I have come is to request something for my students...
Bay Fröhlich... Aslında buraya... sizden öğrencilerim için bir şey istemeye gelmiştim.
I know they're a nuisance, but that is the real reason for our trip.
Problemli oldularını biliyorum, ama gezimizin asıl amacı bu.
The real reason is that he hates all women.
Gerçek nedeni tüm kadınlardan nefret etmesi.
The real reason, Miles.
Gerçek sebebi, Miles.
But that's not the real reason.
Ama gerçek neden bu değil.
What's the real reason?
Gerçek nedeni ne peki?
But the real reason, Becky, is because I love you, and I want you and some young man to have what I had.
Fakat asıl sebep Becky, seni seviyor olmam. Sen ve genç bir adamın sahip olduklarıma sahip olmasını istiyorum.
The real reason is, " "l'm a philanthropist, boy." "
Gerçek sebep şu ki, "Ben bir yardım severim, dostum"
That's the real reason, money!
Asıl neden bu. Para.
The real reason I came over here was to get you to come back to the show no matter what I had to do.
Buraya gelmemin esas nedeni seni gösteriye geri götürmekti, ne yapmam gerekirse, gereksin.
Are you sure this is the real reason?
Gerçek sebebin bu olduğundan emin misin?
The real reason for this visit, Sevcheria is for you to arrange an appearance for Maximus Pettulion in the arena.
Sevcheria, ziyaretimin asıl sebebi Maximus Pettulion için arenada bir gösteri ayarlaman.
But first, what's the real reason you're going out with Johnny?
Ama önce, Johnny'yle çıkmanın gerçek sebebi nedir?
- Is that the real reason?
- Gerçek neden bu mu?
The real reason Helen called was to tell me they're buying a cottage in Breezy Point...
Helen'in asıl arama sebebi, Breezy Point'de alacakları yazlığı anlatmaktı- -
But that wasn't the real reason either.
Ama gerçek sebep bu da değildi.
But I didn't mention the real reason I needed to stay here.
Ama burada kalmamın asıl sebebini söylememiştim.
"The reason you ain't got no real friends is'cause you're ornery."
"Sinirlendiğin için hiç gerçek dostun olmuyor."
Now, now, in spite of everything that's happened, I see no real reason why you shouldn't go through with the wedding.
Şimdi, olan bunca şeye rağmen nikahın kıyılmasına engel olacak gerçek bir sebep görmüyorum.
I'll tell you the real, true reason.
Size asıl gerçeği söyleyeceğim.
The reason I ask is, we're looking for somebody... a real nut.
Bunu soruyorum çünkü birini arıyoruz tam bir kaçık.
the real one 64
the real me 30
the real story 16
the real deal 26
the real thing 38
the real ones 16
the real you 39
the real 41
the reality is 24
the real question is 84
the real me 30
the real story 16
the real deal 26
the real thing 38
the real ones 16
the real you 39
the real 41
the reality is 24
the real question is 84
the real world 22
reason 73
reasons 43
reasonable 43
reasonable doubt 18
reasonably 25
the rest of us 45
the rest of my life 18
the restaurant 50
the road 48
reason 73
reasons 43
reasonable 43
reasonable doubt 18
reasonably 25
the rest of us 45
the rest of my life 18
the restaurant 50
the road 48
the right way 29
the rules have changed 16
the rules are simple 34
the rules 72
the rain 42
the rock 58
the river 87
the rope 39
the right thing 58
the roof 92
the rules have changed 16
the rules are simple 34
the rules 72
the rain 42
the rock 58
the river 87
the rope 39
the right thing 58
the roof 92
the rest of your life 21
the right 75
the reason 46
the red one 47
the ring 177
the radio 72
the r 45
the redhead 38
the right 75
the reason 46
the red one 47
the ring 177
the radio 72
the r 45
the redhead 38