The reason i'm here Çeviri Türkçe
811 parallel translation
But Tom is not the reason I'm here.
Ancak burada olmamın sebebi Tom değil.
You know, Dale, I haven't told you the real reason I asked you down here.
Dale, seni buraya çağırışımın asıl nedenini söylemedim.
The reason why I'm here is of very big important use.
Burada olma sebebim çok önemli bir şey için.
The reason I'm asking is because being kids together gave me the idea that you might like to join hands with me and save some of those other boys from ending up here.
İsteme nedenim, birlikte yetiştiğimizden el ele verirsek o çocuklardan bazılarını bu noktaya gelmekten kurtarabiliriz.
Then maybe my idea, that is the real reason why I'm here... maybe is some good to you as well as me.
Belki de fikrim, ki buraya gelme sebebim odur sizin de benim de işimize yarayabilir.
Nugent, the reason I'm here is that I want to let you off the hook.
Nugent, burada bulunmamın sebebi seni kancalarından kurtarmak için.
That's the reason I'm here.
Burada olmamın nedeni de bu.
That's the only reason I'm here.
Beni burada tutan tek sebep bu.
But I imagine the captain has a reason for being here, too.
Ama, sanırım ki, Yüzbaşının burada olmasının bir sebebi var.
I'm here for the same reason you are, to do everything in my power to make him a success in this.
Sizinle aynı nedenden buradayı, bunda başarılı olması için elimden geleni yapmak amacıyla.
I hope you're here for the reason I think.
Umarım tahmin ettiğim nedenden dolayı buradasın.
This is the real reason I'm here.
Buraya asıl gelme nedenim de bu.
I know the reason that I'm back here in Pella.
Pella'ya dönüş nedenimi biliyorum.
The reason I'm going and the reason I'm here is oil.
Gidiş nedenim, buraya da gelme nedenim petrol.
The reason why I asked you here tonight... I'm leaving the theater.
Bu gece sizi buraya çağırmamın nedeni... tiyatroyu bırakıyorum.
I guess the real reason I came in here was to tell you that I...
Sanırım senin de dediğin gibi buraya gelişimin gerçek sebebi, ben...
And that's the only reason I'm here is to help you.
Ben de bu yüzden sana yardım etmek için buradayım.
Well, for the same reason most folks up here did, I suspect.
Sanırım çoğu insan gibi aynı nedenden ötürü.
All my life I dreamed of this and that's the reason why it needn't end here!
Hayatım boyunca bunu hayal ettim... ve bu sebepten sona ermemeli.
The reason I come up here tonight was to see if there was anything I could do for you.
Buraya gelmemin sebebi, sizin için yapabileceğim bir şey var mı diye.
That is not the reason I'm here.
Bu yüzden gelmedim.
Well, I'm here for the same reason.
Şey, aynı sebepten dolayı buradayım.
I reckon the reason I drag you out here is I'm as sentimental as the next fellow when it comes to old times.
Sanırım sizi buraya getirmemin nedeni herkes gibi, eski günler hakkında duygusal olmam.
That's the reason why I'm standing here now.
Şuan burada olmamın tek sebebi de budur.
That's not the reason why I'm standing here now.
Şuan burada olmamın sebebi bu değil.
You're here for the same reason as I am.
Senin neden burada olduğunu biliyorum. Ben de aynı durumdayım.
Before you leave, won't you want to know the reason why I didn't pick up this gun lying here?
Ama gitmeden önce, tüfeği neden almadığımı öğrenmek istemiyor musunuz?
Mr. Lütfü, I still couldn't understand the reason you to call me here.
Lütfü Bey, beni çağırmanızın sebebini hâlâ anlayamadım.
At least I'm frank,... but you can't even admit to yourself... the reason why you're here.
En azından ben dürüstüm,... ama sen neden burada olduğunu... kendine bile izah edemezsin!
I assume that, the reason you're here... is to look for Zhao Wuji?
Sanırım, sizde bu nedenle... Zhao Wuji yi bulmaya çalışıyorsunuz değil mi?
The reason why I'm here is because a buddy of mine... Who'd been in'nam took his own life today.
Burada bulunmamın nedeni, Vietnam'dan dönen bir dostumun bugün intihar etmesidir.
For the simple reason that I'm the man here.
Çünkü basitçe, burada erkek benim.
That's right. The only reason I'm here is maybe I'll buy it!
Gelmemin tek nedeni burayı satın alma ihtimalimin olması!
It's the reason I'm here.
Bunun için geldim.
I wanted to say that your pal, Jack, is kind of in the shit, is the reason I'm here.
Arkadasın Jack bu boka bulaşmış durumda, bunun için buradayım.
The main reason I'm here, is to ask you a question.
Buraya gelişimin esas nedeni, size birkaç soru sormak.
I'm here at lunch with you which I knew was the reason you invited me and all I'm sitting here for is to get guilty with you, right?
Burada beni neden davet ettiğini bildiğim bir sebepten dolayı oturmuş birlikte yemek yiyoruz ve ben seninle birlikte suçlu olmak için yemek yiyorum, değil mi?
My Liege... the reason I have gathered you all here today is to get some proper justice meted out against this Scottish turd who has clearly forged these obviously fake letters.
Kullarım bu gün sizleri buraya toplama nedenim alenen bu sahte mektupları hazırladığı anlaşılan şu İskoç hergelesine gereken uygun adaleti sağlamaktır.
I'm happy to be here, but I'm sick about the reason.
Burada oImaktan mutIuyum, ama nedeni hasta edici.
I started to think of the reason for my being here.
Burada olmam için bir sebep düşünmeye başladım.
- Well, it's the reason I'm here.
- Burada olmamın nedeni bu.
i, uh... i'm the reason he's here.
Ben, Uh... Burada olmasının sebebi benim.
But the real reason I'm here is to see if you've gotten all your shots.
Ama burada olmamım gerçek sebebi. bütün atışlarını yapabilip yapamadığına bakmak.
The only reason I'm in here... is because it's better than juvie hall.
Burada olmamın tek sebebi... Juvie Hall'dan daha iyi olması.
Uh... anyway, now that I've got you alone here, Mr. Drake, the real reason I'm filling in for Martin is so that I could tell you what I wanted to tell you all night.
Her neyse, nihayet yalnız kalabildik, Bay Drake. Martin'in yerine geçmemin gerçek nedeni bütün akşam size söylemek istediğim şeyi söyleyebilmekti.
I could give you many reasons, but the main reason... is my lovely Madonna here.
Bir çok neden söyleyebilirim, ama en önemlisi... Burada bulunan sevgili Madonna'm.
- They're the reason I'm here.
- Burada olmamım nedeni onlar.
"You are the reason that I am here."
"Senin yüzünden buradayım."
- "You're the reason I'm here."
- "Senin yüzünden buradayım."
You're the reason I'm here.
"Senin yüzünden buradayım."
The only reason i'm here is'cause of frank.
Benim burada olmamın tek nedeni frank.
the reason 46
i'm here 4719
i'm here for you 373
i'm here if you need me 37
i'm here too 22
i'm here to stay 17
i'm here now 349
i'm here to help 220
i'm here to help you 212
i'm here to save you 34
i'm here 4719
i'm here for you 373
i'm here if you need me 37
i'm here too 22
i'm here to stay 17
i'm here now 349
i'm here to help 220
i'm here to help you 212
i'm here to save you 34
i'm here on business 49
i'm here with you 65
i'm here to rescue you 19
i'm here to work 18
i'm here to see you 50
i'm here because 32
i'm here to listen 16
i'm here because of you 16
i'm here to apologize 34
i'm here to tell you 22
i'm here with you 65
i'm here to rescue you 19
i'm here to work 18
i'm here to see you 50
i'm here because 32
i'm here to listen 16
i'm here because of you 16
i'm here to apologize 34
i'm here to tell you 22
i'm here to 41
i'm here to warn you 17
i'm here to protect you 31
i'm here to see mr 21
the rest of us 45
the rest of my life 18
the restaurant 50
the right way 29
the road 48
the rules have changed 16
i'm here to warn you 17
i'm here to protect you 31
i'm here to see mr 21
the rest of us 45
the rest of my life 18
the restaurant 50
the right way 29
the road 48
the rules have changed 16
the real one 64
the rules are simple 34
the rules 72
the rain 42
the river 87
the rock 58
the real me 30
the rope 39
the right thing 58
the roof 92
the rules are simple 34
the rules 72
the rain 42
the river 87
the rock 58
the real me 30
the rope 39
the right thing 58
the roof 92
the rest of your life 21
the right 75
the real deal 26
the real story 16
the red one 47
the ring 177
the r 45
the radio 72
the real thing 38
the real ones 16
the right 75
the real deal 26
the real story 16
the red one 47
the ring 177
the r 45
the radio 72
the real thing 38
the real ones 16