There is no hope Çeviri Türkçe
251 parallel translation
There is no hope.
Hiç umut yok.
There is no hope
Hiç umudum yok.
If this meeting should fail, then I'm afraid there is no hope.
Bu toplantı başarısız olduğu taktirde, korkarım ki umut kalmayacak.
There is no hope, I give up.
Umut yok, pes ediyorum.
There is no hope for you.
Senin için ümit yok.
There is no hope ; my good luck has run out
Umut kalmadı ; iyi şansım bitti.
- You are saying there is no hope of victory.
- Hiç zafer umudu yok diyorsun.
How long are you gonna keep on hoping when there is no hope?
Ümit kalmayınca daha ne kadar ümit besleyeceksin?
No, Doctor, there is no hope.
Hayır, Doktor, hiç ümit yok.
There is no hope unless I can get rid of Clouseau.
Clouseau'dan kurtulmadıkça, hiç ümidim yok.
There is no hope for him.
Hiç umut yok.
She would never have gone so long without writing me. I'm afraid that there is no hope of finding her alive.
Bu kadar uzun süre beni habersiz bırakacağına inanmadığım için acaba onu tekrar canlı bulma ümidi var mı diye kendime soruyorum.
There is no hope for peace now.
Artık barış için bir ümit yok.
- There is no hope, Sire.
- Hiç umut yok majesteleri.
I think there is no hope for us.
Fazla umudumuz yok.
I'll know there is no hope, I'll get used to it.
Eğer umudum olmazsa, bunu kabullenirim.
Then there is no hope for my brother?
Yani ağabeyim için umut yok mu?
There is no hope for you, unless...
Senin için hiç ümit yok, sadece...
It is sometimes said that where there is no hope, there is no life.
Bazen denir ki, ümidin olmadığı yerde, hayat da yoktur.
They tell me that you are dead... that there is no hope... just our own salvation.
Senin öldüğünü söylediler... Umut yok... Kendi kurtuluşumuz.
Without the Matrix there is no hope, no hope, no hope, no hope at all.
Matrix olmazsa, umut da olmaz.
When there is no hope the joy of life disappears.
Umut olmadığı vakit, yaşam zevki de olmuyor.
There is no hope in chaos, only in order.
Kargaşalar olacağına hiç şüphe yok, yanlız bu düzenle.
No wonder Magneto believes there is no hope of peace.
Magneto bu yüzden barış için umut olmadığını düşünüyor.
Fight with all of your heart or there is no hope.
Eğer tüm yüreğinle savaşmayacaksan hiç umut yok.
- So there is no way out, no hope?
# - Umutsuzca kapana kısıldık desenize!
There is no war and not hope for any.
Ne savaş var, ne de umut.
" There is no hope.
Boşa umut beslemeyin.
Yes. If there is no other way, then I hope it in the name of the Lord.
Evet Tanrı adına umuyorum ki, başka yolu yoksa.
I hope there is no problem.
Umarım sorun olmamıştır.
No, Sam. There is no such hope. You...
Hayır Sam, böyle bir umuda kapılma.
There may be no hope for you, but there is for me.
- Lütfen bırak gideyim.
No, no, there is hope, there is hope!
Hayır, hayır umut var!
"Today there is no other hope to regain peace and justice but through the triumph of the national movement."
"Bugün, barış ve adaleti, tekrardan kazanmak için... "... ulusal güçlerin galip gelmesinden başka bir yol yok. "
- Is there no hope for him?
- Hiç umut yok mu?
- Is there really no hope?
- Gerçekten umut yok mu? - En ufak bir umut yok.
without love there is hope, without love there is no beauty, without love there is unity.
Sevgi olmadan birlik olmaz.
No, it is better not to know - and yet-there may be hope
Hayır, bilmemek daha iyi. En azından bir umut olabilir.
There's no hope, is there?
Artık hiç ümit yok, değil mi baba?
So, what you're saying, doctor... is that even though there's no hope... for the scar tissue to develop... makeup in itself would not be painful... to the patient.
Ee, ne diyorsunuz doktor... yara dokusunun büyümesi için... hiç umut yok mu? Yaranın üzerine makyaj yapmak... hastaya acı verir mi?
Is there no hope once the wings have brushed you?
Kanatlar size sürtündüyse hiç bir umut yok mudur?
Is there no hope for me?
Benim için bir ümit yok mu?
But for my son Calibos, there is to be no mercy, no hope.
Ama benim oğlum Calibos'a hiç merhamet, hiç umut yok.
The Romans will be attacking any time now and still no word... from Anticlimax, it's getting serious, there's no hope, we're lost.
Romalılar neredeyse saldıracaklar ama hala... Anticlimax'tan bir haber yok, iş ciddileşiyor, ümit yok, mahvolduk.
Is there no hope?
Hiç mi umut yok?
Is there no hope?
- Hiç umut yok mu?
No. If there is to be hope, we must all betray our countries.
Hayır, eğer bir umut olacaksa, her birimiz ülkelerimize ihanet etmek zorundayız.
You know, I hope that's not true... but if it is, and there's no law against it... my hands are tied.
- Umarım bu doğru değildir. Doğruysa da buna karşı bir yasa yok. Elim kolum bağlı.
Is there no hope for Brevelle or Mendez?
Brevelle ya da Mendez için hiç ümit yok mu?
So there's no hope... and mankind is just a component of the device... by which the devil creates itself.
Yani hiç umut yok... ve insanoğlu sadece şeytanın kendi kendini yarattığı... cihazın bir bileşeni.
However, there is no evidence whatsoever that Ridley's work yielded any results, or that his theories, all hope to the contrary, hold any validity.
Buna rağmen, Ridley'in çalışmalarının ya da teorilerinin işe yarayıp yaramadığı konusunda bir kanıt ya da bir umut oluşturacak bir ışık yok.
there isn't 382
there is no such thing 30
there is no need 45
there isn't any 54
there is no escape 44
there is no god 74
there is nothing 106
there is hope 43
there is no time 77
there isn't time 60
there is no such thing 30
there is no need 45
there isn't any 54
there is no escape 44
there is no god 74
there is nothing 106
there is hope 43
there is no time 77
there isn't time 60